🐺17.Bölüm🐺

441 34 5
                                    

𐱅𐰇𐰼𐰇𐰏: 𐰴𐰕𐰍𐰣𐰯: 𐰆𐰲𐰀: 𐰉𐰺𐰢𐰾: 𐰴𐰭𐰢: 𐰴𐰍𐰣𐰴𐰀: 𐰉𐱁𐰞𐰖𐰆: 𐰉𐰕: 𐰴𐰍𐰣𐰍: 𐰉𐰞𐰉𐰞: 𐱅𐰃𐰚𐰢𐰾: 𐰆𐰞: 𐱅𐰇𐰼𐰇𐰓𐰀: 𐰇𐰕𐰀: 𐰲𐰃𐰢: 𐰴𐰍𐰣: 𐰆𐰞𐰺𐱃𐰃: 𐰲𐰃𐰢: 𐰴𐰍𐰣: 𐰆𐰞𐰺𐰯𐰣: 𐱅𐰇𐰼𐰰: 𐰉𐰆𐰑𐰣𐰍: 𐰘𐰃𐰲𐰀: 𐰃𐱅𐰓𐰃: 𐰃𐰏𐱅𐰃: 𐰲𐰃𐰍𐰪𐰍: 𐰉𐰖: 𐰶𐰡𐰃: 𐰕𐰃𐰍: 𐰰𐰇𐱁: 𐰶𐰡𐰃:

~Babam Kağan, öylece (o şekilde) devleti ve yasayı kazanıp uça barmış (cennete gitmiş, vefat etmiş). Babam Kağan için (amcam Kağan) önce bağımlı Kağanı balbal (olarak) dikmiş. (Babam Kağan öldükten sonra) yasa uyarınca amcam Hakan tahta oturdu. Amcam Hakan tahta oturup Türk Halkını yeniden düzenledi (ve yeniden) doyurdu. Yoksulu zengin etti, azı çoğalttı.~

Balbal, mezar taşlarına verilen isimdir. Balbal olarak dikmiş derken büyük ihtimalle Bilge Kağan; amcasının, babasının mezar taşını diktiğini söylüyor.

Peki Bilge Kağan'ın amcası kim?😁 Babası Kutluk Kağan öldükten sonra yerine kim geçiyor? Hepimiz biliyoruzdur artık. Değil mi?😏

🏹 

"Kapgan... Kapgan nerede?"

Diğer tarafımda, solumda olan Göktuğ sırıttı.

"Kız kardeşim Sayina ile beşik kertmesiydi. Birbirlerini de çok seviyorlardı. Sonunda evlendiler. Yeni evli oldukları için, Kapgan gelmedi."

Duyduğum kelimelerle anında beynimden vurulmuşa döndüm. Bu... Bu gerçek miydi? Olamaz... O-olamaz.

Ah be Asena! Neden olmasın ki?! Ne bekliyordun ki sanki?! Salaksın kızım sen, salak!

Koskoca Kağan... Efsanevi olabilecek kadar olağanüstü ama yine de gerçek bir kişilik. Gerçi bana da suç bulmamak lâzım. Kim hayran olmaz ki bu kadar yakışıklı, bu kadar yetenekli, bu kadar cesur, bu kadar zeki bir Kağan'a?

Evet, bu sadece bir hayranlıktı. Hayranlık...

Hayatımız boyunca bizi derinden etkileyen ya da bizim gibi bulduğumuz; bize benzer huyları ve karakteri olan nadir kişiler bulunca etkilenebiliriz. Eşsiz olduklarına inanırız. -Ki muhtemelen öylelerdir. Etkileniriz işte. Hayranlık duyarız.

Ne saçmalıyorum ben? Ne diyorum? Kendine gel Asena. Kendine gel. Düşünmen gereken daha mühim işler var şu an.

"Asena?"

İsmimi duyunca hızla başımı kaldırıp Barlas'a baktım.

"Efendim."

"İyi misin?"

"İyiyim,neden ki?"

Önüne döndü. Derin bir nefes aldı.

"Hiç..."dedi.

"Hiç..."

Öylece, sessiz bir şekilde ilerlemeye devam ettik. Sonunda tüneldeki halkımıza ulaştık. Aynı heyecanlar, sevinçler ve hüzünlü anlar yeniden baş gösterdi. Herkes birbiriyle sarılırken ben en az kişinin olduğu bir köşeye çöküp oturdum. Dizlerimi kendime çekerek soluklandım. Her yerim sızım sızım sızlıyordu.

Başımı ve sırtımı duvara yasladım. Gözlerimi yumdum. Düşünmeye kaldığım yerden devam ettim. Gerçi... Sanırım hiç ara vermemiştim. Ne kadar düşünmemeye çalışsam da ya da zaten imkânsızdı desem de içimde bir yerde oturup kalmıştı.

Yanımda bir hareketlenme hissedince başımı kaldırdım. Yumduğum gözlerimi açtım.

Barlas gelmiş ve hemen yanıma tıpkı benim gibi oturmuştu. Kendime biraz daha çeki düzen verdim. Bu esnada Barlas söze girdi.

Kaderin Kitabının Efsanesi (Eski Versiyon)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin