"Ne oldu?" diye sordu Mia ipi duvarın arkasına atarken. "Bu ülkeden kaçarken burada komik bir maceram olmuştu. " dedim gülerek. O da güldü. "Burada ne gibi maceralar yaşadığını tahmin edebiliyorum. "

İpin bir ucu duvarın arkasındayken diğer ucu Mia'nın elindeydi.

İpi bana verdi. "Arkaya sıkıca bağlanmış durumda. Dikkatli bir şekilde çık. "Başımı sallayıp ipi iki elimle tuttum. Kolum acımaya başlarken buna dayanmam gerekiyordu.

Tüm gücümle asıldım ve ayaklarımı duvara koyarak yukarı tırmanmaya başladım. Kolumda inanılmaz bir acı vardı ancak kurtulma isteği daha ağır basıyordu. Bu yüzden pes etmemem gerekiyordu.

Duvarın en tepesine gelince son kez arkama baktım. Bana her türlü duyguyu yaşatan ülkeye baktım. Parlayan çiçekler sayesinde birçok yer gözüküyordu. Bir daha buraya dönmeyecektim. Yıllarım burada geçmişti. Yutkundum ve önüme döndüm. Yeni hayatım tam karşımda duruyordu.

Gülümsedim ve duvardan atladım. Sert bir şekilde yere çakılsam da vücudumdaki acıya aldırmadan ayağa kalktım. Acıyan kolumu tutarken Mia duvardan atlayıp yanıma geldi.

"İyi misin?" diye sordu. Başımı salladım. "Ya sen?"

"İyiyim. " dedi. Yürümeye başlayınca bende arkasından ilerledim. Uzun bir süre ormanda yürüdük. Adımlarını sayan Mia durdu. "Buradan sağa döneceğim ve Gloria'nın kız kardeşini kurtaracağım. Sanırım yolumuz burada bitiyor. " dedi.

Yüzümü buruk bir gülümseme ele geçirdi. "Seni tanımak güzeldi Mia. " diyebildim sadece. Gülümsedi ve sarıldı. "İyiki seni tanıdım Veronica. " Sıkıca bana sarıldıktan sonra ayrıldık.

"Kendine iyi bak Veronica. Kendin için bir tek sen özel ol. Özgür ol. Güçlü ol. " Güldüm. "Olacağım Mia. Artık güçsüz Veronica olmayacak. " dedim. Ona arkamı dönüp yürümeye başladım. Birkaç saniye sonra dönüp el salladım. O da el salladı. Mia da artık olmayacaktı.

💫

Mavi yola girmiş yürüyordum. Güneş doğmuştu ve feci şekilde yağmur yağıyordu.

Üşüyordum. Hava çok soğuktu. Yine de büyük azimle yola devam ediyordum. Hiç ara vermeden saatlerdir yürüyordum. Vücudum dinlenmem için bas bas bağırıyordu. Ancak dinlenemezdim. Yola devam etmek zorundaydım.

Salver'ı tekrar görme düşüncesi heyecanlanmama sebep olurken ara vermek istemiyordum.

Etrafımda adım sesleri duyunca durdum. Biri vardı.

Adım sesleri bana daha çok yaklaşınca kılıcımı tuttum.

Biri boynumdan tutup kendine çekince çığlık attım. Sırtım onun göğsüne değmişti ve nefesini saçlarımda hissediyordum.

"Hareket edecek olursan seni öldürürüm. " dedi. Boynuma değen keskin şey ile ağlayacaktım. Tamam mantıklı düşün Veronica.

Kılıcı yere attım. "Tamam tamam. Lütfen beni bırak ve düzgünce konuşalım. Nefes alamıyorum. " dedim. Arkamdaki kişi biraz tereddüt etse de beni bıraktı. Ona dönünce ise çok şaşırdım.

Maksimun on beş yaşlarında bir erkek çocuktu. Bakışları ne kadar sert görünse de korktuğu çok belliydi. Yüzüne siyah bir maske takmıştı. Kıyafetleri yırtıktı. Uzun kulakları onun elf olduğu gösteriyordu.

Ormandaki Avcı 1: Vampir'in Aşkı (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now