12 - Ruhların Dansı

114 20 64
                                    

08.01.24

Hoş geldiniz. Küçük yıldıza dokunup okumaya geçebilirsiniz. İyi okumalar. Yorumlarınızı bekliyorum.

Bu bölüm normalde 13 veya 14.bölümdü ve 12.bölüm normalde 2034'te geçecekti ama yeni yıla özel daha soft bir bölümle giriş yapalım dedim. Gerçi biraz geç kaldı bölüm, sınavlarım yüzünden. Bir sonraki bölüm de biraz geç gelebilir ama 23 Ocak'tan itibaren daha hızlı atmaya çalışacağım. Çünkü şubat sonuna kadar 20li bölümlere geçip, Beş Altın Kadeh Çiçeği'ni yayınlamaya başlayacağım. O yüzden sizden isteğim, finallerim bitene kadar (23 Ocak) beni mazur görmeniz♡

 O yüzden sizden isteğim, finallerim bitene kadar (23 Ocak) beni mazur görmeniz♡

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

17 Ocak 2029

İnsan, bir şeyleri geride bıraktıkça o bıraktığı şeylerin özlemi ruhuna yük olup, onu sonsuza dek rahatsız edermiş. Tamamen unuttuğu söylense de bir rüya, bir çiçek, bir bulut şekli bile geride bırakanları hatırlatmak için yeterliymiş.

Hiçbir şey tamamen unutulmaz, geçmişin üzeri en fazla siyah bir örtü ile kapatılırmış ama örtüye ayağımızın takılması ile tüm unutulanlar çıplaklığı ile bize meydan okurmuş.

Okuduğum kitaplarda kimi zaman insanlar, her şeyi geride bırakma arzusunu başarılı bir şekilde yerine getirirken kimi zaman bu arzu, onları bilinmeze çekip en büyük düşmanı hâline geliyordu.

Bugün ben de geride bıraktığımı düşündüğüm şeylerden kurtulmak için yeni evimizde asla girmediğim odaya girip temizlik yapmaya başlamıştım. Nasıl hissettiğimi bilmiyordum. Yaşam, benim için karmaşıklaşmıştı ama kötüleşmemişti. Öğrendiğim hiçbir gerçek beni artık korkutmuyordu. Sanırım büyümüştüm.

Şu üç günde çok büyümüştüm. Şimdi, geride kalanları unutmak istiyordum. Unutmak ve yeni bir hayata başlamak istiyordum. Çünkü insan geçmiş var oldukça asla ikinci şansa kavuşamazdı. Verildiği sanılan ikinci şanslar, aynı hataları tekrarlamamız için verilen anlardan ibaretti. Bu yüzden geçmişe bir örtü değil bir silgi lazımdı. Örtmek değil, silmek...

Bugün bir faydası olmayacağını bile bile zihnimi yatıştırmak için bedenimi meşgul etmeye başlamıştım. Tüm evi baştan sona temizlemiştim. Bir masadan aldığım tozun, zihnimdeki yoğunluğu da temizleyeceğine inanıyordum. Bedeni meşgul edince, zihnim de yorulur sanmak; bu dünyada yaptığım en aptalca işlerin başında yer alıyordu.

Kardelen Esefdağlı, asla temizlik yapmazdı. Yemeklerle uğraşmak ona yakışmayan bir uğraştı. O; bale yapar, politika öğrenir, katran karası saçlarını kısacık tutmaya çalışırdı. Okuduğu kitapların arasında yerleştirdiği, babasının tasvip etmeyeceği kitaplar yüzünden stres içinde yaşardı.

Kardelen Güneş, ruhunu temizlemek için çok güzel uğraşlar bulmuştu. Bir soyadı ile baleden uzaklaşmış, eline ilk kez deterjan değmişti. Artık istediği kitapları, korkmadan okuyabiliyordu. Siyah saçları uzarken ona karışan yoktu. Gözlerindeki lens kaybolduğu için dünyayı bir katman daha net görüyordu. O; artık daha farklı bir insandı. Silah kullanabiliyor, ilk yardım, yazılım, kendini savunması için birkaç şey biliyordu. 25 seneden fazla sürdüğü esaret, bilgilerle sona ermişti.

Kalpsizler BalesiWhere stories live. Discover now