Arkamı döndüğümde yerde Simay'ı ve kapıda dedikoducu teyzeler gibi sadece başlarını kapıdan dışarı çıkaran Çiçek ile Ayşe ablayı gördüm.Bari sen yapma Ayşe abla ya.

Simay yerde halen yerde kıvranırken ona ölümcül bir bakış atmamla hemen ayağa kalkmıştı.

"Öff kızım ben dedim size yüklenmeyin çok görürler diye al işte."dedi Simay dirseğini ovuştururken.

"Neyse benim ocakta aşk ay yani çayım vardı"diye paçayı sıyırdığını sanarken ona sonra hesabını soracağım diye mırıldanmıştım.

Ne kadar onlara kızıp, bağırıp,trip atmak istesem de şuan düşünmem gereken konular vardı.

"Sizinle sonra görüşeceğiz"diye göz dağı verdikten sonra yanlarında hızlıca ayrıldım.Belki biraz dışarıda hava almaya ihtiyacım vardı diye düşünüp dışarı çıktım.

O sırada askerleri sıraya dizilmiş karşılarında da komutanı görmüştüm.Dışarı çıkmamla bakışlarını bana çevirdi.Beni baştan aşağı süzdükten sonra bakışları gözlerimde durdu.Neden bilmiyorum ama onu emir verirken izlemek hoşuma gitmişti.

Merdivenlerin bir basamağına oturduktan sonra elimi çeneme koyup onları(onu) izlemeye koyuldum.

Bu hareketime şaşırmış olacak ki bakışlarını benden çekmemişti.Hala bana bakıyorken bir yandan da askerlere sesleniyordu.

"Tamam mı asker"dedi bakışlarını üzerimden çekmeden.

"Yüzbaşım kaç tane şınav cekeceğiz onu sormuştum ben aslında"dedi Matkap benim duyabileceğim bir sesle.Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırırken komutan bu durumu fark edip önüne dönmüştü.

"Herkes 300 sen 500 çekiceksin Matkap, anlaşıldı mı"diye kendinden emin bir tavırla emretti.

Matkap'ı görmeniz lazım resmen iki ayağı bir pabuça girmişti."Yüzbaşım ben öyle demek iste-"

"Anlaşıldı mı asker"dedi tekrar Komutan.Bu sefer sesi daha gür çıkmıştı.

"Anlaşıldı"diye bütün askerler aynı anda cevapladı.

Konuşması bitmiş olacak ki komutan yanıma doğru gelmeye başladı.Tam önümde durduğunda yüzüme vuran güneşi kapatıp bana gölge olduğu için yüzünü görebiliyordum.Ona artık istemsizce anlamsız bakmıyordum.Sanki kalbim yıllardır bana küsmüşte yeniden birşey için filizlenmiş gibi hissediyordum.

Yanıma oturduğunda cebindeki sigara paketinden bir dal alıp cebine koymasını beklerken hiç beklemediğim bir hareket yapmıştı.Paketi bana doğru uzatmıştı.

Ona anlamaz gözlerle değilde kızgın gözlerle bakıyordum.Sigara içmediğimi o da biliyordu.Neden böyle birşey yapıyordu anlamıyordum.

Gözlerim sigaraya kayıp sonra tekrar gözleriyle buluştuğunda ona 'cidden mi'der gibi bir bakış attım.

Bakışlarım komiğine(hoşuna)gitmiş olacak ki maskesine rağmen dudağının yukarı kıvrıldığını fark ettim.

Bu kaşlarımın daha çok çatılmasına sebep olmuştu.Ani bir hareketle sigara paketini elimin tersiyle vurarak yere atmıştım.Kabul edelim bunu bende beklemiyordum ama sigaradan o günden beri nefret etmiştim.Bunu ona anlatmasam da birkaç konuşmamızda bahsetmiştim.

Gözlerime şaşkınlıkla değilde sanki bu hareket onu daha çok güldürmüşe benziyordu.

Sonunda bu manasız sessizliği bozup konuşmaya karar verdim."Komik olan ne "dedim kendimi tutamayıp.

"Bu halin"dediğinde ona halen sinirli bir şekilde bakıyordum.

"Ne varmış halimde"

"Sinirli olunca daha tatlı oluyorsun"dediğinde bütün sinirim adeta bir sis bulutu gibi ortadan kalkmış uçup gitmişti.Neden böyle birşey dedi anlamıyorum ki.Yani ben tatlı biri değildim ki.Ona utangaç bakarken yanaklarımın kızarmaması için bildiğim bütün duaları olaya başlamıştım bile.

Gönlüm Sana YakınWhere stories live. Discover now