Chapter 4

6 2 0
                                    

*Yazarın anlatımıyla*

  Timur arabayla Bade'yi eve bıraktıktan sonra şöföre yani sağ kolu Emrah'a şirkete gitmelerini söyledi.
  Şirkete gelen Timur ilk önce odasına çıktı ve ardından tüm adamlarını yanına çağırdı. Adamlar odaya geldi ve hepsi boy sırasıyla Timurun karşısında durdu. Emrah ise Timurun yanında durmuşdu.

Timur: Kafam karışık olduğundan sizlerle ilgilenemedim.

  Timur derin nefes alır ve tekrar konuşmaya başlar.

Timur: Nereye bakıyordunuz, siz?

  Timur bunu söyledikten sonra sesini yükseltir.

Timur: Size söyledim, nereye bakıyordunuz ha?! Ben sizi burda boşuna mı tutuyorum? Cevap verin lan!

  Fakat adamlardan hiç biri korkudan cevap vermez.

Emrah: Abi, hepimiz biliyoruz ya Arazın kavgacı olmadığını, hiç kimseyle sorunu olmadığını. O yüzden de onu gözetlemedik. Ama böyle bir şey olacağını bilmiyorduk.

  Timur biraz susar ama sonra sakin sakin konuşmaya başlar.

Timur: Bundan sonra biliceksiniz. Şimdi hazırlanın, bankaya gidiyoruz. Arazın ameliyyatı için gereken parayı alıcaz.

Emrah: Emredersin, abi.

  Emrah ve adamlar odadan çıkar. Timur ise koltuğuna oturup gözlerini kapar.

******

  Bade babası onu bıraktıktan sonra eve girer ve annesinin koltuğta oturup Arazla olan fotoğrafına baktığını görer. Arazın annesi çok güçlü kadındı ve Araz bunları yaşadığında o hiç bir zaman umudunu kayb etmemiş ve gözünden bir damla bile göz yaşı akmamıştı. Fakat Arazın komaya girme haberini duyduğuna çok üzülmüş ve bir anlık kendini güçsüz sanmıştı. Ağladığında ise her zamankı gibi kendi odasına çekilir ve karanlıkta ağlar. Tıpkı gençliğinde ki gibi. Şimdi ise o Arazın fotoğrafına baktığında gözünden akan bir damlanın farkında olmamıştı.

Bade: Anne? Sen iyimisin?
Anne: Ha kızım sen mi geldin?
Bade: Evet, anne. Sen iyimisin?
Anne: Evet kızım. İyiyim.

  Bade annesinin gözünden akan göz yaşını görüp ona sarıldı.

Bade: Üzülme annem. Araz iyileşecek.
Anne: Ben onu ilk defa kucağıma aldığımda hiss etmiştim onun güçlü biri olucağını. Siz ikiniz de benim evlatlarımsınız. İkiniz de çok güçlüsünüz.

******

  *Aleynanın anlatımıyla*

  Sabah 7-de alarmın sesiyle uyandım. Evet bu gün nişanlım Kemal ile görüşücem. Onunla şehrin merkezinde yürüş yapıcaz ve öylece takılacaktık. Yatağımdan kalkıp banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkadım. Dişlerimi fırçaladım ve tekrar odama döndüm. Bu gün kendime güzel kiyafetler seçdim dolabımdan. Yeşil bir gömlek ve siyah kot pantolon giydim. Odamdan çıktım ve salona yürüdüm. Annem, babam, abim ve ablam çoktan uyanmıştılar.

Ben: Günaydın!
Babam & Annem: Günaydın kızım.
Afra: Günaydın, ablacım.
Ahmet: Abla nereye böyle?
Ben: Kemal ile biraz gezicez.
Ahmet: Ben de geliyim mi? :)
Ben: Senin okulun yokmu? :)
Ahmet: Var. Aslında senin de okulun var. Ama gitmiyorsun :)
Babam: Tamam. İzin verin de kız oturup kahvaltısını yapsın.

  Canım babam ya. Her zaman beni düşünür. Tabi Afra ve Ahmeti de çok sever. Yani evlat ayrımçılığı yapmaz. Ama beni onlardan daha çok sever.
  Ben oturup kahvaltımı yapmaya başladığımda babam artık kahvaltısını bitirmişti. Babam hemen ayağa kalktı ve kapıya doğru gitti. Annem de onu yolcu etmek için peşine gitti. Siyah takım elbisenin üzerinden siyah ceketini giydi ve annemi öperek evden çıktı. Biraz sonra ben de kahvaltımı yaptım ve telefonu götürüp kapıya doğru gittim. Pembe ceketimi giydim ve Afrayla Ahmet de yanıma geldiler. Ama onlar okula gidicekti. Annem bizi yolcu ettikten sonra biz yola koyulduk.

The My FriendWhere stories live. Discover now