32 - STRATEJİK TAKİP - 1

Start from the beginning
                                    

Gözlerim her birinin gözleriyle buluştuğunda Seo konuşmaya başladı. "İçimizden birisi Walter'a haber uçuruyor." Seo doğrudan bana bakarak, "Yeni geldiniz. Henüz geleli bir gece bile olmadı ama Walter ameliyata alındığını biliyor. Üstelik konuyu biz açmamışken," dediğinde merakla sordum. "Onunla ne konuştunuz?" Seo anlatmaya devam etti. "Arama yaptığımızda ilk olarak binasında bazı yerleri patlattığımız için elbette delirmiş durumdaydı. Hala orada bombalarımız var ve kasabada çalıştırılan askerlerimiz de..." Evet, bir grup askerimizin orada olması da ayrı bir konuydu. "Bombaları kaldırmaya başlamıştır."

Kimse onu bölmedi. "Ayrıca sürümü durdurulan ve onlarla ne yapacağımızı konuşmamız gereken bir yığın robot da var. Kagatri'de kalan diğer çocukları kurtarmak gibi konuşulması gereken konular da cabası." Aynı zamanda diğerlerine de bakıyordu. "Aslında Walter oradaki askerlerimiz için arandı. Fakat o direkt olarak Hesna'nın kolu hiçbir ameliyatı kaldırmaz, onu bana geri gönderin dedi. Bozmadık. Şartlar hakkında konuşuldu. Bizden aldığı çocukları da askerleri de vermemekte ısrarcı." Sonra yine bana baktı. "Sen oraya gittiğinde ise kimseye zarar gelmezmiş. Kolun da iyileşirmiş."

Kwang araya girdi. Bana bakarak, "Ortaya yem attık. Walter da yedi. Ahsen kolun için gerekli ilacı zaten laboratuvarlarımızda buldu. Seni oraya göndermeyeceğiz," dediğinde şaşkın bakışlarım sürekliliğini korudu. "Walter ne olacak sanıyor peki?" demem üzerine de Jun konuştu. "Onun dediklerini yapacağımızı sanıyor. Hızlı adımlar atmalıyız ama aramızda hain ya da hainler varken dikkatli olmalıyız." Kafam karışmamıştı ama birinin hain olduğundan bu kadar emin olmaları canımı sıkmıştı. "Burada sizin ve bizim ekibimizden başka kimse yoktu. Nasıl aramızdan biri hain olabilir?" Anne ve babası ise hala sessizdi.

Seo, "Ben ekibimden eminim," deyince gergin bir sessizlik oluştu. Kwang, abisine dik dik bakıyordu. "O ne demek? Hain benim ekibimde mi?" Gözlerim ikisi arasında gidip gelirken anne ve babası da benim şaşkınlığıma katıldı. Jun, "Biz ekibimizle her zaman birlikteyiz. Bir şey olsaydı çoktan fark ederdik," dediğinde Kwang sinirlenmemeye çalışarak cevap verdi. "Bizde bir şey fark etmiş gibi konuştun Jun." Yutkundum. Konuşma iyi yerlere gidecek gibi durmuyordu. Seo aklındakileri sıralamaya başladı.

Soğukkanlılıkla, "Doğa," dedi. Doğa'dan başlaması sinir uçlarımla oynamıştı bile. "Örgütün içinde dışarıya sızmayan çok bilgi var. Doğa acaba Walter'a neler anlattı?" Kollarımı göğsümde kavuşturarak oturduğum sandalyede arkama yaslandım. Çattığım kaşlarımla ona bakarken, "Devam et," dedim. Sabırla bitirmesini bekleyecektim. "Çağan, kardeşinin Kagatri'de olduğunu duyunca azmetti çıkarttırdı onu oradan. Bu konunun ayrı görüşülmesi gerekiyor." Bu konu hakkında hiçbir şey bilmiyordum. "Medusa da Çağan'ın yandaşı. Onun için her suçu işler potansiyelde biri." 

"Matteo, eskiden güç delisi biriydi. Çok da eski sayılmaz. Daha iyi tekliflere her zaman açık oldu. Şimdi ekibe bağlı gibi görünüp aşık rolleri kesen biriyse?" Sıra Ahsen'e gelmişti. "Ahsen hakkında pek bir şey diyemeyeceğim. Ethan sürekli onunla birlikte çalışıyor. Ters bir durum görse bize söylerdi." Sözleri bitince Kwang başlamadan önce girdim. "Bunlar hakkımızda gerçek düşüncelerin mi Seo? Yoksa varsayım mı?" Sadece ihtimalleri değerlendiriyor olsa iyi olurdu. Sustu. Kwang bir şey deyince ikisi birlikte savunmaya geçiyordu. Bu savunmanın arkasında kalmayacaktım.

"Öyleyse ben de şunu sorabilirim," diyerek yaslandığım sandalyede öne doğruldum. Ellerimi de masanın üzerine koydum. Dirseklerim masanın üzerine yaslı bir şekilde, dik duruşumla konuştum. "Akhar yıllardır sistemini bozmayan köklü bir hükümet. İçerisinde olan anne ve babanız, uyanır uyanmaz Akhar'ı sorgulama fırsatı bile vermeden onları neden öldürdü?" Bu sorum bütün gözleri üzerime dikmişti. Sonra doğrudan Seo'ya baktım. "İşte böyle Seo. Herkesten şüphe etmek bu kadar kolay."

KIŞ GÜNDÖNÜMÜ On viuen les histories. Descobreix ara