24. Bölüm

63.5K 1.7K 577
                                    

Günün 2. bölümü :)

Yüzüme vuran güneşin yakıcı sıcaklığı yüzünden üç saatlik uykumdan uyanmak zorunda kaldım.

Kalktığım gibi aklıma doluşan cümleler ile öylece yatağın içinde saçım başım dağınık bir şekilde kalkaldım.

Sanki benliğimden bir şeyler eksilmiş yarım kalmış gibi hissediyordum.

Aklıma gelen şeyle yatağın içinde kaybolan telelfonumu aradım ve en sonunda ayak ucumda bulduğumda elime aldım.

Önceki mesajlarımızı tek tek okudum. Kendime işkence yapıyordum ama sanki hâlâ her şey eskisi gibiymiş gibi olmasını hayal ettim.

Ben mesajlara dalmış okurken. Üstten gelen bildirimle yerimde dikleşip gelen mesaja baktım.

Şahsuvar göndermişti.

Kanıt: Sana bir şans daha veriyorum.

Kanıt: Ya şimdi o siktiğim adamın evinden çıkar gelirsin.

Dayanamadan parmaklarımı harflerin üzerinde gezdirdim.

Siz: Ya da?

Yazıyor...

Kanıt: Ya da ben gelir seni zorla alırım.

Kanıt: Seçimini yap.

Siz: Bana emir veremezsin sen!

Siz: İstediğim kişiyle istediğim evde kalırım

Kanıt: Lan beni delirtme!

Siz: Delir!

Siz: Sen kimsin de bana hesap soruyorsun emirler yağdırıyorsun

Kanıt: Anlaşmamızı unuttun bakıyorum

Siz: En yakın zamanda o anlaşmayı bozacağım

Kanıt: Güzelim benim anlaşmayı okumuştun değil mi?

Siz: Okumaz olaydım.

Kanıt: O zaman son madde de yazan kuralı da biliyor olmalıydın.

Siktir!

Son madde neydi hatırlamıyordum bile. Aman Allah'ım bu kadar dikkatsiz olmama lanet okudum. Ne yazıyordu? En kötü ne olabilirdi ki?

Cevap vermeden odada gözlerimi gezdirdim ve ilerideki masanın üzerindeki bilgisayarı görünce yataktan fırladım. Bilgisayarın açılmasını beklerken bir mesaj daha geldi.

Kanıt: Sen yorulma bebeğim ben söylerim.

Kanıt: İki tarafta bir yıl boyunca anlaşmayı feshedemez ve anlaşmanın kurallarına sorunsuz uymalıdır! Aksi taktirde bir milyon ödemek zorundadır!

Bilgisayar açılmıştı ama benim gözüm gelen mesajdaydı. Gerçekten bu maddeyi atladığıma inanamıyorum! Belki yalan söylüyor düşüncesiyle yinede bilgisayardan resmi anlaşmayı açıp son maddeye baktığımda beynimden vurulmuş döndüm.

Ne yapacaktım ben şimdi?

Bir milyonu bırak yirmi bin bile yoktu hesabımda.

Ayrıca bütün maddeleri tek tek okuduğuma o kadar emindim ki böylesine önemli bir maddeyi nasıl kaçırmış olabilirim hâlâ anlamıyordum.

Başımı tutup düşünürken odanın kapısı açıldı ve Asrın içeriye girdi. "Günaydın cimci-"

Yatağı boş görünce cümlesini tamamlayamadı ama sonra arkasındaki beni görünce sesli bir oh çekti. "O piçe gittiğini sandım bir an."

Ona dümdüz bakmaktan başka bir şey yapmayınca yüzünde soru işaretleriyle bana doğru geldi ve önümde diz çöktü. "Dah iyi misin? Ne bu halin?"

Ağlamaklı bir ifadeyle telefonu ona uzattım. Mesajları tek tek okudu hatta okurken yumruklarını sıkıp dişlerinin arasından küfür ediyordu.

"Bu sefer gerçekten onu sikmekle bırakmayacağım!"

Aniden ayağa kalkıp odadan çıkacakken aceleyle kolundan tutup kendime çevirdim. "Asrın dur bir şey yapma!"

"Lan ne diyorsun sen?! Adam resmen seni tehtid ediyor görmüyor musun? Ona dönmen için sikim sonik bir anlaşmayı öne sürüyor ne yapmamı istiyorsun peki?!"

Gözlerimden akan yaşlarla beline sarılıp başımı göğsüne koydum. "Ben halledeceğim sen karışma buna lütfen Asrın. Lütfen!"

Benim yüzümden zarar görmesine dayanamazdım. Ve onun da...

"Geri mi döneceksin yani?"

Sakinleşen sesiyle ondan ayrıldım. "Başka çarem yok."

"Var." Dedi karaklılıkla. "O parayı ben vereceğim ve sen asla o herife dönmeyeceksin!"

Gözlerimden akan yaşlar hızlandı. Hıçkırarak başımı iki yana salladım. "Saçmalama Asrın!" Dedim bağırarak. "Ben bunu kabul edemem. Kendi yaptığım hatanın bedelini sana ödetemem."

Asrın geri giderek benden uzaklaştı ve ellerini saçlarına geçirdi sinirle. "Benim param senin paran değil miydi? Hep bunu söylemiyor muydun? Şimdi neden kabul etmiyorsun ha?! O adamın seni tehtid etmes-"

"Çünkü onu seviyorum!" Bağıra bağıra cümlelerini ağzına tıktım. "O lanet herife aşığım ve onunla aramdaki tek bağı da koparıp atarsam bir daha yaşayamam!"

Asrın öylece bana baktı. Gözlerimdeki ateşe şaşkınca bakakaldı. Onu ne kadar çok sevdiğimi gördü. Sonra başını iki yana sallayarak odadan çıkmadan önce şu sözleri söyledi. "Bu aşk değil Elsa kendini kandırıyorsun sadece."

Bir başıma kaldığımda yere çöktüm.

Ne yapacaktım şimdi?

Beni sevmeyen bir adama geri mi dönmeliydim?

*

Sizce Elsa ne yapmalı?

Peki Kanıt'ın bu hamlesine ne diyorsunuz?







KANIT BEY +18Where stories live. Discover now