9 - izin verecek misin?

259 24 26
                                    


Seungmin ertesi sabah Hyunjin'in yatağında uyandığında kendini bok gibi hissediyordu.

Çok fazla içmemişti ama dün geceden kalan parti kıyafeti, makyajı ve teriyle uyuyakaldığını fark etti. Hyunjin'in eşit derecede iğrenç bedeninin yarısı üstüne yayılmış haldeydi. Kafası ancak geçen gece sarhoş bir ağlama seansı yaşadıktan sonra olabilecek kadar sisliydi. Yüzü şişmişti ve gözleri ağrıyordu.

Seungmin yaşadığı tuhaf krizden sonra pek bir şey hatırlamıyordu. Sadece nemli eller cildine daireler çiziyordu, Hyunjin'in yumuşak sesini duyuyordu, banyo dolabı rahatsız edici bir şekilde sırtına batıyordu ve ardından Jisung gözleri iri iri açılmış bir şekilde içeri girmişti. Eve dönerkenki soğuk yürüyüşleri sırasında birbirlerine yaslanmışlardı. Hâlâ neyin yanlış gittiğini anlamıyordu. Düşünürken Hyunjin'in bedeninden kurtuldu ve duşa ilerledi.

Paniklemişti, bu çok açıktı. Tüm bu süreçle ilgili başından beri endişeleri ve güvensizlikleri vardı ama... dün geceyle ilgili bir şeyler farklıydı. Daha kötüydü. Bir noktada baskın alanına girmişti ama sonra... birdenbire düşüşe geçmişti.

Seungmin'in baskın olmak hakkında sevdiği şeylerden biri de kendini iyi hissettirmesiydi. Kontrolün elinde olduğu ve zihnindeki kaygıların bir kez olsun susturulduğu bir yere giriyordu sonuçta. Numara yapmak zorunda kalmadan harika ve kendinden emin hissediyordu. Bu inanılmaz bir duyguydu... Ama sonra Felix hakkında o aptalca şeyi söylemişti ve sanki... çok ileri gittiğini biliyordu. Bu korku onu rolden çıkardı. Yani o geceden geriye kalan sadece olumsuz duygulardı.

Çok fazlaydı.

Saçma sapan bir banyoda zihni kaymıştı.

Banyo zeminine çöktü ve sıcak suyun tenini yıkamasına izin verirken bunun sonuçlarını, bundan neler öğrenebileceğini, bunun tekrar olmasını nasıl önleyebileceğini düşündü.

Kaymaya dayanıklı zemin rahatsız ediciydi, su soğumaya başlamıştı ve Hyunjin onu bu şekilde bulmuştu. Seungmin çıplak ve uykulu Hyunjin'in perdeyi kenara çekmesiyle oldukça şaşırmıştı. Büyük olan bedenine soğuk su sıçrayınca sesli bir şekilde küfretti.

"Su neden bu kadar soğuk?"

Sesi alçak ve yeni uyandığından dolayı hırıltılıydı, gözleri Seungmin'in kıvrılmış vücuduna bakarken uykulu bir şekilde kırpıştı.

"Neden yerdesin?"

Bunu sorarken küçücük alanda kendine bir yer bulup oturdu ve suyu yeniden ısıtmak için eliyle musluğa uzandı. Seungmin onun huysuz ifadesine güldü. Bacaklarını biraz uzatıp Hyunjin'inkilerin üzerine attı ve uyuşan kalçasına yeniden his kazandırmak için hareket etti.

Hyunjin ıslak elleriyle makyaj bulaşmış yüzünü ovalarken, "Sadece düşünüyordum," diye mırıldandı. Diğeri Hyunjin'in vücuduna yaklaştı. Sıcaktı. Hyunjin kolunu beline dolayıp onu kendine doğru çekti, bu ona Hyunjin'in dün geceki her şeyde yanında ne kadar tatlı ve şefkatli olduğunu hatırlatmıştı. O an utanmış ve bunalmıştı ama... Hyunjin yanında olmasaydı, onunla ilgilenmeseydi, onu rahatlatmasaydı, onu evine götürmeseydi ne olurdu hiçbir fikri yoktu.

"Nasıl hissediyorsun? Beni bir süreliğine oldukça korkuttun," diye mırıldandı Hyunjin, Seungmin'in ıslak saçlarına doğru. Küçük olan diğerinin göğsüne daha da gömüldü, kolları omuzlarına dolandı.

"Üzgünüm, şimdi daha iyiyim." diye söylendi Hyunjin'in sıcak tenine doğru.

"Senin hakkında söylediklerim için üzgünüm... Felix hakkında da, bunu gerçekten kastetmemiştim." 

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 28, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

enlighten me, hyunminWhere stories live. Discover now