Alexandra Elizabeth Stark, babası Tony Stark'ın gizli bir ilişkisinden doğmuş bir genç kadındır. Babasının mirasını taşırken, kendi yolunda ilerlerken güçlü bir aile geçmişiyle mücadele ediyor. Süper kahraman olmanın getirdiği sorumluluklarla başa ç...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Mayıs 2015 HYDRA Üssü, Sokovya
Stark, HYDRA üssüne girerken ve askerler onun Demir Adam kostümüne ateş etmeye başladılar.
"Çocuklar, durun, bu konuyu konuşmalıyız." Demir Adam, zırhındaki roketleri kullanarak askerleri vurdu. "Güzel bir konuşmaydı."
Tony Stark, Demir Adam kostümünden çıktı. "Nöbetçi modu." Bilgisayarlara doğru yürüyüp. "Tamam, JARVIS. Hepsini istediğimi biliyorsun. Genel Merkezdeki Hill'i kopyaladığımızdan emin olun."
"Dosyalardan fazlasını sakladığını biliyorum. Hey, J, bana odanın kızılötesi taramasını yap, çok çabuk."
"Solunuzdaki duvar... Çelik takviye okuyorum... ve hava akımı." Diye cevapladı onu yapay zeka.
Tony Stark, duvara doğru yürürken kendi kendine konuştu. "Lütfen gizli bir kapı ol, lütfen gizli bir kapı ol, lütfen gizli bir kapı ol..." iter ve duvar açılır. "Yaşasın!"
"Arkadaşlar, Strucker'ı yakaladım." Kulaklıktan ses duyuldu. Bu ses Kaptan Amerika'dan başkasına ait değildi.
"Evet, bende... daha büyük bir şey var." dedi Tony Stark.
Karşısına çıkan loș tünelden girip merdivenlerden aşağı inerken etrafındaki tüm seslere karşı duyarlıydı. Karargâhın bodrumundaki büyük gizli depoya girince gözleri şaşkınlıkla kocaman açıldı. New York istilasındaki dev mekanik solucan deponun tepesinde kalın zincirlerle asılı duruyordu. Hemen önündeki masanın üzerinde ise Loki'nin asası duruyor, saf enerji dolu mavi taşı parlayarak etrafa ışık saçıyordu.
"Thor, ganimet tam karşımda."
Asaya doğru yürürken karanlıkta gizlenmiş bakır saçlı genç kadını farkında bile değildi. Asanın Önünde durduğunda ve bakışları asadan tekrar büyük solucana çevrildiğinde ne arkasından gelen Wanda Maximoff'un ne yüzünün etrafna yaylan kırmızı dumanın ne de gözlerinin bir saniye için kırmızı bir ışıkla yanıp söndüğünün farkında olmadı.
Wanda'nın zihnine yaptığı hilenin farkında bile olmadan gerçekliğini yitirmişti. Arkasından gelen sesle dönmesi, irkilmesi ve geri kaçması bir saniye kadar sürdü. Çarptığı masanın üzerinden birkaç eşya yere devrilirken dev solucanın canlanarak tepesinde uçuşunu izledi. Canavar gürültüyle tepesinde uçarken onu takip ettiğinde karanlğın içindeki uzay geçidini bir kez daha gördü. Yine aynı korku bedenine hücum ederken geçidin altında bir piramit şeklinde yığılmış bedenleri fark etti.
Natasha, Hulk, Clint, Thor ve Yüzbaşı Rogers.. Hepsinin bedenleri çöp yığını gibi üst üsteydi.
Alnından soğuk ter damlacıkları boşalırken gözleri irileşmiş, ağzı ne olduğunu anlamayarak açılmıştı. Admları donmuş bir halde oraya doğru yaklaşırken Kaptan Amerikanın vibranyumdan yapılmış kalanının bile yıkımdan sağ çıkamamış, ikiye ayrılarak parçalanmıştı. Hızlı adımlarla fikirleri sürekli ters düşse de en yakın dostlarından biri olan adamı yanına çöktü. Nabzını kontrol etmek için elini adamın boynuna yerleştirdiğinde Steve bileğini yakaladı. Tony, korkuyla yerinde sıçrasa da rahat bir soluk çıktı dudaklarıın arasından; onu kurtarabilecek olması umuduydu o rahat soluk.
