Atilla Ali Tamtürk, ünlü bir iş insanı aynı zamanda Türkiye'nin en büyük kabadayılarından İdris Tamtürk'ün oğludur.
Babasının münasip gördüğünce bir evlilik yapar ve bir çocuğu olur ama evliliğinde huzuru, mutluluğu
yakalayamaz.
Atilla Tamtürk bi...
Bu bir kurgu ve hayal alemdir, kesinlikle gerçeği yansıtmaz!
Kitapta fiziksel şiddet, psikolojik şiddet,cinsellik ve olumsuz öğeler bulunmaktadır. Bunu göze alıp başlamanızı öneririm.
Kimseden göremediği şefkati yabancı bir adamda arayanlara ithafen.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
🩸🥷🏻
Bir şarkı gibi, unutmaya çalıştıkça daha çok takıldın aklıma.
Genç kadın etrafı son kez gözleriyle tarayıp her şeyin oldukça güzel gözüktüğüne kanaat getirince, binbir uğraşla onlarca yemekle donatılmış masaya cep telefonunu almak için hızlı adımlarla ilerledi.
Sık sık nefes alıp veriyor, yüreği adeta yerinden çıkacak gibi hopluyordu. Bugün için oldukça heyecanlıydı. Nasıl heyecanlı olmasındı ki. Canını verecek kadar sevdiği adam, bebeğinin babasının otuz ikinci yaş günüydü. Ve ona çok özel bir süprizi vardı.
Titreyen parmaklarıyla cep telefonunu alıp, sevdiği adamı aradı. Lakin telefonun ahizesinde genç adamın sesi değil mekanik bir kadın sesi yankılandı.
Genç kadın pes etmeyip tekrar aradı ama sonuç hüsrandı.
Yüreği üzüntüyle bükülmüş tüm heyecanı adeta bir balon gibi patlatılıvermişti. Derin nefesler alarak kendini yatıştırmaya çalıştı. Çünkü genç adam ona doğum gününü beraber kutlayacaklarına dair söz vermişti. O bir söz verdiyse sonucu ne olursa olsun onu yerine getirdi. Ona güveni sonsuz ve sarsılmazdı.
Yıllar önce genç kadını bir bataklıktan çekip çıkartmış kendine ait kılmıştı. Genç adam kendine ait olanları asla bırakmaz, kendine ait olmadığını hissettiği anda o insanı taştan kalbi ne kadar yanarsa yansın acımasızca katlederdi.
Çünkü onların kağıda yazılmamış ama bir yemin gibi ezberlettirilmiş nizamsız bir kanunları vardı. Öl yada öldür diyordu kanunda. Sen onu öldürmezsen arkanı döndüğün ilk an o seni öldürür.
Genç kadın minik bir hapşırma sesi duyunca sanki üzülen o değilmişçesine sevinçle telefonu masaya bırakarak hızlı adımlarla minik bebeğinin yattığı koltuğa ulaştı.
Minik bebek kendi hapşırık sesinden korktuğu için anlamsız sesler çıkartıp huzursuzluğunu belli etti. Genç kadın ise mini, dar, lacivert elbisesinin kırışmasını umursamadan sivri topuklu ayakkabılarını ayağından çıkartıp bebeğinin yanına konuşlandı.
