1. bölüm

76 8 15
                                    

Ağustosun güneşi sabahın erken saatlerinde yüzüme vuruyordu. Ruhsal olarak iyi değildim. Hem kendime gelmek için hemde İzmir'in sıcağından kurtulmak için her zaman ki gibi duşa doğru ilerledim. Duştan önce her zaman kıyafetlerimi hazırladığım için yine gardrop önüne gelmiştim. Evde mi kalsam yoksa dışarı mi gitsem kararsızlık içinde boğulurken aklıma kızlarla kurduğumuz "Tdç büyüktür."grubuna girdim isim bizim için baya önemliydi, gökçe yazmıştı bu isimi. Gruba girince kızların önceki konuşmalarını okudum ahhh lanet olsun zaten kafe gidicektik biz ve evden çıkmam gereken saate uyanmıştım ve 10 kere aramışlar bile şimdiden kesin yanıma geliyorlardir. Ahh hep mi aynı şey olur her zaman unutuyorum bir ara B12 baktirsam güzel olur tabi onuda unutmazsam. Veee kapı çalmaya başlamıştı bile koşarak ve çekingen tavırla açtım kapıyı hemen konuşmaya başladım"özür dilerim valla unutmuşum ben ya bende tam" dememle kapıdaki kişinin kızlar olmadığını namı değer meraklı salça olan Nazife teyzedi bu. Büyük utanç ve kendime kızarak"özür dilerim Nazife teyze kızlar gelicekti bişe mi oldu ?" Tabi Nazife teyzenin günü var bunu orda dile getirmez mi ball gibide rezil edicek beni "kabartma tozu istiycektim kızım" kabartma tozu yerine bıçakla canını alıp eline versem nasıl olur desem ne güzel olurdu biz kitap karekteri değiliz işte güzel gitmez bu sefer de işler boku yemiyim diyerek derin düşüncelerden ayrılıp mutfağın yolunu tuttum ve kabartma tozunu uzattım sinsi sinsi gitti.Bu kadın her şeye salça olmak zorunda mı cidden?? kapıyı tam örtüm ve Zil çaldı yine ne istiycek diye söylene söylene kapıyı açtım. Karşımda kızlar vardı bak 2 dk içinde yine unutmuştum bile doktora gitmek şart oldu bana. "Özür dilerim valla B12 'im eksik " diyerek küçük küçük kendimi savundum tabi söylene söylene içeri girdiler gökçe hemen atladı"İzmir'in sıcak olduğunu biliyorsun bize bide yol çektiriyorsun daha duş almamış bile" dedi ooo bunlar söylenmesi bitmezdi ki hemen duşa doğru yol aldım " tamam haklısınız ama Nazife teyze geldi özür dileyerek kapıyı açtım siz sandım bide baktım salça rezil oldum günü var bide kabartma tozu istiyo o son dk yemek mi koyar laf var mı diye bakmaya geldi off ve buldu sinsi sinsi gitti " kızların gülüşleri su sesi olmasına rağmen geliyordu. Gökçe"bak bana gelen ses kaydına" dedi "yine mi özel numaradan geldi" dedim bir hayli merakla o sırada"Ah sana vah sana" diye sözler yükselince benim merak çöp olup kahkalar yükseldi "gerçekten ah bana yaa" diyerek küçük bir sitem ettim ve 5 dk duşumu alıp kızların benim için hazırladığı kıyafetlere baktım
Muhteşemdi hemen giyindim beni zevkle izleyen kızlara rağmen"ee kim yapıyor makyajimi" dedim oradan hemen ada hemen" cıvıl cıvıl bişe istiyorsan benn" dedi ama benim şuan cıvıl cıvıl makyaj istemiyordum gökçe kedi gibi bakınca " off tamam yemeğinide ada yedirsin bezinde bağlıyalim " kıkırdayarak "ayy çok iyi olur valla hadi ada ben açım yapta yiyim biseyler " dedim ada " gökçe sence defne şaka'yi gerçeğe çevirmez mi ?" dedi ve hep beraber gülüp hazırlandik hepimiz şahane olmuştuk her zamanki gibi tabii boşa mı doğduk tabiki güzel olucaz. Gökçe her zaman ki gibi süslü zarif ve eteğini giymişti çok güzeldi . Ada kızıl saçlarını belik örmüş ve Sabah açmış muhteşem otesiydi zaten ada ruhu çocuk gibiydi bir akarsu gibi muhteşemdi ben ise saçımı ada yapmış makyajım gökçe ait yani kızların isteğine göre hazırlanmıştim. Ve yola çıkmıştıkk. Her zaman ki gibi domuz gribi dinliyoduk Gökçe bu müziği duyunca exleri aklına gelip her zaman sovmeyi ihmal etmiyordu. Bağıra çağıra sonunda kafe'ye gelmiştik. Kafe otantikti içerisinde çoğunlukla beyaz ve krem rengi yer alıyordu kapı girişindeki cicekler buraya Pinterest havası veriyodu. Duvarlari beyazdi ayrıca aksesuar koymalari ve duvarın içinde tek kişilik masaların olması ayrı hoştu burası fotoğraf çekmek içinde güzel bir yerdi . Duvardaki çizimler için dahi gelinirdi. Şahsen bidaha yine gelicektim.masalar ahşapti sandalyelerin üzerindeki dağınık görüntü buraya cidden güzel hava katiyodu. Tavanindaki aksesuarlar ve yeşillik uyumu mükemmel otesiydi. İçeri girince çok tatlı hanımefendi bizi karşıladı. Gidip bizde yerlerimize oturduk . Garsonun üzerindeki önlük bile çok tatlıydı rengi bej olması ve küçük bir çiçek olması mükemmellik veriyodu. İyiki gelmişiz buraya. Normal olarak ben çok açtım düşünmeden " açlıktan bayilicam ne yiyebilirim acaba" kadın gulumseyerek" size tost çay getirim isterseniz" dedi. Kızlar ters ters bakarken" ahh çok iyi olur dedim" tabi ben tost alınca onlarda mecburen tost aldılar çayla beraber tostlarimizi gömerken Gökçe'nin telefonu çaldı arayan numara her zaman ki gibi yoktu bu artık canımızı sıkan bir mesele haline gelmişti. Gökçe lafa girdi "bu kim ve neden böyle bişe yapıyor" herkes birbirine odaklanmış bir şekilde bakiyodu. "Polise mi gitsek" dedim ani bir şekilde ama gökçe polis dediğim zaman bana kızardı." Ailesini trafik kazasında kaybetmisti. Gökçe ailesinin üzüntüsünü yaşarken kazadaki karşı taraf bu işi para karşılığında halletmesi baya üzmüştü. Ve bu ülkede parayla herşeyin olmasını anlamıştı. O günden sonra bilerek öldürüldüğünü öğrendi ama karşı taraf yüzüne bişe yapamamisti. Her zaman polis lafından uzak durdu yaklasmadi dahi ama her zaman savcı olup olayı cozucegine inandi." "özür dilerim gerçekten gökçe birden ağzımdan çıktı" gökçe ne kadar sinirlide olsa her zaman cozumcu yol izlerdi "haklısın ama biliyorsun bazı durumları yediyseniz kalkalım kendimi hiç iyi hissetmiyorum ben eve gidelim" demesi üzerine hemen kalktık hesap ödemeye doğru yol aldım ben. Aramızda paranın lafı asla olmadı olmazdida "merhaba hesapi alabilir miyim " diyerek hesapi ödedim yaşlı kadın tatlı yeseydiniz dedi ama nazikçe teklifini red ettim.
Ve yola çıktık. Havada gergin bir ortam vardı. Herkes kendi kafasındaki lerle konuşuyordu. Ben arabayı sürüyordum arkaya oturmak istemişti. Ada ise arada bana bakiyodu. Ama bişe demeye kimse cesaret edemiyodu. Gökçe"içimde çok kötü bir his var" demesiyle arkama baktım ama hemen trafiğe odaklandım "eve gidince duş alıp biseyler yaparız haa ne dersiniz"
Ama Gökçe'nin uyuyacaği kesindi bunu biliyorduk en azından. Olur dese bile uyurdu gökçe bu konudan üzüldüğü her an uyumuştur. Konuma göre gidiyodum birden yolumu şaşırıp ormanlık alana girdim . Cidden nasıl oldu hiç anlamadım B12 sanırım herşeyi B12 vuruyorum ama galiba biraz aptalım . Nerden donebilirim diye etrafa bakinirken Gökçe'nin sesi geldi "ben Hallederim arkaya gel" bende itiraz etmedim çünkü cidden halledilecek gibi değildi şuan kitapta miyiz acaba diye düşündüm gökçe aşağı iner inmez bir silah sesi duyduk "GÖKÇE ARABAYA BİN" diye bağırdık ama gökçe çoktan yerde vurulmuştu. Ne kadar polisten uzak dursakta ada çoktan aramıştı ve bize yol tarifini verip uzaklaşmamizi söyledi ama gokceyi almadan bir yere gitmezdim gidemezdim çünkü o benim kız kardeşim gibiydi gökçe alicaktim ama gitmem gerekiyordu. Polisler alicagini söyledi ama ya almazsalar düşüncesi vardı...


AYYY SİZCE NELER OLUCAKK??
GÖKÇE YASİYCAK Mİİ🙊🙊
GOKCEYİ ALDILAR Mİ YOKSA BİRAKTAR Mİİ??
BU BENİM İLK KİTABİM UMARİM BEĞENİRSİNİZ İLK BÖLÜMÜ BİRAZ KISA OLDU OKURSANİZ DEVAM EDERİMM🎀💗

AYRILIK+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin