2- Belki de Bugün

45 17 19
                                    

Yeni bölüme hoş geldiniz
İyi okumalar dilerim..
(Kurgu ve yazı bana aittir!)

Şarkı; The neighbourhood- Softcore

14.02.2011
Zaman ilerlerdi.
Tik...Tak...Tik...Tak
Her saniye azalan bir sayacımız vardı.
Her saniye yazılan bir kaderimiz vardı.
Zaman ilerlerdi
Tik...Tak...Tik...Tak
Bazen kötülerin olduğu
Bazen iyilerin geçtiği
Beyaz sayfalar vardı.
Zaman ilerlerdi.
Tik...Tak...Tik...Tak
Prenslerin ve prenseslerin aşklarıyla
Tilki ile karganın kavgalarıyla
Yazılan hayatlarımız vardı
Yeniden zaman ilerlerdi
Bu sefer iyi sonla biten ,
Kötü sonla kaybeden
Hayatlar vardı
Yine yazılıydı
Önümde duran beyaz kağıtlarda
Zaman işlerdi yeniden
Sevilen insanların gülümsemesiyle
Sevilmeyen insanların bakışlarıyla
Fakat bu kader miydi?
Akan zaman da
Yazılmış kağıtlarda
Zaman işledi
İnsanların bulunduğu ortamlarda
Canavarların saklandığı yerden
Bu kader yüzünden miydi?
Her insan doğduğun da yazılan kader mi hayatını işletirdi?
Yoksa değişir miydi?
Canavar doğan insanlarda mı vardı?
En başından beri kader defterine yazılı olduğu gibi.
Yoksa canavar olup ben insanım diyenler mi yaptı?
Belki de hayat en masum olacak insanları Canavara dönüştürdü?

*Seninde kaderin yazılıydı 12 Numaracık , en başından beri , en karanlık sayfalarda...

(Rüzgarlı ve kokru dolu bir gün)

06/09/2006 09.37

Voleybol sahasına doğru ilerleyen kız havanın sert rüzgârını karşısında kötü düşmüş bir şekilde kafasını eğerek kabinlere doğru ilerlemek için merdivenlerden çıktı her adımında ağırlaşan koku ve hava onu daha da kötüleştiriyor gibiydi, yüzünü ekşitti. Kapıyı açtığın da voleybol da takım arkadaşına selam verdi. "Günaydın, erken gelmişsin" dedi elini sallayarak gülümsemesine karşılık veren kız ona baktı, günlük kıyafetlerini değiştirmiş, voleybol takımını giymişti. Kızıl saçları ve turuncu, turuncu çilleri onu çok narin ve masum gösteriyordu. Gülümsemesi ise pırıl pırıl parlayan gözlerine yansıyor onu daha da güzel yapıyordu. "Neden bu kadar erken geldin ki daha yarım saat var." dedi kız çantasını oturaklardan birine koyarak, "Sen neden geldiyse o yüzden." dedi tekrar gülümseyerek, daha sonra ilerledi kendisine ait olan kabine doğru ve kapıyı açtı. Güzel bir gülümseme ve sıcak bir karşılama ile başlayan gün yeniden korkuya ve sessizliğe bürünmüştü. Karşısında takım arkadaşı duruyordu parmakları yoktu yüzü ve burnu kan içindeydi, soluk teni ve gözleri yitirmişti canlılığını... Başını ellerinin arasına aldı, ayakları titremeye başlayınca yere çöktü o sırada arkasından gelen kız ne olduğunu sorar gibiydi, yanına geldiğinde ise bir şey diyemedi.
Işıl ışıl gözleri kapandı parlaklığını yitirdi, pürüzsüz yüzüne damlalar akmaya başladı gözleri buğulandı, tekrar açmak istemedi, görmek istemedi. Hayır, görmemeliydi, kesilen parmakları, kan içinde kalmış yüzünü soluk bir hayalete benzeyen gözlerini... Hayat bazen acımasız olurdu. Sen geleceğini düşünürken yok olurdu oysa...

*
Gelen polisin siren sesleri onları hala toprlamamıştı, hala aynı yerde durup gözlerini açmak istemiyorlardı, onun öldüğüne inanmak istemiyordu. "Nehir neden böyle duruyorsun ne oldu sana" dedi ıslak gözlerini silerek, titreyen sesi ve ağlaması başının ağrımasına sebep olmuştu ki başını tutarak cesede yaklaşmak istedi, fakat yapamadı, korktu, tekrar ağladı bu sefer hıçkırıklarına bile engel olamadı. "Hani o sahaya birlikte çıkacaktık." hıçkırarak ağladığı gözyaşlarını sildi artık gözlerini silmekten yüzü kızarmış, elleri ıslanmıştı "Hani o kupayı birlikte yukarı kaldıracaktık?" Yeniden bağırdı, boğazından gelen o hüzünlü ses acıydı, tutamadı kendini, ellerini dizlerine yere vurmaya başladı. Dakikalardır onu izleyen arkadaşları bu sefer kollarından tutup ve sarıldılar, hepsinin ağızları konuşmak için açılıyordu fakat konuşamadan geri kapanıyordu, ne diyeceklerini bilmiyorlar, nasıl teselli edeceklerini düşünüyorlardı fakat bir şey diyemezdiler kaderi yazılmıştı onun, bir katilin kanlı bıçağıyla kapanmıştı defteri...

12 NUMARA Where stories live. Discover now