Merhabalar Sayın Günlük

5 0 0
                                    

"Bir mucize bekliyorsun, biliyorum. O mucize gelmeyecek, biliyorsun. "
Berk'in giderek uzaklaşan, küçülen, bulanıklaşan bedenine inat giderek yakınlaşan, çoğalan ve netleşen sesi yine doğru ve doğru olduğu için de acı verici olan o cümleyi tekrarlıyordu rüyamda. Ben, yine ne onun ardından gidebiliyor ne gitmesine engel olabiliyor ne de en az gidişi kadar canımı yakan o cümlelerini duymamak için kulaklarımı kapatabiliyordum. Ellerim, ayaklarım, sesim donmuştu sanki. Yalnızca ağlayabiliyordum, üstelik gözyaşlarım Berk'in görüntüsünü daha da bulanıklaştırmaktan başka bir işe yaramıyordu.

Bugün 23 Aralık 2023. Berk'in gidişinin üzerinden tam dört yıl geçti. Ondan bana, siyah bir dişi kedi, haberi olmadan çektiğim bulanık bir fotoğraf ve gitmeden hemen önce gönderdiği ses kaydı dışında hiçbir şey kalmadı. Aslında ondan sonra dünyada bu üçü dışında hiçbir şey kalmadı. Bugün 23 Aralık 2023, Berk gitmeyi ve giderken benim yarınlara inancımı, en içten gülüşlerimi ve tüm o çocukça hayallerimi de yanına almayı seçeli tam dört yıl oldu. Ağlamak, bulanık bir fotoğrafı ezberlemek ve kara bir kediye gözüm gibi bakmaktan  başka hiçbir şey yapmadım bu dört yıl boyunca. Onu özledim, ona kızdım, ondan nefret ettim, onu affettim, gittiğini unutup onu aradım, aradığım kişiye kaç kere denersem deneyeyim ulaşamayacağımı hatırladıkça unutmak istedim. Hem onu hem kendimi unutayım istedim ama bunlar nafile isteklerdi ve bunları isteyerek, bunların olması için yalvararak geçen dört yılın sonunda, bugün, ilk kez olanı biteni tam anlamıyla kabul ettim: Berk ölmek istedi ve öldü. Bense artık yaşamak istiyorum ve yaşayacağım.

***
23 Aralık 2023
Merhabalar Sayın Günlük,

Bugün sizinle uzun soluklu olacağını umduğum bir ilişkiye başlayacağız. Şartlarda anlaşır ve birbirimizden hoşlanırsak tabii ki. Aslında ben bir süredir sizi seyrediyorum, haliyle sizi tanıyor gibiyim şimdiden ve benziyoruz da bence. Kendinizi dışarıdan gelecek tehlikelere karşı korumak adına sert bir kapak tercih etmişsiniz mesela. Ancak bu kapağı daha gizemli daha değerli göstermek için çabalamaktan kaçınmışsınız. Pekala siyah, deri ve belki kilitli bir kapakla bunu başarabilecekken -olmadığınız birisi gibi görünmenin saçmalığını bildiğinizden olsa gerek- yeşil ve pembe tonlarını seçmişsiniz sizi betimlemesi için. Buradan yola çıkarak sizin çocuksu ve çiçeksi bir defter olduğunuzu iddia edebilirim. Yanlışım varsa düzeltin lütfen. Sayfalarınızda herhangi bir çizgi, nokta, kare bulunmaması da bu tezimi güçlendiriyor. Kimseyi belli bir satır aralığına, belli bir yazı boyutuna hatta düz yazmaya bile zorlamıyorsunuz ve tüm bunlar, bana kalırsa, zamanın yok edemediği o çocuksu yanınızın getirileri. Elbette ki bunlar sizi yalnızca uzaktan seyrederek kapıldığım düşünceler. İleride bu düşüncelerbelki değişecek, belki daha da kuvvetlenecekler. Bakalım zaman bizlere neler gösterecek?
Ah, çok özür dilerim, kendimi tanışmadan söze başladım ve kapıldım gittim. Çok uzun süredir kendimi iletişimin her türüne kapattığım için bu işlerin nasıl ilerlediğini unutmuşum. Kusuruma bakmayın lütfen.
Ben Aylin, Aylin Kaya. 23 ağustosta 25 yaşına girdim ancak 1 ocaktan sonra soranlara- eğer soran birileri olursa- 26 olduğumu söyleyeceğim. Yirmi beş gibi can sıkıcı bir yaşta olmaya ancak dört ay sekiz gün tahammül edebilecek gibi hissediyorum. Neyse, bu biraz can sıkıcı bir konu. Sizi kendimden soğutmak, hüzünlü ve depresif birisi olduğumu düşündürmek istemem. Hele de şu anda sizden başka kimseyle bir bağ kurmak gibi bir hayalim olmadığını hesaba katarsak,  böyle düşünüp beni reddetmeniz beni hüzne ve depresif bir ruh haline iter. Ve inanın o ruh haline itilmeyi, tamam daha fazla gizlemeyeceğim, oraya dönmeyi hiç mi hiç istemiyorum. Evet, bir dönem, uzunca bir dönem oradaydım ama artık orada olmak, orayı hatırlamak ya da oradan bahsetmek istemiyorum. Şimdi bu konuyu kapatalım, olur mu?
Ben Aylin, önümüzdeki sekiz gün boyunca 25 yaşında olacağım. Şu anda annem ve Kızım isimli siyah, dişi kedimden başka kimsem yok. Bir işim yok, hiç olmadı. Bir okulum vardı ama o da olmadı. Pek arkadaşım yoktu zaten, sonra hiç kalmadı. Evet, biliyorum kulağa biraz can sıkıcı geliyor ama sizinle tanışma amacım da tam olarak bu can sıkıcı yaşamı değiştirmek. Eğer arkadaşım olmayı kabul ederseniz, önce bu odadan, sonra bu evden çıkmak ve sizin ve hikayemi duymak isteyenlerin sıkılmayacağı bir hayat kurmak istiyorum. Siz henüz sebebini bilmeseniz de eğer bunu bu sekiz gün içinde yapamazsam bir daha hiç yapamayacakmışım gibi hissediyorum. Böyle olmasını, böyle hissetmeyi istemiyorum. İşte tam da bu yüzden içimi size açıyorum Sayın Günlük, eğer daha fazla susarsam kendi sessizliğimde boğulmaktan korkuyorum.

AYLİN Место, где живут истории. Откройте их для себя