73.Bölüm: EFSANELER UNUTULMAZ

En başından başla
                                    

"Olmaz, o hakkı az önce kaybettin sen!" Bağırışımla daha fazla şansını zorlamadı, "Ben bizimkilerin yanına gidiyorum."

"Her şey yolunda mı Pusat?" Ateş yattığı yerden doğrularak çatık kaşlarıyla bize bakıyordu, bir şeyler döndüğünü biliyor ama tam olarak anlayamıyordu.

"Bir saldırı düzenlenmiş," Yutkundu. "Selma teyze,"

Ateş gözlerini sıkı sıkı yumdu acıyla.

"Kim yaptı?"

"Tam olarak bilmiyorum, henüz araştırmadım, senin yanındaydım."

"Malikaneye mi saldırmışlar?" Ateş'in sorusuyla Pusat sessiz kaldı. "Hemen git ve onları bul Pusat!" Gözleri yine alev alevdi ve kimse o alevlerin karşısında olmak istemezdi.

"Peki, sen bir şey düşünmemeye çalış, önce kendine gel." Pusat hem konuşuyor hem de gönülsüzce odayı terk ediyordu. Çıkmadan önce kısa bir an mahcup bakışları üstümde gezindi, hemen ardından aceleyle çıktı.

Pusat odadan çıkınca ben de soyunmaya başladım, üstümdeki ıslak kıyafetleri çıkartırken Ateş beni dikkatlice izliyordu.

"Panzehri nasıl aldın?" Gergin sorusuyla omuz silktim.

"Aldım işte."

"Aşkın, yine başına büyük bir bela açtın değil mi?"

"Aslında evet, açacaktım." Dolabı açarken bir yandan da konuşuyordum. "Hatta panzehri getirip beni alın dedim." Ateş'in kazaklarından birini aldım, iç çamaşırımı da çıkarıp onun dolabından bir baksır aldım.

En sonunda ıslak saçlarımı havluyla kurularken yanına oturmuştum.

"Kendini mi sundun yine? Yine en önce kendinden mi vazgeçtin sen ateş parçası?" Sorusuyla omuz silktim.

"Ama gerek kalmadı, Vera'yı gerçekten iyi manipüle etmişiz. Bana panzehri verip kaçtı, başına nasıl bir bela açtı bilmiyorum ama,"

"Onu affettin mi?"

Sorusuyla kısa bir an düşüncelere daldım. "Hayır, bu mümkün değil. O Derek ve Lila'nın ölümüne sebep oldu, o ablamın ölümünü biliyordu, Ferda'ya düzenlenecek saldırıyı biliyordu. Onu affedemem ama," Durakladım. "Onu sevmekten hiç vazgeçmediğim için kendimden nefret ettim."

"Bence o da seni sevmeyi hiç bırakamadı, zaten hepsi bu yüzden olmadı mı?" Sevgi her şeyi batırmak için yeterli bir sebepti. "Yani panzehri öylece verip gitti mi?"

"Sarıldık," Sözlerimle kaşları havalandı. "Bu bir veda değildi, özlem giderme de değildi, ne olduğunu bilmiyorum ama acıttığını biliyorum." İkimiz de birlikte yaşayamadığımız ihtimallere acımıştık. "Bir ağrın ya da başka bir şeyin var mı? Bu son doz sözde, artık iyi olman gerekiyor ama Fikret evime gelip saçmaladı. Ne olursa olsun bu zehrin seni öldüreceğini falan söyledi, ben de onu öldürdüm. İyi yapmış mıyım?" Sorumla nefesini verdi sakince.

"Yapmışsın."

"Zaten onu öldürmemi Kaptan istedi benden."

"Kaptan mı? Kaptan yaşıyor mu?"

"Şimdi istemedi ki ama asıl amacı buydu, Fikret sadece bana sunduğu bir piyondu ve bunu çözeceğimi biliyordu çünkü bu dünyada Kaptan'ı bir tek ben gerçekten tanıdım." Zaten o yüzden ondan hiç nefret edemedim, içten içe hep anladım.

"Anlıyorum," Kafa salladı ama pek anladığını sanmıyordum çünkü Kaptan'la aramdaki ilişki onunla olan ilişkimden bile daha hastalıklıydı.

ATEŞPARE (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin