•10.Bölüm-Ateşin Diğer Yüzü

Începe de la început
                                    

İlk bana baktı ve şaşkınca sandalyesini sağa doğru hafifçe kaydırdı.Araya sandalyemi sıkıştırdım.Tekrar Chris'e baktım."Azıcık yaklaşsana,çok uykum var yatacağım buraya.Catherine cadısı görmesin."dedim.Tekrar fısıldayarak.

Hafifçe güldü ve sandalyelerimizin arasında hiç mesafe kalmayacak şekilde yaklaştı.Ellerini kenetleyip masanın üzerine koydu.Buda bir dezavantajdı.Sandalyelerimizin birleştiği kolların üstüne sağ kolumu üçgen şekline getirerek üstüne kafamı koydum.Kafam Chris'e değiyordu ve oda beni ellerini kenetleyerek,geniş omuzları ve kollarıyla saklanmama yardımcı oluyordu.

Gözlerimi kapatıp uyuyacağım sırada, Chris'in erkeksi parfümünün kokusu gelmişti.Hayatımdaki en güzel koku olabilirdi.Gözlerimi Chris'in enfes kokusuyla beraber ağır ağır kapattım.

***

"Bayan,Elena Robinson!"

Sıçrayarak yattığım yerden kalktım.Beni kolumdan tutan bir el hissettim.Yeşil gözlerle buluştuğumda o kişinin Chris olduğunu anladım.

"Çabuk kalkın."

Sesin kaynağını anlamıştım.Catherine Davies'ti.Kadın bugün bana ekstra sinirliydi.

Yavaşça kalktığımda Chris'e çok yakınlaşmıştım.Toplantı devam ediyordu,herkes konuşmasına devam ediyordu."Saklayamadım seni,üzgünüm."dedi Chris fısıldayarak.

Gülümsedim."Önemli değil."

Tamamen kalkıp masaya baktığımda,oturduğumuzdaki kalabalık neredeyse iki kat artmıştı.İnsanlara baktığımda çoğunun tanımadığım ve farklı üniformalar giyen insanlar olduğunu fark etmiştim.İnsanları incelerken bir yandan da ağzımı elimle kapatarak esniyordum.İnsanları teker teker süzerken büyük kare gözlüklerle göz göze geldim.Catherine Davies.

Ayaktaydı,yanıma doğru yürüdü ve tam arkamda durup kulağıma yaklaştı."Lavobaya gidip,elini yüzünü yıka.Düzgünce geri gel."dedi ve yanımdan ayrılıp misafirlerin-öyle olduğunu düşündüğü insanların-yanına ilerledi.Bakışlarımı ondan çekip bana bakan Chris'e çevirdiğimde biraz afallamıştım.Hafif gülümsedim,bu birazcıkta fesat bir gülümsemeydi.Oda güldü.

"Kaç dakikadır uyuyorum?"dedim kulağına yaklaşarak.Sonra yüzüne baktım.Oda benim kulağıma yakınlaştı.Nefesini hissedebiliyordum ve bu beni gıdıklıyordu.

"İnanmayacaksın belki ama...yaklaşık bir buçuk saattir uyuyorsun."dedi ve yüzüme baktı.Şaşkınca Chris'e baktım.Bâyâ uyumuştum ve kimse fark etmemişti.Elimi yumruk yaparak ağzıma götürdüm ve güldüm.Chris'te sırıttı.

"İyi saklamışsın beni demek ki."dedim.

"Yaptık bir şeyler."dedi sırıtarak ve önüne döndü.

Lavobaya gitmek için ayaklandığım sırada çoğu polisin toplantıyı,kendilerine ait masalarında dinlediğini görmüştüm.Dikkat çekmeden ofisten ayrıldım ve lavobaya doğru ilerledim.

Koridorda ilerlerken,Darian bana doğru ilerliyordu."Hey!"dedim önüne geçerek.Bana baktı."Ne oldu sana,neden böylesin?"dedim gözlerinin içine bakarak.

Gözlerini kaçırdı."Bir şeyim yok."dedi.

"Yalan söyleme.Neyin var,konuşalım."

Gözlerime baktı.Uzun bir sesslik oluştu ve sonra konuşmayı kabullendi."Katili gördüm."dedi yutkunarak.

"Ne?"dedim anlamayarak."Bu akşam mı,olay akşamı yani?"kafasını aşağı yukarı salladı."Nasıl oldu bu?"

"Böyle bir şey olacağını tahmin etmemiştim.Ekip ile beraber ihbar gelir gelmez,adrese gittik.Herkesten önce koşarak bölgeye gittim.Son birkaç cesete bıçak ile imzasını atarken yakaladım."Biraz durdu ve devam etti."Öylece kalakaldım.Sonra beni fark etti...ama bana saldırmadı,sanki hiç böyle bir durum beklemiyormuş gibi şaşırdı.Arkasını dönüp sakince olay yerinden ayrıldı."

KANLI SİSUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum