8 Bölüm - Kaza

97 11 7
                                    

Bir süre sonra Ender kendine geldi.

E: Ela! Ela!
D: Ender...
E: Doğan... Ne oldu?
D: Bayıldın. Ama şimdi iyisin.
E: Doğan... Ela'yi alama benden. Alma...
D: Almayacağım aşkım. Birlikte atlatacağız bunları.
E: Söz mu?
D: Söz birtanem. Önce Çağatay boşan sonra birlikte mutlu olacağız.
E: Tamam. Sen haklıydın.
D: Hangi konuda?
E: Seni hala çok seviyorum... Hiç unutamadım. Zaten unutmak mümkün değil. Kızımız var.
D: Ben hissettim beni hala sevdiğini. O kadar özledim ki seni. (sımsıkı sarıldı)
E: Ben de seni çok özledim. Gel benimle.

Doğan Ela'yi uyurken izledi.

D: O kadar güzel ki... Sana benziyor biraz.
E: Bence sana benziyor.
D: Ikimizden bir şey aldı demek.
E: Doğan!
D: Efendim!
E: Affet beni... Amacım seni Ela'dan uzak tutmak değildi. Ama sen o gün geldin, Yıldız'la evlendim dedin... Ben o gün bu haberi verecektim sana.
Onu hiç bir zaman aldırmak istemedim. Çünkü biliyordum bir gün yeniden kavuşacağız.
D: Aşkım, lütfen artık bunları düşünme. Geçmiş gitmiş. Artık birlikteyiz.
E: Seni çok seviyorum!
D: Ben de seni! (öpüştüler)

Bir hafta sonra

E: Sağ ol Yıldız.
Y: Ne demek Endoşum. Sen işlerini halet.
Umarım Çağatay sorun çıkmaz.
E: İnşallah! Babay aşkım. Seni çok seviyorum.
Y: Babay yap annene.
E: Babay!

D: Canım, nasılsın?
E: Mahkemeye gidiyorum. Ela'yi Yıldız'a bıraktım.
D: Ben de geleyim mi?
E: Hayır lütfen. Sorun çıksın istemiyorum. Çabuk bitsin yeter.
D: Tamam aşkım. Bana haber ver.
E: Olur.

Mahkeme

X: Siz boşanmaya kabul ediyor musunuz?
E: Kabul ediyorum.
X: Siz boşanmaya kabul ediyor musunuz?
Ç: Kabul etmiyorum. Karımı seviyorum.
E: Çağatay, ne diyorsun sen?
X: Sessiz!

Maalesef Ender ve Çağatay boșanmadılar.

E: Çağatay, ne demek karımı seviyorum? Delirdin mi?
Ç: Siz ne sandınız? Biz boşanacağız ve siz mutlu olacaksınız değil mi? Yok öyle bir dünya. Ben hayata olduğum müddetçe, sen ve Doğan hiç bir zaman mutlu olmayacaksınız.
E: Seni öldürürüm Çağatay.
Ç: Evde görüşürüz karıcığım.

Çağatay Doğan'ı ziyaret etti.

Ç: Merhaba!
D: Ne işin var senin burada?
Ç: Bir haber vereceğim.
D: Ne var yine?
Ç: Biz Enderle boșanmadık. Ben istemedim.
D: Ne dedin lan sen? (yumruk attı)
Ç: Hiç bir zaman mutlu olmayacaksınız. Ben izin vermeyeceğim.

Ender o sırada geldi.

E: Doğan!
Ç: Bak bak kim geldi.
D: Ender, ne diyor bu? Boşanmadınız.
E: Maalesef.
D: Gel gidelim.
Ç: Yaa nereye? Çok güzel konuşuyorduk burada.

E: Doğan, ne yapıyorsun? Yavaş ol lütfen.
D: Allah kahretsin! Allah kahretsin!
E: Doğan... Kaza yapacağız.
D: Kaza... Evet. Eğer birlikte olamıyoruz, en azından birlikte ölelim.
E: Ne diyorsun sen? Yavaşla lütfen.
D: Birlikte öleceğiz.
E: Doğan, sağlıklı düşünmüyorsun. Ela'yi düşün.
D: Ela... Ela... Kızımız.
E: Kızımız... Bizi ihtiyacı var. Lütfen yavaşla.
D: Kızım... Ela...
E: Doğan! Dikkat et. Kamyon geliyor.
D: Sıkı tut aşkım.

Uçurumdan uçtular. Bir süre sonra Doğan kendine geldi ve Ender'i arabadan çıkardı.

D: Ender! Aşkım... Ender uyan.
E: Hmm... Doğan...
D: Iyi olacaksın. Yardım edin. Kimse yok mu?
E: Doğan... Ela sana emanet.
D: Hayır... Böyle söyleme. Birlikte mutlu olacağız. Söz veriyorum. Sana hiç bir şey olmayacak.
E: Seni çok... Seviyorum.
D: Ben de seni çok seviyorum sevgilim.
Lütfen yapma böyle.
E: Hoşçakal! (bayıldı)
D: Ender! Ender! Aşkım lütfen beni bırakma. Uyan! Ender!!!

8 Bölüm Sonu

Kaderin Gücü Where stories live. Discover now