Bölüm Otuz Dokuz | Son Akşam Yemeği

Start from the beginning
                                    

''Ahsen? Sen misin?''

Ardından patlattığı kahkaha ile Mephisto'ya döndü ve Mephisto da onun gülüşüne eşlik etmeye başladı. ''Ay sen bunun dönüşümden önceki halini görseydin gözlerine inanamazdın.''

Yeniden bana baktığında gülüşü hızla silindi, gözleri bana kenetlendi. ''Ne çabuk kendini bir şey sanmaya başladın? Daha dün dizimin dibinden ayrılamıyordun, unuttun mu? Ben sana izin vermesem nefes bile almayacaktın, Ahsen. Kimsin sen şu an?''

''Hatırladığın kişi olmadığım kesin.'' dedim sakince. ''Ama dönüştüğüm kişiyi tanıyamayacaksın.''

Tek kaşı havaya kalktı ve yüzünde buna inanamayacağını gösteren bir ifade belirdi. ''Yıllarca buna dönüşmeni beklerken neredeydin? Belki o zaman daha iyi bir ilişkimiz olurdu, yazık oldu.''

Yüzüne baktığımda zaman kaybettiğimi anlamam uzun sürmeyecekti. Pes ettim ve geri çekildim. ''Efsun Hanımları bulalım, hadi.''

Sarp'ın beni takip etmesini anlatan bir işaret yolladıktan sonra yürümeye başladım. Öylece arkamı dönüp gitmemi öylesine beklemiyordu ki şaşkınlığı ses tonuna yansıdı.

''Pardon, nereye?''

Sarp ile birlikte üst kata çıkan merdivenlere yöneldiğimde arkamı dönüp ona bakmadım bile. Sarp kısık bir sesle ''Neden mahzene bakmıyoruz?'' diye sordu.

''İlk oraya bakacağımızı tahmin ediyordur, orada olmadıklarına eminim.'' dedim fısıldayarak. ''Odalarına bakalım. Umarım iyilerdir.''

''Ahsen! Sana diyorum, nereye gittiğini sanıyorsun öyle elini kolunu sallayarak?''

Merdivenleri neredeyse yarılamak üzereyken bir kez daha bağırdı.

''Ahsen!''

Tam önümdeki basamaktan yükselen sıcaklıkla hızla geri çekildim ve bir adım geri gittim. Arkamda beni sıkı sıkıya takip eden Sarp düşeceğimi fark etmesiyle belimden kavradı ve beni yakaladı. Aynı anda Asiye Hanım'a döndük. Mephisto etrafında sinsi sinsi dolanırken gözleri bizdeydi.

''Çabuk buraya gel! Kimseye yardım falan etmiyorsun! Onlar beni günlerdir tutsak ettiler ve bu mahkemeyle infazımı verme planları yapıyorlar, sen bunun farkında mısın? Bir de onlara yardım mı edeceksin? Kendine gel!''

Merdivenlere doğru yürürken gözlerinden adeta alevler çıkıyordu. İki eli de havada her an saldırma atağına geçebilir gibi görünüyordu.

''Farkındayım.'' dedim sadece.

Sarp'ın şiddetli bir koruma içgüdüsüyle tuttuğu belimi bırakmaya niyeti yoktu.

''Olması gerekeni yapıyorlar.'' dedi Sarp gözlerini ayırmadan. ''Sen birisini öldürdün.''

Dişleri arasından zar zor çıkan kelimelerde adeta annem demekte güçlük çekiyordu. Onun yüzüne bakıp annesini öldürdüğünü söylemek öyle ağır geliyordu ki. ''Belki de birilerini.'' diye ekledi.

Annemin yüzünden geçip giden şaşkınlıkla tahminlerimizin doğru olduğuna neredeyse emin olmuştum. Tek kurban Neriman Hanım değildi.

Ve belki de olmayacaktı.

Bu düşüncenin verdiği korkuyla ürperdim.

Asiye Hanım'ın gözleri yavaşça Mephisto'ya kaydı. Mephisto hızlı bir tepkiyle ellerini kaldırdı ve ''Benim hiçbir ilgim yok.'' dedi. ''Neyden bahsettiklerini bile bilmiyorum. Bakma öyle.''

O an aklımdan geçen ilk şey ne kadar doğru bir karar aldığımızdı. Bir iblis güvenmek için son kişi bile olamazdı ve onun da söylediği gibi bir iblisten sonsuz sadakat bekleyemezdik.

Fırtınalı Gecede (Tamamlandı)Where stories live. Discover now