İLK KARŞILAŞMA

Start from the beginning
                                    

Başımı 'ne yapıyor bu'diye salladığımda o da 'bilmem'babında hareketler yapıyordu.Tekrar önümüze döndüğümüzde ne olduğunu anlamak için güvenliğe soru soruyordum.

"Pardon da bu ne için"diyerek ona anlamaz gözlerle bakıyordum.Orta yaşlarda biriydi.Parmağındaki alyanstan evli olduğunu anlamıştım.Bir de kocaman bir göbeği vardı.Benim babam da böyleydi kocaman bir göbeği vardı.

Güvenlik kafasını bana doğru çevirdiğinde kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu."Askerler gecicek o yüzden beklemeniz lazım"dedi otoriter bir ses tonuyla.Bu adama şimdiden gıcık olmuştum.Hayır yani ne yapıcaz yiyecek miyiz askerleri.

"Ama bizim uçağa yetişmemiz lazım ayrıca gönüllü hemşireleriz"dedkm kartımı göstererek.Kendimden emin ve ciddi bir ses tonuyla konuşurdum.Adam halen bana çatık kaşla bakıyordu.

"Evet hem askerlerle aynı göreve gidiyoruz"diyerek bana katıldı.

"Yoksa sizde mi askerlerle beraber savaşcaksınız".Bunu alayla demişti.Dudağının gıcık bir şekilde yukarı kıvrıldığını gördüğümde onun o suratına bir tane yumruk atasım geliyordu.

Simay böyle bir cevap beklemiyor olacak ki mal mal adamın suratına bakıyordu.

"Hayır ama aynı görevde hemşireyiz,bakın anlatamadım galiba uçağımızın kalkış saati yaklaşıyor"diye ona kinle bakarken adam ağzını araladı.Tam birşey diyecekti ki askerlerin sert ayak sesleri duyuldu.

Büyük bir asker ordusu geliyordu.Hepsi düzen ve uyum içinde o kadar havalı duruyorlardı ki.Bir an aklıma birşey zonk edince direk Simay'a baktım.Adamları yiyecek gibi bakıyordu.

Tey Allah'ım ya.Koluna kendine gelmesi için dirseğimle bir tane geçirdiğimde toparlandı ve bana baktı.Ben ise önüme döndüğümde pembiş sünger Bob çorabımı ve elimdeki stiletto(nasıl yazıldığını çok bilmiyorum)duruyordu.Ne kadar komik durduğumu tahnit etmek bile istemiyordum.

Ben aval aval askerleri izlerken üzerimde de hemşire formaları vardı.Off şimdi ne dalga geçerler ya.

Ben bu sefer onlara bakmamaya karar verip önüme dönmüş küçük bir çocuk gibi tırnaklarımla oyalanıyordum.

Birden önüme bir çift bir kadın botu bırakıldığını gördüm.Kafamı kaldırdığımda bir asker bana göz kırpıyordu.Neden böyle birşey yapmıştı anlayamasam da hoşuma gitmişti.Neden hoşuna gidiyor salak.Aaa adam yardımsever demekki ne var.

Ona hala anlamayan gözlerle baktığımda ayaklarımı işaret ettiğini gördüm.Dudağı hafif yukarı kıvrılırken düzeni bozmamak için ilerledi.Bu kimdi ve nerden buldu bu botları da bana verdi anlam veremiyordum ama o giderken hala şaşkınlıkla arkasından bakıyordum.

O çoktan gitmişti fakat ben hala bir ona bir de bıraktığı kadın botlarına bakıyordum.Olayın şokunu atlatamadan daha fazla rezil olmamak için bıraktığı botları giymeye karar verdim.

Bu davranışı biraz düşündükten sonra dudağım benden istemsizce tebessüm etmişti.Aynı zamanda o adam benim ayakkabıya ihtiyacım olduğunu nerden biliyordu diye de düşünmeden edemedim.Şuan bir kere daha o anı hatırladığımda nasıl rezil olduğum aklıma geldi ve moralimi bozulmuştu.

Ben kara kara düşünürken sessizliği canım(!)arkadaşım Simay bana hem şaşkınlıkla hem de bir piç gibi sırıtarak bakıyordu.

"Ohaa anasını az önce ne oldu"diye şaşkınlığı sanki hiç belli olmuyorken bir de bu şekilde belli etti.

Güvenliğin hala bzii izlediğini gördüğümde çoktan önümüzdeki kırmızı şerit kalkmıştı.Herkes adam olsun heee.

"Elinin körü oldu ne biliyim ben"derken hızlı adımlarla uçağa doğru ilerliyordu ya da Simay'ın abuk subuk tavırlarından kaçıyordum.

Gönlüm Sana YakınWhere stories live. Discover now