7.Bölüm🍁

297 146 41
                                    









***🍁***








"Madem geriye sadece ikimiz kaldık o halde ikimiz aynı anda hareket edeceğiz."

Tek nefeste çıktı her kelime dudaklarımdan. Sesim kararlı ama bir o kadar çekingen. Nefesim sık ama sakin. Onun güneşte daha da parlayan bal rengi irislerine odaklı halde tane tane çıkan her kelimem dün gecenin her saniyesi aklımda baş gösteren yegane düşünceydi.

Fevri bir insandım her zaman. Bir şeyleri yapmaya kalkışmadan önce düşünürdüm düşünmesine ama bir karara vardığım anda geri dönüşüm olmazdı. Olmayacaktı. Nasıl bir işe kalkıştığımın az çok farkında olarak atmıştım her adımımı. Ama ne olursa olsun dün gece ne yaşanırsa yaşansın adımlarım beni tam olarak bu noktaya; onun karşısına getirmişti.

Kesik bir nefes ciğerlerimi doldururken onun gözlerinde büyükçe bir dalgalanma baş gösterdi. Ne dediğimi anladığı gibi çatılan kaşlarına denk olarak bir de çenesi keskin hale geldi. Dibinde olan yüzüme en sert ifadesiyle baktı. Umursamadım. Kızması ya da başka bir şey umurum dışıydı.

"Sen iste-"

Dudaklarımı, firar etmek için can atan bir kaç kelimeyi söylemek üzere açtığım anda buna fırsat vermeden tam üzerime bir adım attı. Daha da yaklaşan bedeni ile kalbim ağzımda atarken aynı saniyelerde tam dibime girdi keskin yüzü. Bal rengini andıran gözleri en keskin halde koyulaşırken bunu beklemiyordum. Ciddi anlamda nefesim kesilirken şaşkın gözlerimin hedefinde onun sinirle parlayan gözleri vardı. Yüzü yüzüme fazla yakınken sert solukları yüzümü delecek kadar keskindi.

"Ne ya-"

"Dalga mı geçiyorsun?"

Anında cümlem onun sert sesiyle kesilirken titrek bir nefes verdim. Kalbim fazla hızlıydı. Sürekli ani ataklar yaparak yüreğimi hoplatacak seviyeye getirmesi bir yana gözlerime en keskin haliyle bakması içimde nedensizce suçluluk duygusunu gün yüzüne çıkarıyordu.

"Saçmalamaktan vazgeç!" dedi tıslarcasına. Sesindeki sertlik nedeniyle olduğum yerde buz tuttu bedenim. Parmak uçlarım uyuşurken "Ciddiyim!" dedim. Başını sağa doğru yatırırken inanamıyormuş gibi baktı bana.

"Olayın ciddiyetine var! Dün bir oyun değildi!"

"Biliyorum!" dedim.

"O zaman boş konuşup insanı dellendirme!" diyerek haykırdı yüzüme doğru. Durdum. Dişlerimi birbirine bastırırken çenemi yukarı diktim. "Bu kadar kaba olmana gerek yok!" dedim tıslarcasına. Sinirle karışık kırgınlık yüklüydü sesim.

Sert bir nefes verdi. Ardından ne yaptığının farkına varır gibi gözlerini yumdu. Bir saniye sonra tekrar gözlerime odaklanırken "Yoluma çıkıp ayaklarıma dolanma!" dedi. Arkasını döndüğü an kendime gelerek ileri atıldım. Gitmesine izin veremezdim. Henüz tam olarak konuşmuş bile değildim.

"Öyle bir niyetim yok!" dedim. Attığım hızlı bir kaç adım sonra tam önüne dikildiğimde tekrar sert bir nefes verdi. Kafasını sağa yatırırken sabır dilenir gibi bir hali vardı.

"Senden ne istiyorlarsa aynısını benden de istiyorlar. Madem sadece ikimiz kaldık öylece durup beklemeyeceğim. Bu yüzden her ne yapıyorsan beraber yapalım!" dedim. Onun niyeti belliydi. Onların kendisini bulmasını beklemek yerine onları kendisi bulacaktı. Benim niyetim ise ona yardım etmekti. Çünkü peşine düştüğü her kimse onunla beraber benim de peşimdeydi.

"Ordan çocuk bakıcısı gibi mi duruyorum?" diyerek sitemini belli etti. Bıkkın bir nefes verdiğim anda inanamazmış gibi baktım gözlerine. Dediğim hiç bir şeyi düzgün anlamıyordu.

Naabot mo na ang dulo ng mga na-publish na parte.

⏰ Huling update: May 17 ⏰

Idagdag ang kuwentong ito sa iyong Library para ma-notify tungkol sa mga bagong parte!

"DAĞLARA SÖZÜM VAR"  (asker Kurgu) Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon