💎11- Sokovya Savaşı💎

107 12 38
                                    

Mayıs 2015Sokovya

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Mayıs 2015
Sokovya

"Eliza, olduğun yerde kal. Bana bir işaret ver seni almaya geliyorum."

Eliza, Tony'nin sesini duyduğunda, kendi bulunduğu bölgeyi buza çevirdi. Tony aşağı yaklaştığında oluşan buz parçasını gördü oraya girip kızını kolları arasına aldı.

"İyi misin?"

"Evet."

Baba kız Sokovya'ya yükseldi. Tony, kızını zemine bırakıp,  yükseldi.

"Friday!"

"Vibranyum çekirdeğinin şehri bir arada tutan manyetik alanı var."

"Düşerse peki?"

"Şu andaki darbe etkisi binlerce kişiyi öldürebilir. Yeteri kadar yükseğe çıkarsa küresel yok olma gerçekleşecektir."

"Stark senin işin şehri güvenli bir şekilde yere indirmek. Geri kalan herkes, göreviniz bu robotlar paramparça etmek."

Friday, sürekli tarama yaparak onlara durumu bildirirken şehir her geçen saniye daha da yükseliyordu. Kaybettikleri her saniyenin aleyhlerine olduğunun hepsi farkındaydı. Hulk şehrin ortasında robotları parçalarken öfkeyle kükrüyordu. Steve'in kalkanı elinde üç saniyeden fazla kalmadan tekrar robotlara çarpıyordu. Thor'un şimşekleri sürekli robotlar üzerine düşüyor, Mjölnir'in robotların gövdesinden geçiyordu. Pietro robotları parçalayacak bir hızda sokaklarda koşuyordu. Eliza ateşle robotları yakıp parçalıyordu. Natasha arada Steve'in kalkanını yakalayıp fırlatıyor, arada bilekliklerindeki
elektriği kullanıyordu.

Wanda, etrafına toplanan robotlara yeşil gözlerini kocaman açarak bakıyordu. Robotlar önünü kapatarak sokağın girişinde dururken nefesinin kesildiğini, endişesinin korkuya dönüştüğünü ve içinde yükseldiğini hissetti. Yaptığı tüm hatalar birkaç saniye içinde gözünün önünden geçti.
Strucker'in deneylerine katılmak, güçlerini intikam almak için kullanmış olmak, tüm bunlara sebep olan o hamleyi yapmış olmak...

Robotlar ateş ettiğinde Clint, Wanda'yı tutarak küçük bir kulübenin içine atladılar.

Wanda, Clint'in arkasına geçerek. "Bunun olmasına nasıl izin verdim ben?!"

Clint, Wanda'ya dönerek. "Hey bana bak, iyi misin?"

"Hepsi bizim suçumuz." dedi Wanda ağlamaklı sesiyle.

"Beni dinle." dedi Clint elini onun omuzuna koyarak. "Sizin hatanız, bizim hatamız, kim takar!? Bu işte var mısın? Var mısın? Öğrenmem gerekiyor çünkü şehir havada uçuyor. Tamam. Şehir havada uçuyor, robot ordusuyla savaşıyoruz, benimse elimde ok ve yay var. Buradaki hiç bir şey mantıklı değil." Kulübeye bir robot saldırdı. Clint, yayına ok takıp açılmış olan deliklerden robotu vurdu. "Dışarıya geri çıkacağım çünkü bu benim işim. Hem işimi hem de bebek bakıcılığı yapamam. Ne yaptığın veya eskiden nasıl biri olduğun önemli değil. Ama dışarı çıkacaksan savaşacaksın, ölümüne savaşacaksın. Burda kalırsan sana bir zarar gelmez. Seni bulması için kardeşini buraya gönderirim. Ama o kapıdan dışarı çıktığında bir Yenilmez olacaksın." Clint ayağa kalktı. "Tamam, güzel konuşmaydı." Clint yayına üç ok yerleştirip. "Aynen ya, şehir havada uçuyor." Clint ayağıyla kulübenin kapısını tekmeleyerek açıp çıktı.

Elemental QuuenWhere stories live. Discover now