ZAMANIN HİKÂYESİ - 37

En başından başla
                                    

Azize açık sözlü olmaktan çekinmedi. Halasının hayatında olan biteni merak ettiğini hiçbir zaman inkâr etmeyecekti. Detayları bilinmeyen bir İstanbul masalıyla her gece aynı odada uyumak, o askeri hiç tanıyamamak sayısız kitap okusa da tatmin olmayacağı gerçeğini doğuruyordu. Köprü başında, askeri beklerken bulmak bir başlangıç gibi göründü gözüne. Neden ayrılmışlardı? Hatalı kimdi? Hata neydi? Asker iyi birine benziyordu, barışmak için mi dönmüştü? Barışırlarsa Çiçek'in yüzü yeniden güler miydi? Ne de olsa parmağında yüzük vardı hâlâ. Çaktırmadan Erdem'in valiz tutan eline baktı. Onda da yüzük vardı. Fark etmeden kocaman gülümsedi.

"Fazla kalamayabilirim. Ama seninle tanışmayı ben de isterim. Bu soğuk havada, sıcak bir karşılamayla bana yolu gösterdiğin için sana minnettarım." Erdem Azize'yle konuşurken gayet kibardı. İlk kez geldiği bu yerde samimi davranan birini bulmak iyi hissettirmişti. Eve varınca nasıl karşılanacağını bilmiyordu ve bu gerginlik ona yetiyordu. Çiçek nasıldı? Ne tepki verecekti? Ailesiyle barışmış mıydı? Bu aile bir anda ortaya çıkan damadı kabul edecek miydi? Sırt çantasının saplarını sıkıca tutan bu okullu kız, askeri aradığına götürecekti. "Kaçıncı sınıftasın?"

"Dokuz."

"Hangi mesleği seçmeyi planlıyorsun? Hedefin nedir?"

"Hemşire olacağım sanırım."

"Sanırım mı? Pek emin değil gibisin. Başka bir seçeneğin kararsızlığı da denebilir tabi, ses tonundan anladığım kadarıyla."

"Aslında kararsız değilim. Tercihimden memnunum."

"E o zaman?"

"Edebiyatı da severdim, kitap okumaktan keyif alıyorum. Hatta ortaokulda sayısal derslerim daha düşüktü. Sözel bir bölüm tercih ederim diye düşünüyordum. Ama çalıştım ve bu problemi hallettim. Şimdi hemşire olmak, ansiklopediler, biyoloji, insan bedeni gibi terimler çok dikkatimi çekiyor. Yalnız... Eskisi gibi sık kitap okuyamıyorum. Vaktim yetmiyor."

"Anlattıklarında bir problem göremedim. Zaten fazlasıyla kitap okuyorsun bölümünle ilgili. İnsan bedeniyle ilgilenmek başlı başına sayfalar başında vakit harcamayı gerektirir zaten. Eğer roman okumayı kastediyorsan da, gerçi benim ilgimi pek çekmez ama siz genç kızlar bundan hoşlanıyorsanız karışmam pek doğru olmaz, tatil günlerini ve boş vakitlerini değerlendirebilirsin."

"Öyle yapmam en doğrusu. Ama kitap rafta dururken boş vakit beklemek çok zor. Sınav varken de okuduğum hikâyelerden keyif alamıyorum. İstediklerimizi aynı anda yapabilsek keşke." Azize bir iç çekip çayevinin önündeki çeşmenin yanında durdu ve ellerini yıkadı. O sıra Erdem acı acı güldü. Keşke o da istediklerini aynı anda yapabilseydi. Karısıyla mutlu olmaya çalışırken annesinin huzursuzluğunu da giderebilseydi. "Mesela" dedi Azize suyu içtikten sonra. Bir yandan da parmağıyla çeşmeyi gösterdi Erdem de içsin diye. "Bu yazın sonunda harika bir kitap okudum. Bazen yeniden okumak istiyorum, öyle güzeldi. Bol bol vaktim varken ve zihnim boşken sayfalar su gibi akıp gitti. Yeniden o günlerin gelmesini bekliyorum. Ama bu süre içinde hikâyeleri kaybetmekten korkuyorum."

"Hikâyeler kaybolmaz Azize. Sadece sen değişirsin. İsteklerin ve zevklerin, rotasını başka limanlara çevirir. Bir kitap rafında durur ama okunmadıkça, küçük bir hanımın dünyasında hiç var olmamış olur. Yani senin zihnin zevkini korudukça, tüm kitapçılar yerinde durdukça hikâyeler kaybolmayacak. Bu arada neydi kitabın ismi?"

"Jane Eyre."

"Hm... Bilgisi ve eğitimiyle karakterini güçlendiren bir hanımın hikâyesiydi değil mi?"

"Evet, okudunuz mu yoksa?"

"Bir dönem elime geçmişti. Toplumun fikirlerini ve yaşam tarzını gözlemlerken, yaprak gibi oradan oraya savrulan Jane'i okumuştum." Azize merakla ve heyecanla dinliyordu Erdem'i. Okuldaki arkadaşlarıyla bile böyle konuşamamıştı. Oysa kitabı alıp okumalarını çok istemişti. Henüz tanıştığı bu askerden hikâyeye ait fikirleri duymak fazlasıyla keyifliydi. "Cesaretli ve gururlu bir karakterdi fikrimce. Genç hanımlar Jane'i okuyup içi içine sığmaz bir hayal dünyasının kapısını çalma potansiyeline sahipler. Fakat bir asker olarak uyarmalıyım Azize, evsiz yurtsuz bir seyyah gibi tek başına dolaşmak bırak da yetim ve öksüz Jane'e özgü olsun. Dünya tehlikeli bir yer. Mucizevi kurtuluşlar okumak beni tatmin etmez. Bilirsin, gerçeklikten epey uzak..."

AZİZE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin