"LEE KNOW LEE KNOW!" Miyeon endişeli bir sesle aniden odaya daldı.

Nefes nefese konuştu.

"Lee... know.."

"Sakin ol Miyeon, ne oldu? " dedim.

"Hoh, az önce.. az önce anime sinyali geldi, iletilmesi gereken sinyallerden. Seni bir yere çağırıyorlar."

"çizer ve San.." söylediği iki isimle kaşlarım çatıldı.

"Ne? Nereye çapırıyorlar" diyen Bangchan ile içeri giren kişilerle birlikte herkes buradaydı.

"Şimdi çağırıyorlar. Issız bşr yere, ormanın kenarındaki tarihi taşların olduğu, ıssız alanda."

"Tamam gidelim" dedim Miyeon'a hitafen.

"Bende geliyorum" Jisungun sesini duyduğumda arkamı döndüm

"Bende gelicem" hepsi teker teker gelmek isteyince onları susturarak konuştum.

"Hayır, hiç biriniz gelemezsiniz. Sizin için çok tehlikeli. Ben ve Miyeon tek gidicez"

Onların hiçbirinin konuşmasına müsaade etmeden odadan çıktım. Miyeon kolumu tutup sessizce konuştu.

"Gel, konuşmamız lazım" ciddi bir şekilde söylediği şeyden sonra mutfağa gittik. Orada durup anlatacaşı şeyi anlatmasını bekledim.

"Lee Know, biliyorsun senin bugün burada olacağın son gün. Saat 12:00yi geçince sadece ruhun gidecek, bedenin kalacak, fakat yarın gece tamamen yok okacaksın. Bir ay sonra öleceğini biliyorsun değil mi? Benim daha iki günüm var. San ile çizer bilerek şimdi çağırdılar. Ailen için çağırıyorlar ve seni oyalayarak zamanı geçirticekler ve sen... Biliyorsun. Her ihtimale hazır mısın?"

"Merak etme Miyeon.. Her şeye hazırlıklıyım."

"Lee Know.. Önceden kaybedecek bir şeyin yoktu, ama şimdi var. Bir daha soruyorum, her şeye hazır mısın?"

Kimden bahsettiğini anlamam zor değildi. Evet, artık kaybedecek bir şeyim var, hemde çok değerli, hiç kaybetmek istemediğim biri.

"Umarım, hazırımdır. " dedim. Endişeliydim aslında..

"Her neyse gel gidelim artık." onu kafamla onayladıktan sonra kaoıya doğru gittik ve evden çıktık.

____________________________________

CHANGBİNİN GÖZÜNDEN

"JİSUUNG!" hızla salona doğru koşturdum. Minho ve Miyeon'un mutfaktaki konuşmalarını dinlemiştim.

"Ne oldu?" diye sordu Jisung. Bitkin duruyordu nedense.

"MİNHO, MİNHO" heyecanlanmıştım.

Jisungun gözleri aniden benim gözleirmi byldu.

"Az önce mutfakta Minho ve Miyeon'nun konuşmasını dinledim gizlice. Minho, minho yarın olunca, yok olacak. Dünyada bir ay geçirdikten sonra animeler yok oluyormuş. Yani bugün Minho'nun son günü. Çizer ve San bilerek onu bugin çağırmışlar." tek nefeste rap yapar gibi smylediğim şeyden sonra herkes bana şaşırmış bakıyordu.

Jisung aniden ayağa kalkıp bağırmaya başladı

"NE!? ACİLEN MİNHOYA YARIDM ETMELİYİZ! LÜTFEN GİDELİM!"

"Sakin ol Jisung, yapabileceğimiz bir şey yok."

"HAYIR HAYIR BÖYLE OLMAZ HADİ GELİN GİDELİM"

"Jisung haklı, bir şey yapamasak bile merak ediyorum bende. En azından gidelim" dedi Jeongin. Ah Jeonginim küçük tilkim. Her şeyim..

Want So Bad ~ MİNSUNGWhere stories live. Discover now