3.Bölüm🍁

394 241 76
                                    




*🍁*



"Siktirin gidin lan şuradan!" diye bir anda çemkirdi Ömer. Yetmedi başının altındaki yastığı aldı. En yakınındaki mutlunun kafasına fırlattı. "Burnum öldü lan!" dedi sinirle. Dünden beridir bu kokudan fazlasıyla nasibini alanlar arasındaydı kendileri.

"Komutanım valla gitmiyor bu koku." dedi mutlu. Kafasına yediği yastığı aldı. Pıtı pıtı geri götürdü.

"Aşkolsun komutanım mis gibi kokuyorum ben bi kere. Annem bile mis kokulum diye severdi beni." dedi Gökalp. Bütün parfüm şişesini üstüne boşaltmayı gayet uygun görmüştü.

"Şuan bok kokmasan inanırdım kardeşim." diyerek yüzünü ekşitti Ömer.

Tişörtten açıkta kalan kolunu kokladı Gökalp. İğrenir bir ifade yüzüne yayılırken sinirle "Ulan dünden beridir banyodan çıkmadım. Nasıl hala bu kadar canlı olabiliyor bu koku." diye sitem etti. Yanına oturan Mutluya döndü. İşte o zaman mutlu sessizce kadiri işaret etti. Sustu Gökalp. Artık yeni bir hedefi vardı.

Yerinden kalktı. Sakince ilerledi ranzanın başına. Yetiştiği zaman ise arkası dönük olan kadire bir bakış attı. Ardından ise Mutluya döndü. Elini ne yapıyor bu? Der gibi salladı.

Kafasını iki yana salladı mutlu. Aslında biliyordu nedenini. Ama yapacak bir şeyi de yoktu.

"Pişşt, kado!" dedi Gökalp. Sırtını dürtmeyi de ihmal etmedi.

"Siktir git!" diyerek ağzının payını verdi kadir. Bir hayli huysuzdu kendileri. Çünkü rezil olmuştu herkese. Ama umuru dışıydı herkes. Bir tek o vardı aklında dönüp duran. Sevdiği!

"Lan hadi lan! Trip atma!" dedi Gökalp.

Cevap olarak tekme savurdu kadir.

"Ulan varya en çokta sana şaşırıyorum be kado." dedi Ömer.

Cevap olarak arkasını döndü kadir.

"Hadii lan!" dedi Gökalp. Tekrar dürttü arkasını dönen kadiri. "Dön hele bana." dedi.

"siktir git dedim." diyerek konuştu kadir. Sesindeki öfke bir hayli yükselti. "Uzak dur benden." diyerek ayağı ile itti Gökalpi.

Kendisine doğru gelen ayağı tuttu Gökalp. "Trip mi atıcan lan bana." dedi. Ardından geri fırlattı tuttuğu ayağı.

"Ağzına sıçarsam görürsün tribi." diyerek noktayı koydu kadir.
Bu noktada yüzünü buruşturdu Gökalp "Eyvallah gardaşım. Ben almayayım." diyerek geri gitti. Mutlunun yanına tekrar kurulurken sitemini belli etti. "Dün kendisiyle fazla yüz göz olduk."dedi.

Gerçekten hala üzerinde o koku vardı. Ve defalarca yıkanmalarına rağmen hala o kokuyu canlı canlı alıyorlardı. Ve bu hallerinden zevk alan tek kişi Ömer komutanlarıydı. Dünden beri onları gördüğü her yerde gülüyor, her seslendiğinde ise isminin başına bok böceği kelimesini ekliyordu. Onun diline düşmek ise bir hayli zahmetliydi.

"Pişştt bok böcüğü!" diyerek mutlunun bacağını dürttü Ömer. Karşılığında iğrenir bir ifade alırken küçük bir kahkaha atarak "Şu saatimi getir bakim." dedi.

Buruşturduğu yüzü ile ayaklandı mutlu. "Komutanım." dedi. Hala aynı ifadeyi takınırken. "Şunu demeseniz." dedi.

"Neyi lan!" dedi Ömer. Bir kahkaha daha attı. Ardından "Bok böcüğü." diyerek kendi kendine cevap verdi. Ama umurunda değildi. Sevmişti bunu. Bundan sonra dilinden düşene aşk olsundu.

Bu hallerine gülen Ömere baktı Gökalp. Eh kadir depresyona girmişti. Alper ise üç parfüm şişesini üzerine bocalayıp sevgilisine gitmişti. Ömerin ve diğerlerinin dalga geçişlerini sineye çekecek olan da bir tek onlar kalmıştı.

"DAĞLARA SÖZÜM VAR"  (asker Kurgu) Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora