Küçükken çok sesiz bir çocuktum...
Hâla da öyleyim
Peki hâla çocukmuyum...
Hayır ben hiç çocuk olamamıştımki küçük yaşta annemi kaybetmiştim annem gözümün önünde ölmüştü gözümün önünde öldürülmüştü, annemi babam öldürmüştü...
Ben daha 6 yaşındayken duyduğum o silah sesi gözlerimin önündeki o kan gölü benim travmam olmuştu kandan korkardım ama en büyük korkum silahtı ne zaman bir silah görsem o an gözlerimin önüne tekrar geliyordu görmem bile beni çok korkutuyordu bir silah sesi panik atak geçirmeme yeterdi büyüdükçe bu korkum azalmaya başlamıştı hâla korkuyordum ama panik atak geçirmiyordum korkumu tutabiliyordum
Babam hep bara giderdi yada arkadaşlarıyla okey oynardı eve sarhoş geldiğinde hep annemi döverdi annem onun geleceği saati bilirdi babam saat belirlememişti kendine ama hep aynı saatlerde gelirdi annem de babamın geleceğini anladığında beni önceden saklardı bana zarar gelmesin diye genelde dolabım içine saklardı
O gün de öyle olmuştu dolabım içinde uyukluyordum babam anneme bağırıyordu kızıyordu ama bu sefer çok sinirli geliyordu sesi ardından başka bir ses geldi bu sesi ilk defa duyuyordum bu ses babamınkinden daha yüksekti bu ses silah sesiydi dolabın kapaklarının arasından gördüğüm şey beni şoka soktu annem kanlar içinde yerde yatıyordu
Babam evden tekrar ayrılınca dolaptan çıkım annemi uyandırma düşüncesiyle defalarca ona "anne uyan artık babam gitti" diye fısıldadım ama o uyanmadı...
O gece onun kanlı göğsünde uyudum o gece o çocuk annesinin kanlı göğsünde uyudu ve bidaha uyanmadı benim çocukluğum hala annemin kanlı göğsünde uyuyor
Yağmur yağıyordu ayaklarımı sert sert yere vuruyordum adımlarım hızlıydı koşmakla yürümek arasındaydı adımlarım arabalrın renkli ışıkları su birikintilerine yansıyordu karanlık sokak aralarından geçtim ve sonunda oraya geldim tam karşımda duruyordu kapıda bir çift koruma vardı burası çalıştığım bardı burası Tuana'nın öldüğü bardı
En son bütün korumalar yerde kanlar içinde yatıyordu üstelik buna patronumuz yani buranın sahibide dahildi bu korumalar kimindi onları öldüren adam hemen barı sahiplenmişmiydi
Böyle olsa bile oraya çalışmaya gidecektim ve onlarda aynı maaşla anlaşmaya devam edecekti biliyorum karşımda mafya vardı ama beni çalıştırmaya devam edeceklerdi çünkü ben burda çalıştığım zaman boyunca hep ceset kanlarını onların işlediği suçları temizlemiştim ve o gecede o bodrumda benim arkadaşım ölmüştü çok şey biliyordum ama orda çalışma sebebim bu sefer farklı olacaktı
İntikam için
İntikam için orda çalışacaktım onlar sıradan birini öldürmemişlerdi benim arkadaşımı öldürmüşlerdi benim ablam,kardeşim bildiğim insanı öldürmüşlerdi bunu bedelini milim milim öteteceğim
Üstümde garson forman vardı beyaz bir gömlek ve siyah mini etek bu kıyafetler barda çalışmak için pek uygun olmasa da giymek zorundaydım bu formadan benim çalışan olduğumu bilmiş olacaklarki içeri girmeme tepki vermediler içeri girdiğimde mekanın dekarosyonunun tamamen değiştirildiğini gördüm heryer moden hale gelmişti ve biraz güzelleşmişti
Yerdeki parkeler siyahtı bu bir avantaj işimi daha kolay hallede bilirim
Mekan tamamen değişmiş olamazdı bir gecede yapamazlardı acaba ceset neredeydi onu yok etmiş olabilirlermiydi gidip bakmalıydım en hızlı şekilde bakmalıydım büyük ihtimalle saklamışlardı ama yinede bakmalıydım o cesedi bulabilirsem onları hapse attırabilirdim ama cesedi bulamassam işi kendim halletmem gerekecekti
Mekana girip etrafa bakındığımda ufak çaplı bir şok geçirdim mekan berbat haldeydi içerisi dehşet bir sarhoş kalabalığıyla doluydu ve çok az garson vardı heryer pislik içindeydi orta kısımda büyük bir kargaşa vardı bu kargaşadan yararlanmalıydım eğer bir garson olarak yardım edersem işin içinden çıkamazdım ve çalışmak zorunda kalırdım kalabalığın etrafından ilerleyerek arka tarafa ulaşmaya çalıştım cesede hemen şimdi bakmalıydım ortalık kargaşa içindeydi hala düzen yoktu ayrıca daha dün gece yaşanmış bir olaydı hemen temizleyemezlerdi
Ceseti bulmayı umarak kalabalığı delip arka tarafa ilerledim uzun bir koridor ve bir merdivenden geçtikten sonra oraya vardım otaparka bütün vicudumun tüyleri kalktı irkildim otaparkta hızlı adımlarla ilerlemeye başladım neresi olduğunu az çok hatırlıyordum
Sonunda karanlık otaparkın bir duvarında o kapıyı gördüm gene çok soğuktu birası üşümeye başlamıştım acaba o da üşümüşmüydü oda korkmuşmuydu bana bişey olmasın diye tek kitmişti
Üşüyormusun Tuana ?
Korkuyormusun ?
Karanlık mı orası ?
Korkma olurmu ben senin yanına geleceğim ama önce sana bunu yapanları yakmalıyım onları süründürmeliyim beni bekle olurmu ?
Büyük demir kapıdan içeri girdiğimde yerde kuru kan lekeleri vardı ama ceset yoktu ilerlediğimde Tuana'nın öldüğü odanın kapısı göründü o görüntü tekrar gözümün önüne geldi gözlerimden tekrar yaşlar indi yanaklarıma
Odaya ilerledim elimi kapının koluna götürdüğümde vücudum titriyordu korkuyordum göreceklerimden görmek istemiyordum ama görmek zorundaydım kapı kolunu aşşağıya çevirdim ve odaya bir adım attım gözlerim o yerde gezindiğinde çığlıklı bir ağlama sardı bedenimi odayı çığlıklarım sardı göz yaşlarım daha şiddettli döküldü Tuana yoktu o yoktu cesat yoktu zaten benim yüzümden ölmüştü şimdide cesedini kaybedemezdim olamazdı
"Tuana nerdesin"
"Sende kitme ne olur ben çok yanlızım sende gidersen ben dayanamam"
"Tuana gitme" çığlıklarım bütün otaparkı sardı göz yaşlarım yüzümü ıslattı sanki ceset değilde Tuana'yı kaybetmiştim onu tekrar kaybetmiştim sanki
Dizlerimin üzerine çöküp ağlamaya devam ettim yerlerde hâla kan vardı ama ceset yoktu elimi kana götürdüm elime biraz kan bulaştı bu kan Tuana'nın kanıydı
Arkadan bir ses geldi başımı aniden arkama çevirdiğimde kimse yoktu hemen ayağa kalkıp odadan çıktım heryer boştu kimse yoktu nerden çıkmıştı o ses neyse burda daha fazla duramazdım her an birisi gelebilirdi
Otoparktan çıkıp bara geri döndüğümde barda nerdeyse boş denecek kadar az insan vardı daha demin garsonlar işe yetişemiyordu nolduda herkes birden dağıldı umursamamaya çalışıp içeceklerin olduğu kısma gittim ve tepsi alacakken bir garson bana seslendi "boşununa alma"dedi tabureye oturmuş biçimde erkek garson "neden"diye sordum yüzümü ona çevirerek cevapladı "olan kavgadan sonra mekan da hiç müşteri kalmadı" kavgamı olmuştu belliki mekanın yeni sahibi belalı biriydi
Taburelerden birine oturdum ve dolu bardaklardan birini alıp diktim birden içince sarsıldım ilk içişim değildi ama hep hatta hiç içen biri olmadığım için alışkın değildim bir bardak daha alıp içmeye devam ettim yanıma biri oturdu iri kaslı boylu biri kimdi bu biyerden tanıdık geliyordu ama "daha süzecekmisin" adamın sesiyle ayıldım ve gözlerimi üzerinden çektim ve bir bardak daha aldım "içmeye devam edersen burda sabahlarsın"dedi adam kimdi bu nerden tanıdık geliyordu "burası tehlikeli bir bar senin gibi küçük kızlara uygun değil"dedi bu cümlesi beni sinirlendirmişti "evde buradan farklı değil zaten" dedim ve çatık kaşla adama baktım "ve bende küçük bir kız değilim!" dedim sesimi yükselterek adam gülümsedi "tabi öyledir" dedi dalgacı sesiyle sinirle adamın yüzüne baktım ve bir bardak daha alıp onuda diktim gözlerim yavaş yavaş kayıyordu elimdeki bardağa baktığımda bardak sekiz parçaya ayrılmıştı dur bir dakika benim sekiz tane elim yokki gözlerim yavaş yavaş kapandı
ВЫ ЧИТАЕТЕ
ZIT KUTUPLAR 🌕🍷🌌
Художественная прозаzıt kutuplar gerçekten birbirini çeker miydi... iki ters ruh... iki zıt hayat... iki farklı acı.. farklılıklar yakınlığa engelmiydi duyguları yener miydi zıtlıklar bu bir savaştı duygular ve zıtlıkların savaşı Aşk galip gelir miydi zıtlığa? yoksa a...
