"Evime birini davet etmek için sana haber vermeme gerek yok bence"
Bunu gözlerinde zerre duygu olmadan söylemişti, sesindeki soğukluk kemiklerimi sızlatmıştı,gözlerindeki o gurur beni ezip geçiyordu ama itiraz edemiyordum.... Evim mi?
Ben yokmuydum evin'de? Belki de yoktum....

"Evine?"

Artık dayanamayıp kalktı yataktan, şimdi bir eli belinde bir eli de gözlerini ovuşturarak oda'da dolaşıyordu, o bir kaç dakika önceki huzur yoktu aramızda...

"Dinle....
Yarın arkadaşında kal...yani...."

Elini ensesine götürüp boynunu okşayarak devam etti..
"Sanırım yemekte olmasan daha iyi olur"

Ne? Kafamdan kaynar su dökülmüştü, tüm vücudumdan sanki kanım çekilmiş gibi donup kaldım bunu duyduğum da...
Gerizekalı helin, ne bekliyordun? Seni ne diye tanıştırımasını? Sevgilisi mi?
Ailecek toplanıp yemek yiyeceklermiş işte... Benim ne işim olsun ki o yemekte?
Gözlerim dolmuştu...
Özgürün hayatında hiç bir şey değildim....
Ağlamamak için yutkundum.

"Bu ne demek şimdi özgür? "

"Ne demekse o demek helin, sorgulamadan yap dediğimi, iki gün kalırsın arkadaşında sonra kendim gelip alırım seni zaten"

Gözlerim gittikçe genişliyordu... Yataktan kalkıp karşısına geçtim özgürün, vücudunun üst kısmı çıplaktı eli hala belinde duruyordu, artık gözlerinde itaat etmemi bekleyen bir ifade vardı, tüm duygusuzluğuyla bakıyordu gözlerime ve cevabımı bekliyordu....

Tam karşısında durunca kafam göğüsüne denk geliyordu, yüzünü görmem için kafamı kaldırmam gerekiyordu.

" Onlarla tanışmayı bile hak etmeyecek kadar değersizim yani senin için öyle mi?"

Kolumdan tutup kendine doğru sertçe çekti beni, yüzüm göğüsüne yaslanmıştı tamamen, boynundaki damarı görebiliyordum sinirden dışarı fırlamıştı.... Bu sinir beni üzdüğu için değil ona itaat etmediğim içindi emindim.... Eli hafifçe boğazıma dolanıp sıkmıştı...gözlerimin içine öyle bir bakıyordu ki eriyip gidiyordum bakışlarının altında....boğazıma doladığı parmakları oldukları yerden sıkılıp çeneme doğru hareket etmişti, göz göze gelmemiz için kafamı sertçe kaldırmıştı çenemden tutarak... Hızlı ve öfkeli nefesleri suratıma çarpıyordu...

"Helin...sabrımı çok zorluyorsun, dediğimi yap bi kerede amına koyim"

Elimi göğüsüne koyup ittirmek istedim onu geriye ama gücüm yeterli değildi bunun için,
Gözlerine bakmayı bıraktım göz devirerek, belki anlardı beni bırakmasını istediğimi...
Ama o da çok uzun sürmeden tekrar suratımı sertçe çevirdi göz göze gelmemiz için, bileğimi tutuşu da eskisinden daha sertleşti tabi...

"Anlaştık mı güzel kızım?" Suratıma doğru eğilerek sormuştu bunu dudağının kenarında saçma bir sırıtışla...

Kaşlarımı çatıp tüm gücümle geri itmiştim onu, bunu beklemediği için başarılı olmuştum ellerinden kurtulmaya....

"Anlaşmadık özgür"
"Sen bana ne muamelesi yaptığının farkında mısın?"
Şimdi de sinirlenip odada dört dolaşan bendim artık.
İşaret parmağım tehdit anlamında ona doğru uzanmıştı, nasıl bir cesaret bulduysam artık? Yürek yemiştim sanki....
Özgürün gözü bir bana bir ona doğru uzatılmış parmağıma bakıyordu....
Nefesleri hızlanmıştı öfkeden, suratıma karşı hırlıyordu yırtıcı bir kurt gibi, ona karşı bu meydan okumamı hiç beklemiyordu.

Hiç beklemediğim bir an kolumdan tutup sertçe çarptı beni arkamdaki duvara, bir an afalladım, gozlerimin dolduğunu hissettim ama ağlamamalıydım.

" Sen ne yaptığını sanıyorsun? "
Sordum öfke ve şaşkınlık karışımı bir ses tonuyla...
Yaklaşıp tekrar nefeslerini suratıma çarpa çarpa konuşmaya başladı...

" Oğlum ve karıma seni nasıl tanıştırmamı istersin?"

"Karına?"

"Eski karıma, lafı dolandırmayı kes helin, amına koyim oğluma oğlum bak bu cici annen, senden bile yaşı küçük olan bir kızı sikiyorum mu diyim? Bunu mu istiyo...."

Yüzüne yediği tokat sözünü yarıda bırakmıştı....
Onu tokatın şaşkınlığıyla kenara itmeyi başardım.
Gözyaşlarımı tutma gereği duymadım artık... Yanaklarımdan akan damlaları sildim hırsla dolaba doğru yürürken, artık burada duramazdım.
Hızlıca elime ne geliyorsa giyinip çıktım odadan...
Peşimden gelme zahmetine bile girmedi, artık umrumda da değildi zaten.
Arabama doğru yürüyordum ağlaya ağlaya...
Benim hakımda hissettiği şeyler bu muydu? Sex mi?
Beni birileri ile tanıştıramıyormuydu?
O kadar değersizdim gözünde yani?
Bunları düşündükçe göz yaşlarım şiddetleniyordu...
Arabayı sürdüm ama nereye gitmem gerektiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
Bulduğum ilk sessiz sakin bir yerde park ettim arabayı...
Kafamı direksiyona yaslamış dalmıştım düşüncelerime.... Bu adam beni en zor anımda kurtarmıştı, beni koruyup kollamıştı aslında, alkolik babamın elinden ne halde kurtarıp yanına aldığı günü unutamam asla, ağzım yüzüm babamdan yediğim dayaktan dolayı yamulmuştu...

Kendi ayaklarımın üzerinde durmam için iş bulmuştu bana, ama bu adam sevmeyi bilmiyormuş hiç meğersem... Ya da beni sevmiyormuş hiç....

Eski günleri hatırlayıp dalmıştım efkara ta ki telefonumun ekranı yanıp beni kendime getirene kadar....
Gördüğüm isimle acı bir gülümseme gelmişti dudaklarıma.
Özgür arıyordu...

Açmaya hiç niyetim yoktu, gözüm ekrana kitlenmişti bir süre, 3 kere aradıktan sonra artık vazgeçmişti, vazgeçtiğini görünce bende omuz silkip kafamı tekrar direksiyona yasladım....

Kaç dakika geçti bilmiyorum ama telefonumun ekranı tekrar yanınca kafamı kaldırdım, bu sefer bade arıyordu... Belli onu arayıp beni sormuştu.

Ağlak sesimle açtım telefonu

"İyiyim bade"

"Helin? Neredesin sen? Özgür aradı? Gelip aliğim seni?"

"Gerek yok bade, yanlız kalmaya ihtiyacım var"

"Sıçarım senin yanlızlığına neredesin sen?"

"Bade lütfen... Ararım seni tamam mı? iyiyim ben"

"Ne oldu anlatmayacak mısın?"

Sustum bunu duyduğumda, onun söylediği şey oluyordu, özgür bana değer vermeyi bırak, umursamıyordu bile beni....

"Anlatırım...."

Bunu diyip kapattım telefonu cevabını beklemeden, Ezbere biliyordum demek istediklerini.

Saniye geçmeden özgürden bir mesaj gelmişti yine

"O siktiğimin telefonuyla hangi cehennem de olduğunu bulurum biliyorsun değil mi?
Her neredeysen bade'nin evine gidiyorsun ve iki gün kalıyorsun, yada dışarı da kalıyorsun, sen seç!
Sonra kendim gelip o attığın tokatın hesabını soracağım helin"

Hala kendi dediğinin arkasındaydı....
Normal, her zaman ki özgür....niye şaşırdım ki?












ÜÇGEN | +18 |Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ