*15 Gün savaş-kaç-don*

16 8 0
                                    

Herkes bilir savaşmanın ne demek olduğunu benim ise üç kelime savaş kaç yada don

benimle misiniz...

Sems bizi geniş yemyeşil bir yere getirmişti kuş sesleri rüzgarın tenimde bıraktığı duyumları hissedebiliyordum sems bize birer maske ve kıyafet verip küçük evi işaret etti ilk ben giyindim sonra mert sonra dr marta çok güzeldi etrafa bakındım gözüme birşey takılmıştı böyle bir yerde masanın ne işi vardı masaya doğru ilerledim masanın üzerinde uzun keskin kiliçlar vardı sanırım katran deniliyordu bunlara sems yanıma gelip "bunları kullanman için temel hareketleri öğrenmem gerek

-Evet arkadaşlar bugün sizlere sadece üç kelime öğreticem

-Nasıl yaa üç kelimeyle nasıl ninja...

-Anlıyorum mert evet yanlış duymadın üç kelime

-Peki bu üç kelime nedir

-Öyle üç kelime diyip geçmeyin asıl bu üç kelimeyle ninja olabilirsiniz

-Ay patlıyacam şimdi

-Üç kelimeyi söylemeden önce sizlere bir ninja nasıl olmalı özelliklerini saydıktan sonra üç kelimeyi uyguluyacağız

-Şimdi bir ninja asla ve asla gardını düşürmemeli herzaman tetikte olmalı bir ninja çok meraklı ciddi soğuk kanlı olmalıdır bir ninja çok şey bilmelidir bol bol kitap okumalı ve sağlıklı beslenmelidir protein çok önemli ninja için erkenci olmalıdır ve en önemlisi yardımsever olmalı

Sems sanki bizi tanımlamıştı aklıma ormandaki sözüm geldi "tabi yaa"

-Evet şimdi üç kelime

Gülümsediğini gözünün kısmasıyla anlayabiliyordum

-şimdi sizleri test etme vakti "olesa"

bakışlarımı semse çevirdim "sakın bunu yaparken bana vurmayı çekinme" bu sana bir şifre

-Üç diyince bana vurmaya çalış ama öyle yavaş vurmak değil yumruğunu öyle sert geçir ki senin gücünün ne kadar olduğunu anlim "üç"

sems neden sağ sola sallanıyor bana bir yumruk savuruyor hemen ellini tutup bükmem gerekiyor başka yolu yok

-Çok iyi gidiyorsun "ama gücün bumu seni sersem"

Bunu neden yaptığını biliyordum bacağıma çok sert vurdu ne yapıcam şimdi

-Gardını düşürdün olesa

-Ama benim ne yaptığım belli olmaz

Yerimden hızla kalkıp semsin etrafında döndüm sonra en yakın ağıcın arkasına saklanıp beni bulmasını bekledim

-Casusluk he

bana doğru geliyor birşeyler yapmalıyım "buldum" sems ağaca doğru yaklaştı tam ağacın arkasına bakıcak iken ayağacın arkasından dolanıp "sems şaşkın bir şekilde bakıyordu" yumruğumu sevinçle geçirirken "ellimi sımsıkı tutup bıraktı çok yakın olduğumuz için olabildiğince koşup tekrar ağaç arkasına saklandım bu sefer başka bir çözüm bulmam gerekiyor kafamı kaldırıp etrafıma bakındım sems görünmüyordu koşarak ellime bir taş alıp ayağacın arkasına saklandım sems ortaya çıkmıştı benim gittiğim yönü nasıl biliyordu yavaşça ayağı kalktım semsin dikkatini dağıtmak için taşı biraz uzağımdaki ağaçlardan birine attıp hızla semsin arkasından yaklaştım sems anlamamıştı önce sems diye seslenip sonra sert bir yumruk geçirdim bakışlarım mert ve martadaydı beni izliyorlardı

-Nasıl bu imkansız

-Evet imkansızız

-Olesa seni tebrik ediyorum ama çenem kırıldı sanırım

24 Gün "Kış bitene Kadar!"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin