"Seni seviyorum Veronica. Bu kadar kısa sürede seni tanıdım ve kız kardeşim oldun. " Heyecanla bana sarıldı. "Sanırım seni özleyeceğim. " dedi gülerek.

"Gloria...." dedim. "Bende seni seviyorum. Sen benim ablamsın Gloria. Seni çok özleyeceğim. " Kolları ile sırtımı sıvazlarken Mia öksürdü. İkimiz de ona dönünce omuz silkti.

"Sabaha kadar ülke dışına çıkmalıyız."

Gloria başını salladı. Kılıcını çıkarıp bana verdi. "Kendini koru Veronica. " dedi. Başımı sallayıp kılıcı aldım.

Uzun yola girerken son kez Gloria'ya el salladım. "Kendine iyi bak!" dedim. Gülümsedi. "Sizi seviyorum. "

Duvar kapanıp eski haline geri dönerken uzun yola baktım. "Mia bu yol nasıl bitecek?"

"Yürüyerek geçeceğiz. Temkinli ol. " Başımı salladım. Yaklaşık iki saat boyunca yolda yürüdük. Yol dümdüzdü ve aşırı sıkılmıştım. Sadece yürüyorduk. Olası birşey için konuşmuyorduk. Her an her yerden bir şeyler çıkabilirdi.

Mia'nın adımları durunca kaşlarımı çattım. O da kaşlarını çatmış yola bakıyordu. Ellerini iki yana açarak siper aldı.

İleriden önce nefes sesleri duyuldu. Sonrasında ise adım sesleri. İlk gördüğüm uzun kulaklar oldu. Sonrasında gördüğüm ise dört tane goblindi. Bunlar normal bir elfin neredeyse iki katı olabilirdi.

"Veronica dikkatli ol!" diye bağırdı. Goblinler bize doğru koşmaya başlayınca kılıca sıkıca tutundum. Mia bana ufak bir bakış attığında o da göğüs cebinden baltayı çıkarması ile şaşırdım. O şeyi oraya nasıl koymayı başarmıştı?

Mia'nın üzerine en büyüklerinden biri atlamıştı ki Mia baltası ile göğsünü ikiye yardı. İğrenç bir ses çıkarken tam önümde duran uzun kulaklı iğrenç yaratığa kılıcımı sapladım. Kanlar yüzüme fışkırırken bağırdım. Kimse benim buradan çıkmamı engelleyemezdi!

Bana gelen Goblinlerin üzerine koştum. Öyle bir hırsla savaşıyordum ki saniyeler içerisinde iki goblini yere sermiştim.

Mia kolumdan tutunca ona döndüm. Gülümseyerek bana bakıyordu. Dudaklarım yana kıvrılırken başımı eğdim hafifçe. İleri doğru döndüğümde cesaret verircesine sırtıma vurdu.

💫

Saatler geçmişti. Yol boyunca sadece goblinler ile karşılaşmıştık. Artık ülke dışına çıkmak üzereydik. Çıkış çok uzaktaydı ancak görünüyordu. Bunun mutluluğu ile daha hızlı yürüyorduk.

Yol boyunca en fazla beş dakikalık molalar vermiştik. Sabah olana kadar ülkeden çıkmalıydık.

Sonunda kapının ucuna gelince Mia kapıyı birkaç kez ittirdi. Ancak açılmadı.

Birkaç kez kırmaya çalıştı ancak kapı yine açılmadı. Sonunda baltasını kilise vurarak kapıyı açtı.

İkimiz de kapıdan çıkınca dönüp çıktığımız yere baktım. Çok güzel kamuflaj edilmişti. Biz kapıyı kapatır kapatmaz üstü sarmaşıklarla örtülmüştü. Dışarıdan bakınca devasa bir kayayı sarmaşıklar kaplamış gibiydi.

Kısa bir süre ormanda yürüdük. Kapkaranlıktı. Mia elimi tutmuştu ve yürüyordu. Etrafı renkli çiçekler aydınlatıyordu.

Sonunda sınıra gelince Mia boynuna asılı çantadan büyük bir ip çıkardı. Burada yaşadığım macera aklıma gelince kıkırdadım.

Ormandaki Avcı 1: Vampir'in Aşkı (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now