"demir gideceğim."

"hiç bir yere gidemezsin"

yanıma gelip bileğimi kavradı
hiç hakaret etmedim.

"gideceğim demir bu seferde gerçekten gideceğim ya beni öldürsün ya da gitmeme göz yumarsın."

"ikisi de olmayacak  yukarı çıkacaksın ve bekleyeceksin."

diyerek bileğimde olan iri eliyle içeri soktu beni ve yanıma yaklaşarak arkamdan eliyle kapıyı kapatı

"demir bırak beni"

"sen Bana aitsin nereye gidersen git ben seninleyim."

gözlerinin içine bakarken konuştum.

"sana yemin olsun demir eğer şimdi beni bırakmazsan nefes aldığım sürece tek saniye bile seni silmeme yeter."

karşımda ki o gözler beni üzmeye andç dikmiş gibiydi.

"beni ancak seni silersem silebilirsin."

"sen artık umrunda değilsin.
beni ister bu yeryüzünden sil.
ister hiç var olmadığım o paslanmış demir kalbinden. "

" demir bırak  nereye giderse gitsin."

"SEN KES SESİNİ! git zümrüt dışarı çık."

gözleri gözlerimden asla ayrılmıyordu
arkamızda duran Zümrüte yöneltim bakışlarımı kızarmış gözleriyle tam şeytana benziyordu sinirle kapıya yöneldi tam çıkacaken konuştu

"bir gün pişman olacaksın demir bu kız sana hiç birşey vermeyince o yoksukluktan bana geleceksin."

dediği şeylere bile odaklanamazken bi anda kapıyı sertçe kapadıp çekil gitti
zümrütün dediklerine odaklanmYa çalışırken demir tekrar konuştu

"efra otur"

"demir gideceğim bak beni durdurmaya çalışma artık gideceğim diyorum neyini anlamıyorsun istemiyorum ya burda kalmak istemiyorum neden?neden beni istemediğim halde bana bunu mecbur bırakıyorsun bırak artık biraz nefes alayım lütfen"

"nefes alırsan bana ihtiyaç duymayacaksın."

"bu yüzden nefesimi mi kesiyorsun?
peki nefes alamazken beni seni nasıl seveceğim?"

"alırsan sevecek misin"

dediği şeyle yutkundum

"demir şuan sadece gitmek istiyorum biraz sal kasma artık lütfen bırak beni
bırakalım zamana görelim ne olacak
ama beni böyle tutarken kazandığını tek şey nefretim oluyor görmüyor musun?"

"eğer sen benim olmazsan o zamanı sikerim."

dediği şey her ne kadar komik olsada şuan karşımda hiç komik olmayan bir demir vardı pimi çekilmiş bomba gibiydi tek lafım patlamasına sebep olacak bu yüzden kelimlerimi seçerek konuşuyorum çünkü artık burdan gitmek istiyorum.

"gide bilir miyim"bileğimi bırakıp nefes alıp konuştu

"nereye gideceksin?"

"bilmiyorum.. ama dedemlere gitmek istiyorum demir gerçekten çok yoruldum omzundaki bu yüklerle yürüyemiyorum lütfen bırak biraz hafiflesin bu yükler.."

gözlerini gözlerimden ayırıp yere dikti

"seni oraya götüreceğim ama bir şartla"diyip tekrar buluştu gözlerim gözleriyle.

sorarcasına kafamı salladım.

"seninle istediğim zaman görüşeceğim"

"tamam"hiç düşünmeden tamam dedim buna izin vermesine bile şaşırırken buna engel olmazdım
zaten demirin benden kolay vaz geçmeyecek aşikardı artık.
bari ailemin yanında olayım normal hayatımda bi nebze dönmek bana ne kadar güç verir bilemezsiniz..
işte o zaman bana eziyet eden demire bile dayanabilirim yeterki biraz nefes alabileyim.

birden elimi tutup kapıya yöneldi kapıdan çıkıp arabaya binip öylece çekip gittik

Leyla'yı dedemi göreceğime inanamıyordum..

Mafya Where stories live. Discover now