53

482 97 17
                                    

Uykuya dalmakta çok zorlanıyor, bir sağa bir sola dönüp dursam da bir türlü heyecanımı yatıştırmayı başaramıyorum. Ben dönüp dururken harika kolyem boynumda hareketleniyor ve bana yaşadıklarımın rüya değil de gerçek olduğunu hatırlatarak kalbimi yatıştırıyor. Sonra Uğur tekrar aklıma düşüyor ve bu döngü böylece, saatlerce sürüyor.

Sonunda bir ara uyuyakalıyorum ve uyandığımda saatin on bire yaklaştığını görünce telaşla yataktan fırlıyorum. Özel ders için hazırlamam gereken notlar ve fotokopiler vardı!

Olabilecek en hızlı şekilde duş alıp kahvaltı ediyor, çalışma notlarımı hazırlayıp evden çıkıyorum. Bu telaş bir parça da olsa aklımı başıma toplamama yardımcı oluyor ve böylece özel ders bitene dek Uğur'u ve olanları düşünmemeyi başarıyorum. Dersten çıktıktan sonraysa sanki bu anı bekliyormuş gibi birden Uğur'la ilgili düşünceler zihnimi istila ediyor. Dün akşam olanları, sözlerini ve sarılmamızı düşünürken kendimi yine hayaller âleminde buluyorum.

Yol boyu neşeli bir şekilde kırgınlığımın ne kadar çabuk geçtiğine hayret ederek kolyemle oynuyor, telefonum çalana dek gerçekliğe dönmeyi başaramıyorum.

Ekranda Uğur'un ismini görünce sırıtarak telefonu açıyorum:

-Alo?

-Merhaba Rüya, ne yapıyorsun?

-Özel dersten dönüyorum. Sen?

-Ben de ev işleriyle uğraşıyordum. Yol beni o kadar yormuş ki öğlene doğru ancak uyanabildim.

-Hım...

-Ders nasıldı?

-Gayet iyiydi.

-Sevindim. Akşam buluşabilir miyiz?

Uğur çekingen bir şekilde konuştuğunda aklıma akşamki sözleri geliyor.

Senden hoşlanıyorum. Hem de çok...

Gülüşümü bastırmak adına dudaklarımı ısırıyorum. Rüya olmadığını biliyordum ama nedense hâlâ rüyaymış gibi geliyor. Uğur Tarlan, benim küçücük dünyamın en şatafatlı hatırası, nasıl oldu da benden hoşlanabildin?

-Olur, buluşalım.

-Tamam, kaç gibi uygun olursun?

-Şey... Yemek yiyeyim mi yoksa...

Ben duraksadığımda araya giriyor:

-Beraber yiyebiliriz.

-Piknik gibi mi?

-Evet, bir şeyler hazırlayabilirim. Ama senin yemek istediğin başka bir şey varsa lütfen söyle.

-Sen dışarıda yemeyi sevmiyorsun ki...

-Doğru.

-Bunu bilerek nasıl böyle bir şey isteyebilirim?

-Benim için sorun değil.

-Senin hazırladığın şeyleri yemek beni daha çok mutlu eder.

Uğur'un tebessümünü göremesem de içimden bir ses gülümsediğini söylüyor.

-Gerçekten mi?

-Evet.

-O hâlde seni 6 gibi alırım.

-Tamam.

-Tamam, görüşürüz öyleyse.

-Görüşürüz Uğur.

-Hı hı...

İlk telefon konuşmamızı hatırlarken yerimde zıplamamak için kendimi zorluyorum. Ben bir şey demesem de Uğur telefonu kapatmıyor.

-Rüya?

-Evet?

-Telefonu sen kapatmalısın.

-Neden?

-Sen kapatmazsan, ben bir süre daha kapatmak istemeyebilirim.

-Neden?

Böyle şeyler söylemesi beni öyle şaşırtıyor ki nasıl tepki vereceğimi, ne söyleyeceğimi kestiremiyorum.

-Çünkü seninle konuşmayı seviyorum.

Utanıp telefonu kapatıyorum. Sesi kulağıma öyle samimi ve hoş geliyor ki yüz yüze konuşuyor olmadığımız için üzülmeden edemiyorum.

Ben apartmanın kapısını açarken telefonum titriyor.

-Umarım yüzüme kapatman, benden nefret ettiğine işaret etmiyordur.

Sırıtarak eve giriyorum. Bunu sesli söylemek zor olurdu ama yazmak kesinlikle daha kolay.

-Unuttun galiba...

-Neyi?

-İlkokuldayken sana hayrandım.

-Demek öyle...

Ona kalp göndermemek için kendimi bayağı bir zorlamam gerekse de o bana gülümseyen bir emoji gönderiyor. Ben de telefonu kucaklayarak odama geçiyorum. Akşam ne giysem? Saçlarımı nasıl yapsam? Makyaj videosu falan mı izlesem?

Acaba annemlere dün olanlardan bahsetsem babam ortalığı ayağa kaldırır mı?



***

Peri Masalları Gerçek Değildir'i raflarda da görmek istiyor musunuz? ♥️🩷

Peri Masalları Gerçek DeğildirWhere stories live. Discover now