8.BÖLÜM

53 10 1
                                    

  Çalan alarm sesiyle pes edip yataktan kalktım, akşam geç yattığım için sabah kalmakta zorlanıyordum. Normalde rahat rahat hazırlanırken bu gün geç kalktığım için çabuk hazırlanıp evden çıkmalıydım. Hazırlanmış tam evden çıkacakken kulaklığımı unuttuğumu fark ettim ve kulaklığımı almak için odama girdim o sırada ayağıma bir şey takıldı. Ne olduğuna bakmak için yere baktığımda Atlas'ın bende kaldığında olan yedek tişörtü yerdeydi. Tişörtü yerden alıp odanın bir köşesine attım ve kulaklığımı alıp evden çıktım. Yolda müzik dinleyerek okula gidiyordum ama aklım çalan müzikte değil Atlas'ın yaptıklarındaydı... Nasıl olsa Tuğçe salağını görmek için gelecekti okula o zaman bu yaptıklarının hesabını soracaktım ona. Aklımda bu gibi onca düşünceyle okula gelmiştim.


Sınıfa çıktığımda sıramda İnci'nin oturduğunu fark ettim, Murat'ın yanına da Kerem geçmişti. Sıraya geldiğimde İnci bana gülümseyerek sıradan kalktı "Günaydın Rüya." İnci'ye gülümseyerek "Günaydın." Dedikten sonra cam kenarına oturdum oda yanıma oturdu. Biz İnci ile sohbet ederken ilk başta Eda ve Buse sonra Murat, Kerem, Rüzgar ve Ömer bize döndü. Eda "Okul çıkışı bir yerlere mi gitsek?" dediğinde Buse "Çok ödev verilmese neden olmasın." "Ya ödevleri son gün yapma gibi bir seçeneğinde var Buse biliyorsun demi, hepsini verildiği gün yapmak zorunda değilsin." Kerem gülerek konuşmaya başladı "Boşuna konuşuyorsun İnci, sen de biliyorsun ki Buse verilen ödevleri o gün yapmadan duramaz." Buse dışında herkes gülerken ben "Her şeyin bir ilki olur." dedim çünkü biliyorum ki Buse'nin de bir gün ödevlerini yapmadan gideceğini. Aramızda sohbet etmeye devam ederken sınıfa Tuğçe girdi. Ben ona baktığımda bana ifadesiz bir şekilde bakıp en arkaya duvar kenarına oturdu. O esnada hoca sınıfa geldi ve ders başladı. 

İki ders coğrafyadan sonra bir ders matematikti ama hoca hasta olduğu için gelmemişti bizde aramızda sohbet edip duruyorduk. Hepimiz gülerken Kerem bir şeyler anlatmaya başladı.

"Hatırlıyor musunuz ikizlerin doğum gününde neler yapmıştık." Benim dışımda herkes gülmeye başladı. "Neler yaptık değil bence neler yapmadık demeliyiz. Hatırlasanıza İnci pastayı parmaklarken Ömer de parmaklayıp onun yüzüne sürmüştü." Eda gülmeye başladığında Buse anlatmaya devam etti.

"Bizde ondan pasta savaşı yapmıştık her yer pasta olmuştu güzelim pastadan iki dilim yemeden pasta savaşı yapmıştık ya hatta, pasta savaşından sonra Muratların çocuk havuzu vardı. O havuza atlamıştık havuzda baya vakit geçirmiştik ne eğlenmiştik o gün ya."

Onlar eski günleri anlatırken bende camdan dışarıyı izliyor bir yandan da onları dinliyordum. Beraber ne güzel günler geçirmiş bir sürü anı biriktirmişlerdi. Keşke o anıların içinde bende olsaydım bende "Bakın o gün böyle de olmuştu." deseydim ama yoktum. O anıların için de yoktum. Bizimkilere döndüğümde hepsi susmuş bana bakıyordu. Neden baktıklarını anlamadığım için "Neden bakıyorsunuz öyle?" hepsine bakarken Murat'ın bana baktığını fark ettim, bende ona baktığım. Ela gözleri bir farklı bakıyordu tam olarak ne olduğunu anlamasam da küçükken de böyle baktığını hatırlıyorum. Kerem konuşmaya başlayınca bakışlarını kaçıran ben oldum. "Rüya ben..." ne demek istediğini anlamıştım benim üzüldüğümü düşünmüştü ve konuyu açtığı için ne diyeceğini bilememişti. Gülümsedim sadece, zaten konu değişti o esnada ve yine tekrardan gülerek konuşmaya başladık.

Biz aramızda sohbet etmeye devam ederken, arkadan konuşan birilerinin adımı söylediğini duydum. Konuşan kişiye baktığımda Tuğçe'nin telefon konuştuğunu fark ettim, sesiz konuştuğunu düşünüyordu galiba ama sesini buradan ben bile duya biliyordum. "Rüya'nın seni görüp görmemesi umurumda değil beni çıkışta okulun önünde beklersin." Ardından Atlas'a birkaç şey daha söylerken ona baktığımı fark etti, gözlerini devirdi ve sesini alçaltarak telefon konuşmasına devam etti. Demek Atlas okul çıkışı Tuğçe'nin yanına gelecek. Benim aklıma bazı fikirler gelirken İnci'nin omzuma dokunmasıyla irkildim. "Aklında ne var?"

Yıldız kaymasıWhere stories live. Discover now