✮3.Bölüm✮

4 1 0
                                    

Mel Alvin ile olan konuşmasından sonra ilk defa gerçek gülümsemesiyle çocukların yanına gitti.Yine gidip Linda ve Edwin'in ortasına oturdu. Lowell Mel'in bu halini yıllar sonra tekrar gördüğü için burukça gülümsedi ve tam konuşucaken Edwin araya girdi "noldu bir anda gözlerin yıldız gibi parlıyor?" dedi sesinden az da olsa sinirli olduğu anlaşılıyordu peki ne için sinirliydi?yeni tanıştığı bir kız için neden sinirli olsun ki?Mel için çok saçmaydı ama Edwin için pek öyle değildi.Her ne kadar yeni tanıştığı birini hemen sahiplendiği için kendine sinirlensede kıskanmadan edemiyordu.Mel Edwin'e bakıp çok hafif gülümsedi.

"Avustralyadan bir arkadaşım aradı da buraya gelebilirmiş o yüzden sevindim" dedi Mel ve Lowell'in gözleri irice açıldı "Alvin mi geliyo?!" dedi heycanla Mel irkilip Lowell'a bakıp başıyla onayladı.Zil çalana kadar başka hiç bir konuşmaya katılmadı Mel zil çalar çalmaz ilk sınıfına gidende Mel oldu.Okul bitmişti ve Mel hemen eve gitmek istemiyordu.Bu yüzden kasabada gezmeye başladı markette girip cebindeki parayla bir kaç şey aldı.Marketten çıktıktan sonra açık olan pastaneciye girip bir kaç börek ve poğaça alıp çıktı.Kasabada gezerken çoğu kişi Mel'i tanımıştı o yüzden yanındaki kişilerle Mel hakkında konuşuyolardı.Mel onları umursamamaya çalışıyodur ta ki karşıdan ona gülümseyerek gelen kızıl saçlı kadını görene kadar.Kadın Mel'in yanına gelip durmuştu, çok güzel biriydi kızıl saçları çok güzel duruyodu. Saçlarını tepeden toplayıp öndeki saçlarını dışarıya çıkarmıştı.Kadının koyu kahverengi gözleri vardı,beyaz teni ve zarif yüz hatları kadını çok güzel gösteriyordu.Hele ki gülümsemesi ayrı bir güzeldi, kadın başlı başına çok zarifti.Mel kadını incelemeyi bırakıp gözlerini kadının gözlerine kenetledi

"sen Karen'nin kızı Mel olmalısın...Çok güzel bir kız olmuşsun.Küçükken de çok tatlıydın" dedi kızıl saçlı kadın.

"evet ama sizi çıkaramadım kimsiniz?" dedi ve gözlerini kısarak kadına bakarken.

"tanımaman normal tatlım annenin iş arkadaşıyım etkinliklerde görmüştüm seni tabi sen küçük olduğun için sürekli etrafa bakıyordun" ah tabi şu lanet etkinlikler.Mel gittigi etikinlikleri hep zihninden silmeye çalıştı fakat pek işe yaramadı.Bir zaman sonra silmeyi bırakıp küçük çocuğu aramaya çalıştı ama onu da başaramamıştı.

"üzgünüm hatırlayamadım...İsminiz neydi belki annem bahsederken adınızı duymuşumdur" dedi Mel ve hafifçe gülümsedi.Kadın gülümsedi,tam ismini söyliceken bir erkek sesi sözünü kesti.

"anne?!...Mel?!" dedi Edwin ve koşarak yanlarına geldi.Kadın Mel ve Edwin'e baktı.

"ahh oğlumla tanıştın demek ki" dedi gülümseyerek Mel hafifçe gülümseyip başıyla onayladı.

"bizim dört gözün arkadaşıymış...Sen nerden tanıyorsun Mel'i?" dedi Edwin annesine dönüp.

"ah Mel benim iş arkadaşım olan bayan Karen'in kızı" dedi kadın bunun üzerine Edwin'in gözleri irice açıldı.

"ne cidden mi ?" dedi Edwin ve Mel'e döndü.Mel Edwin'in annesinin dediğini başıyla onayladı.Neye bu kadar şaşırmıştı ki?Bayan Karen'in kızı olamaz mıydı?

"neden bu kadar şaşırdın ki" dedi Mel dayanamayıp.Normalde sormicaktı ama Edwin verdiği tepki şüpheliydi.

"hiç sadece ailen hakkında kasaba da çok dedikodu var o yüzden şaşırdım" dedi Edwin dürüstçe ve kızıl saçlı kadını kısa bir öksürük krizi tutu.

"adım Maria...Ve ben dedikodulara inanmıyorum Mel merak etme"dedi ve bu iyimserliği üzücüydü.Mel kahka atmak istiyordu kadının iyimserliği karşısında ama yapamazdı.

"aslında duydugunuz her şey doğru" dedi Mel herkes her şeyi görmüşken niye yalan desin ki?bunu demesiyle Maria'nin gözleri irice açıldı gerçekten hiç inanmamış miydi?

Stars, shines in your eyesWhere stories live. Discover now