21-Benim için...

Start from the beginning
                                    

Evimde her zaman yanık kremi bulundurduğum için hiç bu kadar sevinmemiştim. Bana minnettar olmalıydı.

Delta'nın durumdan memnun olmadığı açıktı aslında. Yaralarını saklamaya o kadar alışmış olmalıydı ki benim onları görmem onu rahatsız etmişti.

İçim, ona yaraların kusur olmadığını öğretmek için tarifsiz bir istekle doldu.

Ama aramızdaki ilişki bunun için müsait bir yakınlık içermiyordu. Yine de onun yaralarını sarmak istiyordum. Bunu yapmak için inanılmaz hevesliydim üstelik.

Kurdum, delta'nın sırtını gördükten sonra ağlamıştı ve hayatım boyunca kurdumun ilk kez ağladığına şahit olmuştum.

Bu, beni derinden yaralamıştı.

İçimdeki savaşları dışarıya yansıtmadan Delta'nın odaya girdiğinden beri sabit durduğu kapı ağzına doğru ilerlemiş ve elimdeki kremi sallarken gülümseyerek "Korkma, elim hafiftir canını yakmam." demiştim.

Tavrım tamamen ortamdaki gerilimi azaltmak içindi. Ve bunun üzerine sırıtan Jungkook da doğru yolda olduğumun kanıtıydı.

"O zarif ellerin can yakacağına inanmak zor zaten."

Zarif eller senin üzerinde çok güzel dururdu.

Ani söylemi duraksamamı ve utanmamı sağlarken bakışlarımı ondan kaçırmış kendi çabalarımla kızaran yanaklarımı saklamaya çalışmıştım. Hadi ama kızarmanın sırası mı şimdi?

Bakışlarımı tekrardan ona çıkardığımda bakışlarını ben hariç her tarafta gezdirdiğini seçebilmiştim. Yaralarından utandığını yüzündeki ifadeden anlayabilmiştim ve bu durum canımı fena sıkmıştı. Koskoca Delta karşımda küçük bir çocuk gibiydi şimdi.

Bu durum kalbimi sızlattı.

Yanına vardığımda kolundan nazikçe tutmuş ve onu salondaki koltuğa doğru ilerletmiştim. Uslu bir şekilde yönlendirmeme ayak uydurmuş ve bunu yaparken tek kelime çıkmamıştı ağzından. Onu koltuğa yan bir şekilde oturtup arkasına da ben oturduğumda yaralarla kaplı sırtı tamamen görüş açımdaydı artık.

Yer yer kızarmış, yer yer kabarmış, yer yer kabuk tutmuş yara izleri...

İster istemez boğazım düğümlendi. Böylesine ağır yaraları hiçbir acı belirtisi göstermeden saklayabilmişti.

Jungkook'a kızdığım kadar ona hayran olduğumu da hissediyordum.

Boğazımdaki düğümün canımı yakmaya başlamasıyla gözlerimin sızladığını hissettim. Yutkunup düğümü yok etmeye çalışmış ve parmağıma bir miktar krem sürerek Jeon'un tüm yaralarının üstünden geçmiştim.

Hepsine ayrı özen ve şefkatla dokunmuştum ve o yaraları öpemedim diye dudaklarım sızlamıştı.

Hissettiklerimde kurdumun etkisi var mıydı acaba yoksa tamamen benim duygularım mıydı?

Neden tamamen benim duygularım gibi hissediyordum?

Her atladığım yarada Jungkook ara sıra hafif sızlanıyor, ara sıra bedenini kasıyordu. Önümün bulanıklaştığını hissederken "Yardım ettiğin için teşekkür ederim, Taehyung. Ben..." duraksarken boğazını temizlemiş ve "Şimdiye kadar kimseden yardım almadım. Bunun için teşekkür etmek dışında ne yapılır bilmiyorum." demişti.

Holy SpiritWhere stories live. Discover now