✓¹¹

34 2 59
                                    

Yeosang'ın gözünden

Sabah kalktığımda kendimi sıcacık kollar arasında bulmayı beklemiyordum. Kolların sahibini gördüğümde daha da şaşırdım. Kalkmaya çalıştım. En son içmiştim, sonra ne oldu ki? Mingi niye yanımda!

"YA! SENİN BURDA NE İŞİN VAR!"

Mingi korkuyla uyandı. Üzerini çıplak gördüğümde kendi üzerime baktım. Hasiktir yoksa... Böyle bi hata yapmış olamam değil mi?

"Ne oluyo Yeos sabah sabah?"

"Sen...Neden burdasın?! Ve neden üzerimiz çıplak?"

"Hatırlamıyor musun yani?"

"H-hayır noldu?"

"Yeosang biz... Biz seviştik."

Bir hışımla söylediği şeyle gözlerim faltaşı gibi açıldı.

"NE! SARHOŞ OLDUĞUMU BİLE BİLE BUNU YAPTIN MI! BİLDİĞİN SARHOŞLUĞUMU KULLANDIN MİNGİ! SANA İNANAMIYORUM!"

"NE?! Yeos, ben öyle bir şey yapmam. İsteyen sendin. Neden ben suçlu oldum şimdi!"

"Ben mi istedim?! Ben istemiş olsam bile sarhoştum Mingi. Bunu yapmaman gerektiğini biliyorsun."

"Yeosang, neden anlamak istemiyorsun! Sana deli gibi aşığım amına koyayım! NEDEN YEOSANG NEDEN!?"

Sesi yavaş yavaş yükselirken yutkundum. Yine aynı şey olacaktı.

"M-mingi bağırma."

"YORULDUM AMINA KOYAYIM! SENİ DELİ GİBİ SEVERKEN YOKSAYILMAKTAN YORULDUM! HER ŞEYDEN KOPUP KENDİMİ ODAYA KAPATIP ANNEMİN ÇIKAYIM YEMEK YİYEYİM DİYE AĞLARKEN BİR ŞEY YAPMAMAKTAN YORULDUM! AMA NE FARK ETTİM BİLİYOR MUSUN KENDİMİ BU KADAR YORMAYA DEYMEZMİŞ! ARTIK HER ŞEY BİTTİ İÇİMDE! VE BİTEN TEK ŞEY İÇİMDE Kİ DUYGULAR OLMAYACAK!"

"N-ne?"

Bunları söylerken gözlerinden yaşlar akıyordu. Ağlayan tek o değildi. Söylediklerinden sonra ben de ağlıyordum.

"M-mingi... Tek acı çeken sen değilsin. Sen onları dedikten sonra ben acı çekmedim mi! Mingi her zaman yanımdaydın ne kadar zorlandığımı sen gördün en çok! Kaç gece ağladığımı, hastanelik oluşlarımı, intihar etmeye çalışışlarımı en çok sen gördün! Benden seni anında affetmemi bekleme! Dediklerin kolay kolay affedilecek şeyler değil çünkü! Ve eğer ki kendini öldürürsen... Seni asla affetmem! Cenazene bile gelmem! Ona göre!"

Dediklerimden sonra bana yaklaştı ve sıkıca sarıldı. Hıçkırıklarını saldı. Ne yapacağımı şaşırdım o an.

"Mingi?"

"Ç-çok yorgunum y-yeosang... S-sen olmadan yapamıyorum..."

"Şşşş... Ağlama ama."

Kollarımı beline sardım. Sırtını okşadım bir yandan. Her ne kadar affetmemiş olsam da karşımda böyle ağlamasına dayanamıyordum.

Birlikte oturma odasına gittik. Koltuğa oturduk. Kafasını göğsüme yasladı ve ağladı bir süre. Sonra da uyuya kaldı. Özlediğim kokusunu içime çektim o uyurken. Yumuşama Yeos! Sakın bunu yapma! Bugünlük biraz yumuşak davransan bir şey olmaz ama sonrasında eski haline dönmelisin. Neyse şuan bunları düşünmenin zamanı değil. Anın tadını çıkarmak lazım. Saçlarını okşadım, arada öptüm. Yaklaşık 1 saat kadar sonra uyandı.

"Mingi artık evine git. Çok bile kaldın burda!"

"Ne yani hâlâ çözemedik mi sorunları?"

"Hayır, hadi git evine."

Derin bir nefes aldı ve yüzüme baktı. Yaklaştı ve önce yanağıma, sonra doğum lekeme bir öpücük bıraktı. Sonrasında arkasını döndü. Tam gidecekken birden arkasına döndü. Bir şey demek istiyor ama diyemiyor gibiydi. Derin bir nefes aldım.

"Seni seviyorum Mingi..."

Bunu dedikten sonra direkt evden çıkarttım. Odama çıktım ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Böyle bir aptallık yapmış olamazdım. Ona karşı yumuşamayazdım. Ağlayarak geçirdiğim birkaç saatin ardından uyuya kaldım.

--------------------------------------------------------------
AYAYYAYAUA bunlar çok tatlı yaaaaa🥹

Neyse gencoslar sizi seviyorum🫶

Late letters •'~MİNSANG~'•Where stories live. Discover now