Buradaydı. Gelme dememe rağmen gelmiş kapının önünden bir dakika bile ayrılmamıştı. Oydu biliyordum. Varlığını hissedebiliyordum. Otelden beri beni takip etmiş ve 5 gündür kapımın önünde beklemeye devam etmişti.

Derin bir nefes alarak pencerenin arkasından siyah arabaya göz gezdirdim. Sanki günler sonra göz göze gelmişiz gibi irkilirken bunun hiç iyi bir fikir olmadığının farkındaydım. Henüz onlardan birini göremeye hazır değildi.

Özlemiştim. Bakışını konuşmasını her şeye rağmen arkamda dimdik duruşunu deli dehşet özlemiştim ama korkuyordum da her şeyi unutup boynuna atlamaktan beni geri götür demekten çok korkuyordum. Gözlerim masanın üstünde duran telefona kayarken orta tuşuna basarak açtım. Yine bir arama yada mesaj yoktu.

Çıkarken beni sakın aramayın gelmeyin peşimden demiş olsam da telefonu bir dakika yanımdan ayırmıyor armalarını bekliyordum. Belki bu davranışım acizceydi farkındaydım ama bunca yıl sonra gerçekten sevildiğimi hissettiğim insanların arasından öyle hiç bir şey olmamış gibi kapıyı çarpıp çıkmak çok acı vericiydi.

Kaçıp saklanmak bana yakışmazdı benim canımdan çok sevdiğim bir mesleğim vardı ama bunca acıya işkenceye bile dayanan bedenim gerçekleri bir türlü kaldıramamıştı. O savunmasız titreye titreye ağlayan küçük gece gözlerimin önünden gitmiyordu bir türlü.

Evin içinde yankılanan ses ile kafamı kapıya doğru çevirdim. Zil çalmıştı galiba. Kalbim bir anda hızla göğüs kafesimi dövmeye başladığında tekrar aynı ses evin içinde yankılandı.

5 gündür içinde olduğum evimin zil sesini bile bilmiyordum.

Elim beylik tabancama giderken kapıya doğru yöneldim. 5 gündür gelmeyen adam şimdi de gelmezdi değil mi ? Kapı ardı ardına bir kez daha çalarken sinirlendiğimi hissedebiliyordum.

Silahımın emliyetini açtıktan sonra tahta kapıyı hızla açıp silahı karşımdaki kişiye doğrulttum.

Gelen Pusattı. Gözlerim hayal kırıklığı ile açılıp kapanırken kendime bir kez daha saydırdım. Onca şeye rağmen hala onlardan birinin gelmesini bekliyordum ya yazıklar olsundu bana

Ellerini havaya kaldırmış şaşkınlıkla bana bakan pusattan çektim gözlerimi ve arkasındaki siyah arabaya çevirdim. " Aman komutanım beni mi vuracaksınız " konuşması üzerine bakışlarımı ona çevirirken silahımı indirdim ve kenara doğru çekildim

" Geç içeri hadi ev buz gibi oldu." İçeri geçip kapıyı kapattı. " Yani gece 5 gündür ortalarda yoksun tek sorunumuz evinin buz gibi olması mı beni nasıl buldun falan demen gerekmiyormuydu ?"  Onu arkamda bırakarak oturma odasına doğru ilerledim ve masanın üstünde duran sigaramdan bir dal alıp hızla yaktım. " Bildiğim sorulara sormam "

Timimden birini görmek beni üzmüştü. Onlara olan özlemim bir anda gün yüzüne çıkarken son günlerde olduğu gibi ilk durağım sigaraydı.

" Seni götürmeye geldim" Sakin tutmaya çalıştığım yüz ifadem ile koltukta oturan pusata çevirdim gözlerimi

" Hala karşında komutanın var pusat eşya mı taşıyorsun mal mıyım ben kimi nereye götürüyorsun " Sinirden ses tonumu ayarlayamamıştım. Dizlerine koyduğu ellerini biraz daha kaydırdı ve oturduğu koltuktan biraz öne doğru geldi.

" Bak Gece aranızda ne oldu bilmiyorum ama binbaşı perişan Asrın 5 gündür kapıdaki arabada yatıyor " eliyle beni gösterip " Senin de onlardan bir farkın yok yukarıdan emir geldi binbaşı biraz daha telefonlara cevap vermezse uzaklaştırma alacakmış"

Benim için 1 asır gibi gelen 5 günden sonra onlardan bir haber almak içimdeki ağırlığın biraz olsun gitmesini sağlamıştı. Ne demek telefonlara bakmıyordu. Çocuk oyuncağı mıydı bu iş !

ASİWhere stories live. Discover now