"Y.ya yalan söylüyorsan? Ya söylemeyeceksen?" diye sordum.

"Merak etme. Şartımı yaparsan söylerim. Minho yaşasa ne olur yaşamasa ne olur, umrumda değil. Ama sadece bu şartla söylerim."

"Peki" bunu söylediğimde San arkasını dönerek yürümeye başladı. Minhonun ailesinin hizasında durarak elini şıklattı, ailesinin elindeki siyah ipler kaybolmuştu.

"Ailesini de size veriyorum" dedi ve gözden kayboldu.

San gittiği gibi Minho'nun yanına gidip yere çöktüm.

"M.minhoo~ hık"

"Minho'yu sizin eve götürelim" dedi Miyeon dolu gözleriyle.

"Araba kullanabileceğimi sanmıyorum" dedi Bangchan, dolu gözlerine hitafen. Hepimiz alışmıştık Minho'ya.

"Işınlayabilirim sizi, koluma ve ya omuzma dokunun hepiniz. Birinizde Minho'ya dokunsun."

Minho'nun elini nazikçe kavradım. Bir elimle Minho'nun elini tutuyor, diğer elimle Miyeon'un bileğine dokunuyordum.

"Gözlerinizi kapatın"

Miyeon'un dediği şey ile gözlerimi kapattım. Gözümü kapattığım gibi bir damla göz yaşı daha düştü gözümden. Yanan boğazıma rağmen yutkundum.

"Açın"

Gözlerimi açtığımda evde olduğumuzu gördüm. Bu inanılmazdı.  Aradan sadece bir kaç saniye geçmişti.

Minho'yu kaldırmaya çalışınca koltuğa kadar taşıyamayacağımı anladığımda Miyeon'a baktım. Beni anlamış olacak ki Minho'yu alıp koltuğa yatırdı.

Hızla Minho'nun yanına çömeldim.

"Hadi uyu sende"

"Tamam uyurum" dedim titrek sesimle.

"Ben San'ın yanına gittiğimde benimle gelmeyin." dedim.

"Ben?" dedi Miyeon.

"Neden gelmiyoruz" dedi Felix.

"Öyle işte" dedim hepsine cevap olarak. Çünkü şartı onlara söylemek istemiyordum.

"Söyle bakalım Han Jisung, şart neydi?" diye sordu Hyunjin, iki elini beline koyarak. Sesi titrek çıksa da komikti.

"Söylemem" dedim.

"Ya hadi söyle. Bu hepimizin meselesi"

"Olmaz"

Miyeon yanıma yaklaştı. Benim hizama gelmek için çömeldi.

"Şart ne Jisung" dedi sadece benim duyabileceğim bir seste.

"Cidden.. Söylemek istemiyorum"

"Eğer yapamayacağın bir şey ise söyle. Ben ne yapacağımı biliyorum." diyerek ayağa kalktı.

Hepsi uyumaya gittiğinde ben Minho'ya baktım. Onu cidden çok seviyorum. Gözleri, burnu, dudakları, kaşları, vücudu, her şeyi özenle yaratılmış gibi. Böyle miydi aşk. Ona sadece hayranlık hissederken  gelen garip duygu.. Kalbimin hızlanmasına sebep oluyor. Bazen sesini duyduğumda bile moralim düzeliyor. Her şeyi beni çok mutlu ediyor. Belki masallarda olsak.. Gözlerimi yakan göz yaşlarımdan biri Minho'nun suratına düşse, Minho uyansa. Yine birlikte gülsek, konuşsak. Seni seviyorum desem ona. Her ne kadar kaybedeceğimi bilsem de seni seviyorum desem..

Düşüncelerime son verip Minho'nun baş ucunda elini tutarak uykuya daldım.

Uyandığımda alarmım çalmaya başlamıştı bile. Şişmiş gözlerimle birlikte Minho'ya baktım.

Want So Bad ~ MİNSUNGWhere stories live. Discover now