iii. karanlığın gölgeleri

4 0 0
                                        

Kayra

insanın günahkar olduğunu söylerler. ama tanrı’nın neden sırf cezalandırmak adına insanları yarattığı sorusuna cevap verilmez. insanın günahı arzulaması yasakken, neden en büyük arzusu budur?

bunun cevabını bilmiyordum. zihnim, çocukluktan çıkıp dünyayı normal gözlerle görmeye başladığımdan beri ilk yankılanan soruydu bu.

şeytanın zihnime ektiği ilk tohum.

bunu değiştirmek için denemiştim. normal bir insan gibi düşünmeyi, normal insanlar gibi hareket etmeyi ve onlar gibi görmeyi.

ama insanın doğası değişebilir mi? bize bu şans verilmiş miydi? kullandığım ilaçlar, defalarca kapısını aşındırdığım psikiyatri klinikleri işe yaramamıştı. tüm düzenim, yıllar önce gördüğüm o çocukla dağılmıştı.

yekta’m. yekta yula. benim en güzel günahım.

ona sahip olmalıyım diye düşünmüştüm. o benim olmalıydı, ancak benim elimde kurtulabilirdi dünyanın kötülüklerinden. onu kendimden uzak tutamazdım, bunu kendim için yapamazdım.  bunu onun için yapamazdım çünkü bunu istemiyordum.

yekta benim olmak için yaratılmıştı. benim olmalıydı. başka bir şey düşünülemezdi.

onu boktan hayatından kurtaran tanrısıydım ben. hayır, hayır. tanrı’dan daha iyiydim. onu her gün lanet ettiği hayatından kurtarıp daha güzel bir yaşam fırsatı sunmuştum. onu sevmeyen aptal bir piç olan babasından ve dayak yemesine ses çıkarmayan annesinden kurtarmıştım.

bu yüzden beni sevmeliydi.

neden beni sevmiyordu?

bu düşünce beni öfkeli bir kurt gibi yiyip bitiriyor, yok ediyordu. onu sevmeme izin vermiyor, benden kaçıyordu.

bunu yapmamalıydı.

onu bu kadar severken bana bunu yapmamalıydı. sevgime karşılık vermeliydi çünkü bunu hak ediyordum. onun beni sevmesini hak ediyordum. onu hayatındaki herkesten daha çok seviyordum.

kimsenin onu sevmediği kadar.

gözlerim odada uyuyan bedenine takıldı. uyuduğu anlarda tedirgin olmuyordu. bana sanki ona zarar verebilirmişim gibi bakmıyordu.

ona zarar vermeyi hiçbir zaman istemiyordum ama bazen... beni sevmemesinden doğan canavar onu cezalandırmak istiyordu.

onu incitmek veya korkutmak istemiyordum. tek istediğim beni sevmesiydi. neden bunu yapıyordum bilmiyordum.

onu inciten kişi ben olmamalıydım. elimdeki telefon titrediğinde gözlerimi aşağıya çevirdim.

neden seanslarına gitmiyorsun kayra?

uzun bir süredir hem de.

ilaçlarını da almıyormuşsun.

bunu yapmaman gerekiyor.

bana arkadaş olarak katlanabilen tek kişiydi tolga. tek arkadaşımdı. beni önemsiyordu, beni gerçekten önemsiyordu ama onun duygularına karşılık veremiyordum.  elimdeki telefonu bir kez daha çevirdim. telefonun ekranı bir kez daha parladı.

Senin ilacın o çocuk değil.

yutkundum. bunu söyleyemezdi! yekta benim her şeyimdi. benim zehrim, benim hastalığım ve benim ilacım. bunu kimse anlayamıyordu. ellerimi kulaklarıma yasladım.

“bu doğru değil. bu doğru değil. yekta benim ilacım.”

neden ona yeni bir ceza vermiyorsun? seni sevmiyor!

zihnimdeki sesi bastırmak için ellerimi daha çok bastırdım. “hayır. onun canını yakamam.”

kendini kandırma. bunu yapmaktan zevk alıyorsun. incit onu.

öfkeliydi konuşan ses. ama ben öfkeli değildim. neden bu kadar çok yekta’ya öfke doluydu? neden onun canını yakmak istiyordu?

“kayra?” düşüncelerimden yekta’nın sesleriyle sıyrıldım. başımı kaldırıp onun yüzüne baktım. tüm düşüncelerim kayboldu. tüm olumsuz düşüncelerim, tüm kötü düşüncelerim onun sesiyle sanki bir kara bulut gibi dağılmıştı. ona gülümserken yatağın kenarına yaklaştım. elimi yekta’nın saçlarına götürüp okşarken gözlerimi kapattım.

“bir sorun mu var?” sesi endişeli geliyordu, onu endişelendiren kişinin ben olduğumu biliyordum ve bu ölesiye canımı yakıyordu.

“hayır, güzelim. bir sorun yok.” yavaşça gülümsedim. dünyayı onun için iyi bir yer yapmak, kendimden uzak tutmak istiyordum. bazen gerçekten bunu istiyordum ama onsuz dünya ölüm gibiydi. ondan önce nasıl yaşadığımı bilmiyordum.

yekta benim ilacımdı.

“kayra...” diye fısıldadı titreyen sesiyle. bütün kötülüğüme rağmen benim için endişelenecek kadar iyi birisiydi. gözlerim dolarken onun gözlerinin içine baktım. “bir sorun olmadığına emin misin?”

hâlâ bunu nasıl yapıyordu? bunu nasıl başarıyordu bilmiyordum ama bu iyiliği kendimden nefret etmemi sağlıyordu.

ben kötü bir adam değildim. gerçekten değildim ama yektasız yaşama düşüncesi beni öyle korkutuyordu ki...

“yok...” sesim fısıltı gibiydi. ona seslenirken, onu incittiğimi bilerek yüzüne bakarken içim burkulmuştu. “eğer iyi bir adam olsaydım beni gerçekten sever miydin yekta? gerçekten... senin iyiliğine layık olabilecek şekilde birisi olsaydım sever miydin beni?”

sorumla duraksadı. onun beni sevmediğini biliyordum. bunun doğru bir sevgi olmadığını biliyordum ama yine de aksini umuyordum. doğru olmasını, doğru hissettirmesini. beni korkudan doğan bir sevgiyle sevmemesini istiyordum ama bu imkansızdı.

“seni zaten seviyorum...” başımı kaldırıp onun yüzüne baktım. bunun doğru olmadığını biliyordum. yutkunurken başımı iki yana salladım.

“bana gerçek bir şey söyle, yekta... eğer ölüp gitsem şu kapıyı ardına kadar açar ve kaçıp gidersin sen.”

sesim sonlara doğru öfkeyle dolmuştu. neden öfkeliydim bilmiyordum bile. yumruğumu sıkarken gözlerimi kırpıştırdım. ama yekta bunu beklemiyor gibi uzaklaşmıştı benden.

“kaçmam!” sesi yükselirken başını iki yana salladı. “kaçamam, kayra. bunu yapamam artık. seni ikna etmem için ne yapmam gerekiyor?! seni sevdiğime inanman için?”

eminim o da bunun yanlış olduğunu biliyordu. bunun doğru hissettirmediğini ve asla doğru olmayacağını. sözleri nefesimi tutmamı sağlasa da bu... zehirli bir sevgiydi.

ben yekta’yı zehirliyordum.

gözlerimden yaşlar süzülmeye başlarken başımı eğdim. ona zarar vermekten, incitmekten deli gibi nefret ediyordum.

onu kendimden bile kurtarmak isterken doğru bir adam olduğumu nasıl söyleyebilirdim? nasıl kendimi aksine inandırabilirdim?

kollarını bana doladı. bu gözyaşlarımı şiddetlendirirken onu bırakmak istemiyor gibi sarıldım.

ben zehirli sarmaşıktım. ama yine de yekta'ya tutunmaktan vazgeçemezdim.

Vous avez atteint le dernier des chapitres publiés.

⏰ Dernière mise à jour : May 08, 2024 ⏰

Ajoutez cette histoire à votre Bibliothèque pour être informé des nouveaux chapitres !

ajae (boyxboy)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant