----

Kapının çalma sesiyle Yoongi ayılmak için oturduğu koltuktan uyuşuk haraketler ile kalkarak ellerini dağılan saçlarına atıp karıştırırken kapıya doğru yürüdü. Kapıyı açtığında beklendik bir şey ile karşılaştı.

her sabah bu saatlerde kapıda ekmek ile bi tavşan dururdu.

Jungkook gördüğü beden ile göz devirirken eğilip ayakkabılarını çıkarmış, Yoongi de onun bu tavırlarına gülüp hiç hoşlanmadığı şeyi yapmıştı.

Saçını karıştırmıştı. 

Kardeşine bulaşmaktan her zaman zevk alan biriydi. Bunu dışardan izleyen biri kolayca anlayabilirdi.

Ellerini küçük olanın saçından çektikten sonra salona doğru koşar adımlarla arkasındaki söylenenlere kulak tıkıyarak girmiş koltuğa oturup televizyon kumandasını eline almıştı.

Jungkook elindeki ekmeği mutfak masasına bıraktıktan sonra annesinin yanağına kocaman bir  öpücük bırakmış, masayı kurmasına yardım etmişti. Tabii bunu yaparken de 60 yaşındaki teyzeler gibi koltukta oturan ve sabah programlarını izleyip yorum yapan Yoongi'yi yardım etmesi için sürüklemişti.

---

Jungkook kahvaltı yaptıktan sonra yarın için ne yapacakları ile ilgili üniversite de tanıştığı  en yakın arkadaşı olan jimin'in yanına gitmek için hazırlanıyordu.

Üstüne mor bir sweat altına ise siyah bol bir eşofman giymiş, son olarak da şişme montunu almıştı. Çıkmadan önce cüzdanı, telefonu ve kulaklığınıda almayı ihmal etmezken annesine seslenmişti.

"Anne ben jimin'in yanına gidiyorum."

"Oğulm dur. Sana bu kurabiyeleri veriyorum Bayan Kim'e verirsin giderken."

Annesi ile Bayan Kim, jungkook ve jimin tanıştıktan sonra tanışmış, çok iyi arkadaş olmuşlardı. İlk tanışmaların da birbirlerine olan samimiyetleri iki çocuğu da şoka uğratmış, hatta daha önceden tanışıyorlar da bizden mi saklıyorlar diye düşünmüşlerdi.

Yoongi, Jungkook ile annesinin arasında geçen ufak diyalog da geçen jimin ismi ile hemen salon kapısından kafasını çıkarmıştı. Hızlı kalp atışları duyduğu isimle hızlanırken gözünün önüne sarışın çocuğun silüeti gelmişti bile.

Bunu gören jungkook gülmeden edemedi. Abisinin jimin'den hoşlandığı apaçık ortadaydı. Bununla birlikte Yoongi'nin jimin'in kurdunu öğreneceği için tedirgin olduğunu da biliyordu.

Genç alfa'nın tedirgin olmasının sebebi, kurtları belli olan iki ruh eşinin birbirini bulma olasılığının yüksek olmasıydı. jimin'in de kurdu belli olduktan sonra ruh eşini bulma olasılığı yüksek olacağı için endişeleniyordu. İşte bunun yüzden korkuyordu.

O, sarı kafalı çocuğu ilk gördüğü andan beri gözlerini ondan alamamıştı. Ondan çok hoşlanmıştı. Hatta hayatı boyunca hiç bir şeyden utanmayan o, çocuğun yanında utanıyor, şekilden şekile giriyordu. Bunlarla birlikte sarı saçlı çocuğa açılacak cesareti de yoktu. Birkaç yıldır hoşlantıdan aşka dönüşen büyük sevgisini içinde yaşıyordu. Ve bu ona her ne kadar zor gelse bile yapabileceği bir şey yoktu.

Jungkook, annesinin getirdiği kurabiye dolu kab ile düşüncelerinden sıyrıldı. Kabı annesinden aldıktan sonra yanağını öpüp dışarı çıkmıştı.

Evlerine 10 dakika uzaklıkta olan Jiminlerin evine giderken müzik dinlemenin iyi olacağını düşünerek kulaklığını ve telefonunu cebinden çıkarıp, sevdiği müzik ve içindeki bitmeyen heyecanla yürürken bir yandanda mırıltılar ile müziğe eşlik ediyordu.

Kısa ama huzurlu yolun sonunda villanın siyah bahçe kapısının önüne geldiğinde kulaklığını çıkarmış ve telefonunu kapatmıştı.

Evet villa.

jimin'in babası mobilya şireketinin sahibi olduğu için durumları gayet iyi idi. Hatta şirketleri küçük bir şirket değil baya tanınan bir şirketti. Buna rağmen diğerleri gibi egolu insanlar değillerdi hiçbiri.

Görevliler tanıdığı için onu gördüklerinde sorgulamadan siyah, büyük bahçe kapısını açmışlardı. Genç çocuk teşekkür ettikten sonra evin kapısına gelip zili çalmış uzun süredir görüşmediği arkadaşına duyduğu özlem ve anlatacakları ile gülümsemiş, ayakları ile kendince yerde bir ritim tutturmuştu.

Kısa sürede açılan kapıyı evin görevlisi açmıştı. Beyaz tenli, kahverengi saçları ve gözlere sahip, dolgun dudaklara ve güzel bir fiziği olan kadın bir  betaydı.

Baş selamı verdikten sonra "Merhaba, Jiyoo teyze nerede?" Diye konuşan Genç çocuğa beta kız "Bay Jimin'in odasında efendim." Demiş ve yanından geçerek içeri giren bedenin ardından kapıyı kapatmıştı.

Jungkook merdivenleri bitirdiğinde arkasındaki beta ise güzelliği karşısında onu izlemeye dalmışken sonradan aklına gelen şey ile avucunu anlına vurmuştu. Bayan Kim'in ona söylemesini istediği şeyi unutmuştu.

Jungkook'un jimin'in kısa bi süreliğine odasında bulundurduğu misafirden haberi olmadığını ve bunu ona söylemeyi unutmuştu.

Genç çocuğun şaşıracağını biliyordu ki kısa bi süre sonra odadan gelen çığlık sesi ise bunu doğruluyordu.

¤¤¤¤

Evet bölüm sonu

Ne düşünüyorsunuz?

Beğendiniz mi ilk bölümü her bölümde olduğu gibi yine söylüyorum umarım beģenmişsinizdir.

Neyse Beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın fic hakkında yorumda yaparsanız mutlu olurum beli okuduktan sonra daha hevesli yazarım.

Kendinize iyi bakın bi sonraki bölümde görüşmek üzere ♡♡♡

İnstagram: Onl_ytaekook

Derin Kaçar~

Full Moon Night Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin