Komutan Değil YÜZBAŞI

Start from the beginning
                                    

"Tamam şimdi ben sana bir ağrı kesici vericeğim yoksa gece rahat edemezsin."Hiçbir şey demeden ilacı ve kendi suluğumdaki suyu da ona doğru uzattım.Çünkü elimizde başka su yoktu ne yapabilirim.

"Şuan sadece dinlenmeye ihtiyacın var hadi uzan."dediğimde etrafa baktım çok yaralı yoktu ama ciddi yaralılar vardı.Durumlarının kritik olduğunu yüzlerinden bile anlaşılıyordu.

Bu dikiş beni çok uğraştırmıştı.Üç saat geçmişti ve hem yolculuğun yorgunluğu hem de bu yorgunluk bastırınca uykum gelmişti.Diğer yaralı askerlere annemin böreklerinden ve hazır sandiviçlerden uzattım.Hiçbiri ilk başta yemek istememişti.Halen ekip arkadaşlarını düşünüyorlardı.Onlar açken burada oldukları için kendilerine bela okuduklarına yemin edebilirim.

Komutana pardon YÜZBAŞIna yemek ve termusumdaki çaydan götürecektim.Evet sıcak çayımız tükenebilirdi ama herkes bir karton bardak sıcak çay vermişti askerlere.Bende termusumdan doldurduğum çayı ve yemediğim sandiviçimi komutana götürdüm.

Elimi uzattım ama bana bune der gibi bakıyordu.

"Alsana sıcak çayla sandiviç,zehir koymadım"dedim.Halen sinirliydim ama nedenini bilmiyordum.

"İstemem"dediğinde ilk başta bütün askerler böyle dediği için şaşırmadım.

"Bari sıcak çay iç için ısınsın"dediğimde acır gibi değilde daha çok rica eder gibi görünüyordum.

"İstemem dedim ya"diye sert çıkışınca bende ikisini de kucağına bıraktım ve çadırın bir köşesine oturdum.

Hava çoktan kararmıştı.Etrsf zifiri karanlıktı ve biz gaz lambalarımızı çoktan yakmıştık.Baş hekim işimizin bittiğini anlayınca hepsi kapanmıştı ve bende bu karanlıkta kalmamak için dışarı çıktım.Sonuçta ay ışığı az da olsa etrafı aydınlatıyordu ya da yıldızlar.

Yanıma birinin oturduğunu fark ettim.Simay gelmişti.

"Sanki bomba içlerinde patlamış ya çok yoruldum."dediğinde gülmeden edemedim.

"Benim hastam kurşunluydu.Baya bir yordu beni"dediğimde bana dik dik bakmaya başladı.

"Hee şu gözlerini alamadığın hastan mı"

"Ne...oha çüş kızım ne diyorsun ya ben işimi yapıyordum.Bilincini açık tutmam için konuşturmam gerekti bu kadar."dediğimde hiçte inanmış gibi gözükmüyordu.

"He aynen aynen kesin o bakımdan"dediğinde o gıcık sırıtışı yüzüne yerleşmişti ve bu gülüş hiç hayrı alamet değildi.

Koluna şakasına bir tane geçirdim."O bakımdan tabi ki başka ne olcak ya"dediğimde anlaşılan yediği dayak ona yetmişti.

"Öff tamam be birşey demedim ben,sustum"derken aynı zamanda kolunu ovuşturuyordu.

"Aferin ha şöyle yola gel"dediğimde ikimizde ilk başta birbirimize baktığımız anda kahkaha patlamamız bir oldu.

Bu kahkahalarımız sanırım Bay bilmişin ay pardon baş hekimin kulağına gitti ve hemen moralimizi düşürmek için yanımıza geldi.

"Allah neşenizi arttırsın ama içerdekiler acı çekerken böyle gülmekte neyse susun da hastalarınıza bakın"dediğininde gözleri sanki 'şimdi kalkmazsanız ömür boyu kalmayacaksınız 'der gibi baktığından hicbir şey demeden kalktık.

Ben komutanın yanına gittim,daha uyumamıştı.Yattığı yatağın bir ucuna oturdum."Uyusana dinlenmen gerek"dediğimde ilk başta bana bir baktı sonra önüne döndü.

"Gerek yok"dediğinde ona cidden mi der gibi bir bakış attım.

"Gerek var"dediğimde tekrar yüzüme baktı."Uyumazsan daha yorgun düşersin şuanda istirahat etmen gerek"

Gönlüm Sana YakınWhere stories live. Discover now