Korku sinsi bir şekilde içime yayıldığında ruhumun acıdığını hissettim. Ne hissettiğimi bile bilmediğim bir hale büründüğümde kollarına sardığım ellerim yan tarafa düştü. Herşeyden habersiz kokumu içine çekerek derimi dişleri arasına sıkıştırdı. Dilim lal olmuştu, bomboş bir şekilde duruyordum, kendimi toparlayıp tekrardan kokusunu içime çektim. Öyle bir acıdı ki kalbim, sesi çıksaydı insanları sağır ederdi."Murat..."Ağlamaklı çıkan sesimle bir anda geri çekildi. Şaşkın bir şekilde yüzüme bakmaya başladı."Canım, ne oldu?" Neden şaşırıyordu? Üstünde başka bir kadının kokusu varken yanıma gelmişti. Ne tepki vermemi bekliyordu?

Eli şefkatli bir şekilde yüzüme çıktığında gözyaşlarım isyan etti. İki damla yaş çığlık çığlığa yanağımdan aşağı süzüldü. "Bu koku kime ait Murat?" Sesim son derece sakın çıkmıştı ama her an büyük bir fırtına kopabilir.

Eğer Murat'ın tenine başka bir tenin değdiğine emin olursam Murat'ı öldürürüm.

Ben annem değildim. Hiçbir zaman annem gibi olmadım, ihaneti asla affetmem. Benim olan benimdir!

"Ne kokusu?" Kendi anlamamış gibi gömleğini çekiştirip kokladı. Son derece boş bakışlarla yüzüne baktım, Murat yüzüme baktığında yutkundu. O da kokuyu almıştı, üstüne sinen o lânet parfüm kokusunu almıştı!

İçim çığlık çığlığa bağırdı ama büyük bir deprem oldu; ben enkaz altında yok oldum. Yüzündeki o ifade beni yok etti.

"Bir şey söylemeyecek misin?" Son derece sakin çıktı sesim. Ben bile kendime şaşırdım. Kalbim acıdı... Kalbim acıyordu, kendimi çok çaresiz hissediyorum. Onu kaybetmek istemiyorum.
Birkaç dakika süren sessizliğinin arından başımı kaldırıp yüzüne baktım. Ne halde göründüğümü bilmiyordum, ama Murat yüzümde ne gördüyse bakışlarındaki endişeyle bana doğru yaklaştı."Hayır! At o düşünceleri aklından. Yok öyle bir şey." Bir ses yükseldi, bir kahkaha sesi.Çok kısıktı ama yavaş yavaş yükseldi. Kulaklarımı kapatmak istesem de yapmadım.

Annem karşımda duruyordu, kollarını göğsünde birleştirmiş bana acıyarak bakıyordu.
İçimdeki hisler zorladı beni,öfkeyle baktım karşımda duran adama. "Canım, bu koku kime ait?" Öfkeli bakışlarıma zıt bir şekilde sesim çok yumuşak çıkıyordu boğazımdan. Murat'ın bakışları yüzümde gezdi, tekrar yutkundu, elleri gömleğinin düğmelerine gittiğinde acı bir şekilde gülümsedim. "Murat, cevap versene." İnkar etmezdi, iyi veya kötü ne yaparsa yapsın asla inkar etmezdi. Murat yaptığı şeyi asla inkar etmezdi.

"Aklına saçma sapan şeyler getirme! Gelmeden ablamın yanına uğradım, onun kokusudur." Bomboş bir şekilde Murat'ın yüzüne baktım. Yalanı inandırıcı değildi, zihinimin içinde sesler yükselmeye başladığında dolan gözlerimi kapatıp birkaç saniye öyle kaldım.

Sensiz nefes bile alamıyorum Selen.

Bir gün bile yokluğuna dayanamıyorum, hep yanımda kal, hep benimle kal, benim ailem ol Selen.

Gece kadar karanlık gözlerin benim umudum oldu.

Tut elimi, aç kalbini bana, o zaman herşey mümkün olur Selen.

Canım... Sana en çok canım demeyi seviyorum.

Geçmişimize dair sesler kulağımda yankılanmaya başlarken gözlerimi açtım. Murat karşımda korku ve pişmanlık dolu bakışlarla bana bakıyordu. Makyaj masasının üstünden indim.Yanından geçeceğim an kolumu tutup beni durdurdu.

"Üstündeki koku kime ait Murat?"

Yutkundu.

"Abla-" elimi kaldırıp onu susturdum.

GEÇMİŞİN KUKLASI +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin