~1.BÖLÜM~

277 175 223
                                    

"Hocam ben katılmak istiyorum!" Tabii ki ben katılacaktım bu sınıfta tek resim çizebilen benim.

"Evet, Ayperi bende senin katılmanı istiyordum zaten. Resim derslerimde yeterince hünerlerini gösteriyorsun."

"Teşekkür ederim."

"Sen yaparsın Ayperi!" Kulaklarıma dolan tiz sesle arkamı döndüm. Sesin sahibi Mineydi. Teşekkür edercesine bir gülümseme takınıp önüme döndüm.

Bu kızı hiç sevmiyorum!

Zilin çalmasıyla resim defterini resim çantasına sıkıştırıp fermuarını kapattığım sırada beni kapının önünde bekleyen Kiraz bana delici bakışlar atıyordu. Bunu hep yapardı ama ben de hep geç kalıyordum.

Haklı.

"Geldim geldim hadi çıkalım." Bir an bana sarılmasıyla duraksadım.

"Sen kazanacaksın yarışmayı eminim. Ne kadar süren varmış? Hoca hiçbir şey söylemedi."

"Bende telefon numarası vardı mesaj atar öğrenirim."

Çoktan yürümeye başlamıştık.

"Okula yeni birisi gelmiş duydun mu?"

"Hayır."

Evet. Gördüm onu.

Kapıya vardığımızda vedalaştık. Otobüs durağına ilerlerken cebimdeki telefonum titredi. Gelen bildirim Kemal hocadandı.

-Ayperi sana söylemeyi unuttum yarışmaya seninle birlikte okulumuzdan bir öğrenci daha katılacakmış. Yarışmaya tam 15 gün var . Senden de Baray'dan da çok iyi performanslar bekliyorum.

Demek adı Baray , nasıl biri acaba?

...

"Kim o?" Ben daha konuşmadan kapı açıldı.

"Hoş geldin Ayperi." Boynuna sarıldım.

"Anne resim yarışmasına katıldım!"

"Aferin kızım, kazanırsın umarım." Onun da benim gibi sesi neşeli çıkıyordu.

"Hadi gel yemek hazır."

Yemeğimi yiyip odamda pek uğramadığım çalışma masama oturdum. Üst dolaptan eskiz defterimi, çekmeceden ise suluboyayı çıkarıp masaya indirdim. Ne zaman canım sıkılsa, hastalansam, notlarım için üzülürsem, birileri ile kavga etsem eve gelir, masama oturur, resim çizmeye başlardım. Şimdide en iyi yaptığım şeyi, tek terapim olan resimlerimi çizmeye başladım.

Eskiz defterimde iki sayfa daha renklerle dolduktan sonra eşyalarımı toplayıp yatağıma uzandım. Telefonumu elime aldım ve ilk olarak İnstagrama girdim. Okulun -dünyanın en boş işi olarak düşündüğüm- itiraf sayfasına girdim. Takipçi sayısı 547ydi ama okulun mevcudu 700 civarındaydı. Yani aradığım kişiyi bulamayabilirdim. Heyecanla arama motoruna Baray yazdım. Ben yazarken altta Baran, Barkın, Barış isimleri çıktı ama Baray yazdığımda hiçbir sonuç bulunamadı yazısıyla karşılaştım. Derin bir nefes verip telefonu bırakınca uykuya teslim oldum.

...

"Günaydın!" Kiraz her zamanki gibi neşe saçıyordu. Neşesini bana da bulaştırdığında gülümsedim.

"Dün ne oldu biliyor musun?" Kim bilir yine ne yaptı deli kız. "Okula yeni gelen çocuğa istek attım!" Bir anda yüzü düştü. "Kabul etmedi ama daha görmemiştir herhalde. Bu arada adı Baraymış."

OHA! Ben bu çocukla mı yarışmaya katılacakmışım. Ben o kendini beğenmiş ukala çocukla hiçbir şey yapamazdım ki. Düşüncelerimden kurtulup 'hmm' gibi bir tepki verdim.

O sırada hoca gelmiş ve ders başlamıştı. Normalde olsa pür dikkat dinlediğim tarih dersini bu ders dinlememiştim çünkü kafa yorduğum daha önemli şeyler vardı.

Hiçbir şey derslerinden daha önemli değil Ayperi!

Zilin çalması beni kendime getirirken Kiraz koluma yapışmış kantine gitmekte ısrar ediyordu. Kıramadığım için mecburen kabul ettim.

"Ya çocuk aşırı yakışıklı."

"Kim?" Kim bilir yine kim? Kiraz aslında çok iyi bir kızdı. Sevecen ,heyecanlı, neşeli olması çevresindekileri de mutlu ediyordu. En çokta beni. Ben pek kimseyle konuşmayan içe dönük bir kızdım bu yüzden genelde birisi bir soru soracaksa, sohbet edecekse o kişi Kiraz olurdu.

"Yeni gelen çocuk işte. Baray."

Sadece adını söylerken bile gözleri parıldıyor.

"Haa, bilmem. Ben pek umursamıyorum."

Aynen, umursamıyorsun.

...

Öğlen arası telefonumu çıkartıp internetimi açtığımda yukarıdan bir bildirim düştü. baraybkn_ seni takip etmek istiyor.

Gelen bildirimle bir an şoka uğrasamda hemen toparladım ve gelen isteği sildim.
Yemeğimi hızlıca bitirmeye çalışırken karşımdaki sandalye geriye çekildi.

"Oturabilir miyim?"

Karşımda keskin çenesiyle, siyah saçlarıyla, ormanı anımsatan parlak yeşil gözleri ile uzun boyuyla, çok olmasada kaslı denebilecek vücuduyla Baray duruyordu.

Donup kalmamla gülümsedi. Bembeyaz dişleri gülümsemesiyle gözüme takılmıştı farkında olmadan gözlerim ağzında takılı kaldığı için gülümsemesi daha da büyüdü. Kahkaha atacak gibi duruyordu.

"Neden kabul etmiyorsun isteğimi ben kabul edilmeyecek biri miyim?"
Sırıtarak kurduğu cümleler sinirimi şimdiden bozmaya yetmişti
Ukalalığa başladı bile.
"Neden kabul edeyim tanımıyorum bile seni?"

"Tanışırız hem zaten bir süre birlikte olacağız. Tekrar atıyorum kabul et."

"Etmeyeceğim. 14 gün sonra bir daha görüşmeyeceğiz zaten."

"Bilemezsin." Göz kırpıp oturduğu sandalyeden kalktı. O kantinden çıktıktan sonra üzerimde olan iğrenç bakışları fark ettim. Mine bana sırıtarak bakıyordu. Bu kız ne yapmaya çalışıyor.
"Birşey mi oldu Mine?" Ona yönelttiğim soruyla kendini düzeltti.

"Hayır."

Gerizekalı

Bende sandalyemden kalkıp merdivenlere doğru ilerliyorken Kemal Hocanın seslenmesiyle arkamı döndüm.

"Efendim hocam?"

"Tanıştınız mı Barayla? Anlaşabildiniz mi? Numaranı istemişti benden."

"Evet hocam iyi anlaşıyoruz."

"Yalnız acele atmeniz gerekiyor 14 gün kaldı yarışmaya."

"Haklısınız hocam en kısa zamanda başlayacağız." Hafif gülümsememle yanından ayrılıp onu da geçiştirmeyi başarmıştım.

Ders zilinin çalmasına 3 dakika kalmış olmasına sevinirken telefonumu çıkartıp tekrar attığı isteği sildim ve telefonu sessize alıp çantama attım.

Evet canlar ilk bölümün sonuna geldik.✨ Nasıl buldunuz girişte pek olaya yer vermek istemedim ne de olsa giriş bölümü ama diğer bölümde olacaklara hazır olun 😁
Kendinize iyi bakın byyy<3

BERGEWhere stories live. Discover now