"Sizde gelin Karmen hanım." Diyen doktorla Pars Taşkın bana nefret dolu bir bakış atmıştı. Ona bakmadan oturduğumda doktor bendende kan aldı, daha sonra babam ve Pars Taşkın'dan da kan alındı.

"Sonuçlar yarın sabah çıkar, geçmiş olsun." Demesi ile daha fazla durmadan hızlıca çıktım oradan, hastaneden de ayrıldığım an telaşla etrafa bakındım. Resmen kaçıyordum ama nereye kadar kaçabilirdim onlardan?

Şimdi ne yapacaktım? Onların yanına gitmek istemiyordum, her şeyi kendi ellerimle mahvetmiş ve çıkmaz sokağa girmiş gibi hissediyordum.

Ben bir dolandırıcıydım, onların parasını çalan bir dolandırıcı. Ve şimdi öğreniyordum ki;onların kızıydım, ama bilmedikleri bir şey vardı; bir dolandırıcı sadece dolandırıcıdan ibaretti, fazlası değildi. Bir dolandırıcı tekrardan evlat olamazdı, sadece dolandırıcı olurdu.

📸
Yazardan..

Genç kız odadan çıktıktan sonra Faruk, Nilin'e dönmüş ve bir süre ona bakmıştı ancak Nilin de durmak yerine odadan çıkıp gitmişti. En sonunda herkes odadan çıkınca Pars Taşkın öfkeyle kasılıyordu.

Arabaya bindiklerinde şöför koltuğuna Pars Taşkın, yanına en büyük oğlu Pusat Taşkın oturmuştu. Nilin ise yürüyerek gideceğini söyleyip yanlarından ayrılmıştı.

"Delireceğim!" Diye bağırdı Pars Taşkın araba çalıştığında. "Lan o kız dolandırıcı, nasıl benim kızım olabilir!" Diye bağırdı öfkeyle, Pusat Taşkın'ın ağzını bıçak açmıyordu, öylece oturuyordu koltukta.

"Sonuç ne olursa olsun, o dolandırıcı benim evimin yakınına bile gelemez!" Diye bağırınca oğlu Pusat Taşkın çatık kaşlarıyla müdahale etti.

"Bunu aklından geçirme baba, suç." Dediğinde Pusat Taşkın öfkeyle bakarak susturdu oğlunu. "O kızı eve almayı mı düşünüyorsun Pusat? O kız sizi ayakta uyutur, evi soyar sonra da siktirip gider." Demesiyle oğlu da kaşlarını çatarak babasına döndü.

"Bizi aptal mı sanıyorsun?" Diye sordu sert bir sesle. Babasına en benzeyen kişi Pusat Taşkın'dı. Gerek dış görünüşü, gerek huyları babasının kopyasıydı tamamen. Simsiyah saçları geceden bile koyuydu, beyaz teni ise ben babamın oğluyum diye haykırıyordu.

"Konu kapandı Pusat, kes sesini!" Dediğinde Pusat öfkeyle boynunu bir sağa bir sola doğru kütleterek sustu çünkü babası su an normalden fazla sinirliydi. Uzun bir yolun ardından yalıya geldiklerinden eve girdiler. Salonda bir oraya bir buraya doğru volta atan Damla Taşkın en sonunda durdu ve kocasına döndü hemen.

"Ne oldu Pars?" Diye sorunca kocasının yüzünü inceledi dikkatle. Damarları belirginleşmiş ve gözleri koyulaşmıştı. Bir şeylerin ters gittiğini anlayan karısı kaşlarını iyice çattı. Pusat Taşkın ise annesinin yanından geçip koltuğa oturdu, yanındaki kardeşi Hazar abisine döndü ve gözünü kırparak ne oldu diye sordu ancak aldığı cevap susturucu bakışları oldu.

"Her şey sarpa sardı Damla," Dediğinde karısının sorar bakışlarına cevap verdi. "Bizi dolandıran kızmış karışan kişi." Dediği an cümle salona bomba gibi düştü ve adeta herkes suspus oldu.

"Nasıl olur baba?" Diye sordu Pamir Taşkın dehşetle. "Bilmiyorum!" Diyerek sertçe konuşan Pars Taşkın en sonunda şokla ona bakan karısına ve çocuklarına baktı teker teker.

"O kız bu eve adımını atmayacak." Dedikten sonra koltuğa yönelecekken kolundan sertçe tutup durduran karısına döndü. "Ne saçmalıyorsun Pars? Eğer bizim öz kızımızsa gelecek!" Demesiyle oğulları yangına körükle gitmemek için susuyorlardı.

Çizik. -aile kurgusuWhere stories live. Discover now