Güneşin çiçekleri

4 0 0
                                    


Güneşin çiçekleri Hava kokusunu uğur böcekleriyle süslemişken süt renginde ahşapları çıtalı üçgençatılı düz duvarın penceresin'den gelen saç kokusuna karışmış notalar fazlalığını artırdıkça beyaz pırıltılı küpeleri gözlerini sıkılaştıran kızlar zihinlerinde canlandırdıkları erkeği görmeye başladılar. Zümrüt yeşil ahşap zeminde mırıldanan ayak parmakları gümüş pırıltılı ocakta fokurdayan buhara bırakılmış makarna karnıbahar salça suyu biraz olsun çektikten sonra dumanı boğazda hise dilen baharatlı kokusuyla karton tabağına yerleştirdiği karnıbaharkıvrımlı makarnasına sıvı yağ gezdirip çatalıyla çıktığı yolculuğunda sokağa açılan kapısından bir kaç kare taş buton geçtikten sonra omuzunda hisetiği bir kaç siyah ojeli parmak kulaklığından çıkan müzik seslerini durdurdu.makarnadan biraz alabilirmiyim diyen gülümsemeli ses tonuna karşılık olarak blöfcübir tavırla yüzünü şaşkınlıkla gizleyerek tabi derken gülümsemesi seçilebilen bu kişi ışıldayan gözlere sadece afiyet olsun diyerek cevap vermesiyle yoluna kare butonları takip ederek ilerlemeye gülümseyerek vede makarnasına çatal batıtarak birkaç blok ötedeki alt katı kafeterya olarak kullanılan aile restorantına cam şişe yanı sıra makarnasınısüsleye bilmek için adımını attı.Dışarıya bakan sandalyesine yerleşti sırtını iyice yasladı Şişesini istedikten sonra içeriye adımını atan kızları gördüğünde yüzü atı verdi birden güneşli bir günde istediği karanlık bulutları ve yağmur kokusu onu terk etmişti yüzünde oluşan kırışıklıkları dik durmasını sağlayabiliyordu.kızlar pizza kokuları içerisinde ilerliyerek ulaştıkları boş masalarda yerleşirken kızlardan birisi duraksayarak markadan biraz daha alabilirmiyim dedi.Tabi Sana yetecek kadar makarna var diye cevap verdi.senin ismin ne sorusuna karşılık olarak verdiği cevap sevgisizliğinde oluşturduğu donuk gülümsemesiyle zerbig dedi. 1 Güneş onun için uzak geçmişte anımsadığı bir duyguyken şimdiki yaşantısı onun için nefret etmekten mutlu olabilmekten ibaretti.Hisiyatlarında bu olan biteni cümlelerle bağdaştıra bilen kız, hoşlanmak denilen hissiyat bütünlüğünün asıl anlamının düşünce öbeklerinden ibaretti. mutluluğu öğrene bilmek için yerine sıkı yerleşen şübihlem konduramadığı beyazlaşan dudaklarının gözükmesinden mutsuzluk hisederek dirseğini sandalyede bütünleştirdi.Konuşma başlamadığından iştahı kaçan şübihlem'e zerbig kaşlarını kaldırarak gülümsemeli üzüntüsünde yemeye başlamasını istedi.Gece serince kızardı, koltuk siyah notolarında seslendi. kırışık gözleri siyah dudaklarında irkildi. Tatlı renkli duman'dan kumaş içeceği boğazında dağınık kıyafetlere umursamazlığı damarlarında yanan kıpırtı gözünde bütünlük bulan dikenli sivrilikler tırnakların'dan kemiklerine kadar gördüğü pembeliklerde kemiklerini diken sıkarcasına rahatlattı masaya bıraktığı bileklerini konuşturan parmakları mırıltılı tıkırtısında beyni zamandan çok daha hızlı ilerlemeye başladı. Gözleri köşede bulunan renkli minderlere odaklandı biraz gülümsemenin ardından köşeyi dolduran çocukların başlatıkları hikaye anlatma oyunlarında donuklaşan düşünceleri acıklı hatıralarında keskinleşti şişesini sonuna kadar yudumlağında hisetiği kendini beğenmişliği burnun'dan aldığı derin nefesiyleson buldu.Masaya piyano seslerine duyduğu heycanla döndüğünde içerisinin bir hayli kalabalıklaştığını gördü , masalarda bulunan bardaklar buharını fazlalaştırmış piyanistin şişesinden ağlamalı soğuk sular süzüldü. Zerbi kalbinde hisettiği ama bulamadığı sevgiden bahseti şübilen'e saat ilerledi zaman şişe sesisinde döndü.Masadan ayrılacakları saat geldiğinde kafeteryada masalar boş bardaklara donatıldığında garsonlar masaları bezlerle parlatığında bel burkukluğunda hisedillen acıyla doğruldular biraz dolar bırakarak çıktıkları kapıda sesi duyulan çana kulakları mutlulukla doluverdi evleri birer birer geçtiklerinde ayrılma zamanı geldiğinde zerbi bisikletle gezmeye nedersin sorusuna karşılık olumlu cevap bulmasıyla sepetlerine doldurkları sandiviç teneke şişeyle boş şehrin sokaklarını gezmeye başladılar temişirle çizilmiş resimlerden geçip ulaştıklar şehrin tek katlı hastane duvarına bitişik bulunan benzin galonundanaldıkları biraz benzinle gözleri benzin kokusunda yandı burunlarında tüten kahve kokularında rahatladılar otomata 2 peni biraz bekleyişin 2Ardından ulaştılar kahfelerine ağızlarından çıkan sıcaklığın oksijenle birleşmesinden oluşan soğuk buharda şübihlem nefret etmekten mutlu olduğunu fark ettim acı çektiği halde kafayı sıyırmamış arkadaşlar biriktiriyoruz kendimize, hayatta mutlu olabilmek için özel duygular oluştura bilen kişiler parıltı dedi zerbi boynunu sol eliyle oğuşturarakbelkide bu olabilir dedi şübihlem anlaştık o zaman demesine karşılık yerleştikleri koltuklarında bisiklet bende kalırsa yarın belki kahvaltı yaparız nedersin dedi zerbi çenesini kaldırarak büzüştürdüğü yüz ifadesinde olabilir dedi. Hastane koridorunda duyulan tabanca sesine karşılık bisikletlerinden hızla inerek camı telli kapının soluna yaslandılar içeriye baktıklarında yerde kan içerisinde yatan hemşireye bakan üniformalıyı gördüler kafalarını geriye çektiklerinde diğer otomatlardairkilerek donuklaşmış sokakta çokca zaman geçirmeyi seven tipte kişileri fark etmeleriyle garip şeylerin olduğunu anladılar şübihlem 911'i tuşladı görevli size nasıl yardım edebilirim diyerek seslendi 3. Hastaneye police birimi gönderin hemen barutlu kan kaybı görüldü. panik halinde 3. Polis ekibine ulaşım sağlaya bilirsiniz sözleri sonlanmadan duyulan siren seslerinin yuvarlak kırmızı mavi sirenlerine karşılık kapanan telefon. Beyaz iki polisin araçlarından tabancalarını doğrultarak ilerleyişlerinde cızırtılı telsizlerinden gelen seslerde ilerledikleri yollarında tek tekme hamlesiyle aralanan mavi kapı omuz hamleleriyle geçildi gıcırtı sesi içerisinde ateşlenen demir tabanca fayansa bıraktığı boş kovanlardan gelen iki kez tıkırtı hızla ilerlediler oje rimer kokulu koridoru kolaçan etmeye başladılar görevlilerin hasta sedyelerinin olan bitenden habersiz işleriniyaptığını gören görevliler kimse kımıldamasın uyarısını vermesiyle geride kalan olayyerine yaklaştılar nabız kontrolünde iki zanlı iki sedye seslenişi koridorda ilerleyen tekerlerin rahat dönüşünde hisetikleri üzüntü duygusu kendilerinin şoka girdiklerini sanmalarına neden oldu.Sırtları sedyeye dayalı iki bilinmez hikayede duyulan acı çektiklerinin bilinirliğiserinlik hissiyatı uyandıran tentirdiot yaralılara refakat eden bir police kimlik soruşturnası için aldığı fotoğraf çok geçmeden tespit edilen kişiler hastanede oluşan evli meslektaş atışması olarak yaftalandığı zanediliyordu.havluda kimsenin kalmadığınını tespit eden görevli kapıyı sert bakışıyla kapattı 3Bisiklet pedalına ayağa kalkarak olabildiğince dizlerinden güç alarak ilerlediler siyahtaşlı temeşir tozlu yolu koca ağaçların gövdelerinden gelen çıtırtılı burkukluklarındançıkan oksijen kokusunda nefeslerini kalplerini hislerini güçlendirdiler.Tek katlı tahtaları çıtalı evin merdivensiz kapısından içeriye bisikletleriyle birlikte geçtiler alt katı pekte kullanılmayan odasız bölmede arka bahçeyi gören koca beyaz ahşap çerçeveli pencerenin gölgesinin yansıdığı siyah yağ kokulu eski motor duruyordu motora yaslı bisikletlerini bıraktılar yukarı kata bir sonraki bloğu camda seyrederek çıktılar dışarıya karton kutular içerisinde atılmış eski kıyafetler gördüler gıcırdayan çivileryerlerine iyice çakılarak yerleştiler. Üst katta gezinmeye başladıklarında beyaz ahşap zeminde ilerlediler askılığa cesetlerini astılar mutfak kısıma geçtiler su içip bisküvi cipsi yanı sıra birazda tene tınkırtısı duyuldu sandalyelerinde iyice dinlediler biraz kumaşıduman müzik sonrası uyukladıkları hatıralarında korkularını dindirdiler duş aldıktan sonra kaldıkları odada açık bıraktıkları televizyon seslerinde uyuyabildiler.Güneş sabahın erken saatlerinde çicekler'den ağaçlar'dan çimler'den kırmızı benekli uğur böceklerin'den gelen oksijeni sisli bir perdeymişcesine dünyaya örtü kalpleriniyse serince ısıtarak uyandırdı.Esnemeli rahatlıklarında çıtırdayan koları adım attıkça ısınmaya başlayan vücutları yüzlerini yıkadıkları lavaboda diş fırçasın'dan gelen gıcırtılı uyanışlarından sonra haşlanmış yumurtadan haşlanmış patates'den toslarını biraz çay sonrası baharatlı cipsileriyleayrıldıkları evden sisli sokağa çıktılar küçük adımları yeniden kafeteryada son buldu fincanda kahfe istedikleri massada çıtırdatıkları cipsileri damaklarında kalan baharatsı toklukta minderde hikaye anlatma oyununu ileri süren şübihlem doğruldu tıkırdayan fincandan bir iki damla göz yaşı damladı ardından ilerliyen zerbiğ iki eliyle taşıdığı kulplu tokluğu pencere kenarında bindere geçili uzun iplikli kilimin pürüzsüz yüzeyindebiraz bel burkukluğu sandığı mutlu gününde bıraktı kalp acılarından çıkan sitresini gözü güneşi seyridi şübihlemin saçını toplayışından gelen kokularda dünyadan kopuverdi kalbine atılmış cimcik çözüldüde kanayıverdi.Biraz yutkundu kahvesinden yudumladı, sağ yanağı bir gün öncesinde gülen sol yanağını doldururcasına güldürdü kafasını boynundaki acıları bırakarak kaldırdı. 4 Şübihlem kafasını sokağa çevirdi biraz düşündü mutlumu mutsuzmu olsun dedi en yakını bulduğu kişiyi alabilme duygusuyla hiçbir sevgiye yer ayırmama bütünlügüyle duygulandırdı iki duyguyu kalplerini aynı tonlarda renklendirdi sevği denilen kıymeti bilinmeyen mücevher küpe pırıltısı gözlerinde bulunan beyazlıktan karışan pırlanta.Mutlu mutlu olsun dedi zerbiğ şübihlem gözlerini sıkıca yumdu bıraktı. Blokların ardında bulunan büyük parkta beyaz kadın tavşanlar güzel kokulu pofuduk budaklar içerisinde yaprak kemiriyordu rüzgar hızını artırdı kırmızı gözleri yumuldu ceviz ağacı çıtırdadı kahverengi tozdan resimlerine gri salkım düştü heycanlanıp gülerek uzaklaşan tavşanlar gözden kayboldu sesizlik git gide fazlalaştı çok geçmeden pembe tüylü murnundan duyulan kıtırtılı sesleri takip eden heycanlı gözleri gözüken tavşan pofuduk budaklığa giriverdi çok geçmeden eleri titrercesine kemirdiği gri salkımıgören kadın tavşanlar napıyorsun orada dedi bunu duyan tavşan salkımı bırakıp olan gücüyle koşmaya başladı arkasından koşuşturan tavşanlar büyük agaca pençeleriyle tutunarak tırmandı agaçta saklanan tavşanı bulduklarında beyaz pofuduk görünümlü ağaçdalarından indirdiler budaklığa götürdüler böylelikle resimlerine salkım düşmez olmuş. Bu kadardı dedi şübihlem gülerek beğendin mi dedi zerbi birbirine tutuşturduğu parmaklarını aralıyarak çenesini kaldırıp dudağını büzüştürdü evet evet baya güzelmiş işçekişlerine sıra sende cevabını işitmesiyle parlak gözlerinde oluşan patlayan ateşte anlatmaya başladı Uzunca akan nehrin kıyısında ağaçların salkımları biribirlerine tutunmuş yapraklarıörgü olmuş akan suda sesini doyurmuş ceviz salkımı kemiren tavşan migde bulantısıyla su kenarına gelmiş suya bakmış kendi kokusu burnuna gelmiş cesurca kafasını kaldımış yukarıdan yaprak düşmüş doğanın oluşturduğu uzun kulaklı kayadan tavşanlara gözleri dikenlerini çıkarta bilircesine bakka kalmış suya kipriklerinden kırılan kokulu damlacıklar evine dönmesi gerektiğini anlatmış.Şübihlem şakacı tavrıyla biraz alkış tutu tamam güzeldi bu anlatmaya başlıyorum dedimutlu mutsuzmu sorusuna karşılık güzel olsun dedi zerbiğ 5 Zaman mısırda düzinelerce küçük piramit çadırın oluşmasıyla başladı akan nehirin güzel agaçları yapraklarını uzatı kaynayan su topraktan kil oluşumunu sağladı.ikişer kişilik aile'ler görevler edindi erzak sağlamak kilden çadırlar kurutmak kendilerine hedef oldu pazar kurdular geçimlerini sağladılar bir gün kadın kil ustaları bir arayagelip büyük piramit inşatı yapmayı planladılar kazanlar kaynadı dumanlar ağaç yapraklarıyla tütü ilk kil ocağı et yedikten sonra döküldü bitirdikleri piramit yeniden kile sıvandı pürüsüz beyazlığıyla döneme ışık tutu yapı zaman ilerledi develer mabeden uzaklaşmalarına neden oldu hayvanlar işkence çektikleri oyunlarda azaldı pramitin üstüne koşarak çıkmaya çalışan kişiler hileleli çivileriyle zedeledi yaşamlarını kötülüğün fazlalaştığı dönemde basamak oluşturan yapı geceleri horca kullanıldı zengin olan esnaflar fakir kişilere borç verdi verdikleri borçları ödeyemeyincede korkarak sayfalarda uzaklaştılar yanlarında götürdükleri bıçaklarıyla kadınlar yenin toplum oluşturdu kilden dahafazla yerleşim oluşturdu ölmediğini inandıkları kişilerden şüpelendikleri dönemde genç çocukları nehir kenarındaki piramite kavga ederek kendilerini geliştirdi bunlar olurken nehire kendini bir kadın bıraktı bunu gören erkeklerin yardımıyla kurtulan kadın buerkeklerden birisiyle evlendi ilerleyen zamanda memnun olmayarak su'dan şikayetçioldu kaderinde zengin olmayı diledi planladığı kader gerçekleşti yine kötülük yayılan toplulukta kaybolan zenginlik yeniden fakir olmalarını sağladı kil ustası kadınların eldeedemediği yaprak piramit kura bilmelerini sağlayamadı böylelikle yapım tekniği unutuldu. Zerbiğ kahkaha attı kafasını öne eğdi harikasın dedi mutlu mutsuz mu sorusuyla devam etti sen belirle bunu cevabıyla parmağını şıkları zerbi gözleri katarak başladı serüven Eski zamanlarda üçgen bacalı taştan duvarlı evleri bulunan eski kentlerden birisine güçlü bir kahraman gelmiş elinde kılıcı bir diğer elinde yılanıyla önce taş yollarda ilerlemiş sonra dağda bulunan şehir merkezine ulaşmış gece kararmış otelde yemeye başlamış zaman ilerlemiş lavabodan çıktığında bir kadın iftira atmış birlikte olduklarına dair bunun üzerine kasabanın kendisinin orada kalabilmesi için oyun oynadıklarını anlamış konuşmaları uyarmasına rağmen durmamış bunun üzerine kılıcı yılanı orada ölümüöğretmiş bunu gören yaşlı kadın kanlı kılıcıyla geçen kahramanı görmüş karanlıkta saklanmış yol uzamanış ormana ulaşmış eski kilden kalesine girmiş yaşlı kadın yüzünügizlenmiş sesini incelemiş müzikler söyleyerek geçmiş 6Bunu duyan kahraman seslere aldırış etmemiş ama onunda varmış kalbinde bir sevgisidayanamamış bir süre sonra müzikler söyliyerek kuru odun parçaları toplamaya başlamış aradığı sevgiyi bir türlü bulamasada kalbindeki istediği sevgiyi bir gün bulacağınainanan kahraman yerden aldığı kuru daların arasından elini acıtan dikene bakmış dikene olan siniri doğaya sevgini azaltmış arkasını dönmüş köylülerden olan kadını yılanınzehirlediğini görmüş kuru odunları bırakmış müzik söyleyerek evlere yönelmiş. Zerbig hikayesini anlattı kahvesini yudumladı ağzına lokumunu attı kafasını kaldırdığında şübihlem mutlumu mutsuzmu dedi gözü parladı bir yanağı gülümsedi.Yine zerbiğ mutlu olsun demesiyle şübihlem ayağa kalktı elini uzatı el ele tutuşurlar kafeteryadan hızla ayrılmaya başladılar gıcırtısı fayans seslerinden kağıt paranın üstünde duyulan birkaç peni sesiyle cam kapının zili tıngırdadı sokakta taştan bloklarda ayakkabı sesleri fazlalaştıŞübihlem elini bıraktı konuşmaya başladı bundan yıllar öncesinde bu mahallede yaşayan zengin iş adamı yüksek binalardan birisinde ofisinde işlerine bakıyormuş çalıştırdığı elemanlarından birisi bir gün yüksek merdivenlerin hole ulaştığı kısımda nija maskeleriyle ağza alınmayacak hiç hak etmediği cümleleri sarf ederek boynun'dan yaralamışlar büyük motorlarıyla uzaklaşarak kafeteryalarda kaybolmuşlar zaman ilerlemiş öldüğü sanılan kişi kılık değiştirip zanlılarını kafeteryalarda aramaya başlamış kendisiyle konuşarak benliğiyle dost olmuş girdiği kafede bulduğu zanlıları bir masada gazetesi soğuk içeceğiyle izlemeye başlamış orada tanıştığı kızla sohbeti fazlalaşmış böylelikle tüm zanlıları yanına getire bilmişti içeceğinin yanında gazetesinde gözüken zanlı haberleriyle ürpertti sonrasında masasından usulca uzaklaştı dışarıya çıktığında yanan bardağından çıkan portakalı benzin kokusundan etkilenip motorlarına karıştırmışlar içecegini hızla ilerledikleri yolda egzozdan çıkan ateş seslerini kesmiş. Sıra sende dedi zerbiğ biraz düşündü etrafına bakındı anlatmaya başladı yolda süzülen su birikintisinden pedalarına hızla basarak geçti çocuklar asfalt agaca zincirden bağlısalıncaklarına ulaştı kalın gövdeli büyük ağacın kollarında sallanan 3 kalasa iyice yerleştiler bulutlar güzelce kokusunu yaydı rüzgarsa kokuyu dünyada yoğunlaştırdı bisikletlerine karşı kaysılı süt içerek konuşmalarını sürdürdüler. 7 Salıncak hızını artırdı 3 arkadaş durmadan güldü yavaşlamaya başlayan zincirler tıkırtıtılarla duraksadı yorulduklarında başladı sohbetleri ortada bulunan çocuk önce okulda derslerinin kötü olmasından üzüntü duyduğunu söyledi öğretmeni cevaplarına olumsuz yanıt vererek arkadaşlarının kötü davranmasına sebep olduğunu anlattı arkaşlarıysa dersin hiç güzel olmadığını öğretmeni sevmediklerinden dolayı olumsuz yanıtlar vererek sınıfın daha fazla konuşa bilmesine uğraştığını anlattı hayat süprizlerle dolu kaderoturduğun sıra gelecekte kim olacğını belirler dediler bisikletlerine binip mahalle bloklarının arasında gözden kaybolup gittiler dedi.Bu hikayeden baya etkilenene şübihlem hızını azaltıp salıncakta salanırcasına sorunlarının aslında kaderinde yol haritası olduğunu fark ederek düşüncemeli sesizliğinde nefes aldı ardından ahşap elektirik direklerini görmesiyle anlatmaya başlıyorum dedi güzel kokulu kış günüydü sokakta tüm çocuklar okula aileleriyle gülerek geliyorlardı karbiraz olsun ayak izleriyle erimeye başladı çan sesiyle sınıfa doluştu tüm öğrenciler ilkdersin ortalarında yağışını artıran kar yeniden çan çalışıyla bahçede erimeye yüz tutu bir diğer derste üşüyerek çıkmadıkları bahçeye yemek saatlerinde özledikleri evlerine okulun kar yağışı nedeniyle tatil olduğu sınıflara söylendi koridordaki dolaplarından aldıkları çantalarıyla yavaşca evlerinin yolunda ilerlemeye başladı öğrenciler bisikletleriyle tek başına ilerliyen kız çocuğu mutlu gülüşler içerisinde kulağına gelen seslerde evine gidip bilgisayarında filim izlemenin hayalini kurdu soğuk kemiklerini üşütü bahçelievlerinin önüne geldiğinde fark etti mutlu olamadan geldiğini kapıdan geçip odasınaulaştı pencere kenarına izlediği filimi sokaktan geçen kişilerin gülüşlerinde kapandı botunu beresini montunu giyip çıktığı sokakta küçük yokuşlu yolu adımlayarak indiğinde ulaştığı kafede yudumladı kahvesini bir süre sonra konuşmalarını dinlediği kafe müşterilerinin arasında kendisine geldi özlemek onun hep kalbinde sakladığı kendisi pekteanlamasada böyle zamanlarda aradığı yolculuğuydu dedi düşünceli benliğinde kafasını kaldırdı zerbiğ'in omzuna küçük bir yumruk kondurdu sende sensey dedi belkide buldukları mutlulukta. Zerbiğ geçtikleri ünlü markaları gördüğünde anlatmaya başladı Noel geldiğinde evlereskiden bacaların'dan kömür kokutuğunda sıcak sulu köfte yanında ayranını bitiren küçük çocuk gıcırtılı ahşap döşemeli evinden aşağıya merdivenlerden tıkır mıkır inerek kar yağan sokağa ulaştı sokakta yayılan sıcak tahinli ekmek kokusu 8 Burnunda gözlerini kapatıp derin bir nefes alabilmesine neden oldu usulca ilerledi sobalarından çıkan külü dökmekteydi sabahın ilk ışıklarında mahalleli biraz daha ilerlediğinde yanmaya başlayan pürbüzlerde odun kömür kokuları ilerledikçe fazlalığını artırdı bacalardan yayılan dumanlar köşeyi dönmeden ilk girişte bulunan fırıncıya adımını attı içeride çalışan bayan görevliler ilk ekmekleri pişirmiş sobaları çektikleri demir çekmeceli kürekleri tahta kızaklarda kaydı ahşap kasalara doldu sıcak ekmek dört peni bırak aldı üç ekmeğini kısa boyuyla sıyrıldı kalbalık ekmek sırasın'dan sokakta karamel kağıdına sarılı ekmeklerinden çıkan kokuyla dikkatleri üstüne çekti biraz ileride kadınlar durdurdu ekmeğinden bir parça istediler kıkırdamalı selamlaşmalarında binalarının girişine kaçı verdi yukarı kata koşarak çıktı kapıya tıkladı açılan kapıya ekmekleri bıraktı ben biraz gezeceğim diyerek ayrıldı yeniden aşağıya indi bisikletini çıkarttı bizde gelelim mi sorusuna karşılık bisiklet yenmezki dedi güneş biraz parlaklığını arttırdı yol uzadı bisikletiyle gidebildiği kadar uzağa gitmeye başladı öncesinde geçti bir kaç mutsuz kişi sonrasında kimselerin olmadığı mahallede dolaştı biraz daha pedal çevirdiğindeparkta gördü tanımadığı kişilerin oyun oynayışını yanlarında büyük birisi olmadan evinden çok uzaklaştığını fark ederek geri döndü girişten geçerken bisikletini binaya götüre bilmek için seslendiğinde kendi ekmeğini kendin böle bilirsin dedi kadınlar. şübihlem etkilendiği hikayeye gösterdiği tebrik mutluluğuyla devam etti adımlarına ellerini arkada parmakları parmaklarında tutuştu gözleri kafası yerde hüzünledi rimeri gerisin geri çekildi kuruyan dudakları titredi bir şeyler aldıktan sonra devam etsek dahaiyi olur deyip küçük marketten içeriye girdiler soğuk içecek çikolata alıp devam ettikleri yollarında ilerlediler yol uzadı bulutlar dünyayı soğuttu kalpleri mutsuzlaştı. Şübihlem anlatmaya başladı okula başlamadan öncesinde bulunduğum evin üst katından sokağı izler gelen geçen kişilerin davranışlarını seyrederdim bir gün küç bir kız çocuğu hep bu yolun kaldırım kenarında oturur sokaktan geçen kişilerin kendisiyle alayetmesine izin veriyordu gelen kişiler neden orda oturduğunu yada neden yüzünün mutsuz olduğunu sorgulamıyordu bir gün yine kaldırıma oturmuş vakit getiriyormuş bunlar olup biterken geçen büyük birisi çömelip neyin var senin büyük bilge anlat bakalımdedi kız önce konuşmak istemedi sonrasında karşısındaki kişiden bir şeyler elde edebileceğini anlayınca bu kaldırım beni büyük birisi haline getiriyor insanların alaylı tavırları bulunduğum yerlerde büyük birisi olmamı sağlıyor 9Sorumsuzca edebileceğim konuşmaları sevmem gereken kararları bana iyice anlatıyordedi gelen büyük çocuk yanına oturdu iyi anlatın bende burdan geçen birisi olarak sana bir şeyler söyliyim sana borçlu kalmak istemem dedi bu yol bilgisizlik yoludur üzüntü cahilik doludur her geçen bir sonrakinden daha fazla nefret etmene sebep olur kendinden başka kimseye sakın ama sakın güvenme dedi kaldırımdan doğruldu iki suskun yolları üzüntüyle ayrıldı adımları ilerleyen kişinin arkasından seslendi küçük kız git kendine kaldırım bul iki sonraki dedi. Zerbiğ güldü yürüdüğü kaldırımda anlatmaya çikolatasından gelen fıstık kokusuyladevam etti içeceğini yudumladı şübihlemin montundan gelen kokuyla gözünü açtıGüneşin sıcaklığı fazlalaştığında plaj sularıyla serinletip yosun kokularıyla hayal kurdurtuğunda plajda güneşlenen iki güzel kız eşyalarını toplamaya kum zeminde yürümeye başlamıştı beton zemine vardıklarında karşı kafeteryanın güzel camından yansıyan yosunsu koku atıştıra bilmeleri için kendilerini çekti içeriye adımlarını attılar cam kenarında yerleştiler kahvaltı tabağı içecek yanı sıra başladılar konuşmalarına bir süre sonrakarınları iyice doydu kalın tahta çakılı zeminden binaların arasında yürümeye başladılar gitikleri yol önce uzun bir yola sonrasında büyük parkı olan mahalleye çıkardı parkta yürümeye başladılar attıkları adımları parkın göletinde dalgalanan küçük kum taneciklerine ulaştı burada biraz koşu antremanın ardından kendilerini iyi hisettiler terli ateşli vücutları duş almalarıyla dinginleşti yataklarına uzandılar kısa uykuları sonrasında izlemeye başladıkları televizyonları karşısında atıştırdılar mutlu olabilmek için yaptıkları geçmiş zamanı düşündüklerinde iyice anladılar yaşamanın değerini seyretikleri sokağa karşı kaliteli kulanım kaliteli zaman tercihinden ibaretti dedi. Şübihlem duraksadı iyi anlatın geri dönmeye ne dersin dedi olabilir cevabıyla kaldırımda hikayeleri eve doğrularak devam etti. ilerledikleri yol okuldan çıkış yapan öğrencilerin sokakta koşuşturmasıyla sesini fazlalaştırdı araç kapıları kapandı kulaklarında gelecek saatleri yankılandı şübihlem başlıyorum demesiyle aydınlattı zihinlerini ögrenciler büyüdü evlerine işlerine odaklandı yeniden bu yolda adımlarını attıklarında geçmişzamanda pekte bir şeyler hatırlayamadılar sadece bir veya iki hatıra akılarında canlandı yollarına devam ettiler evlerine ulaştıklarında geçmişlerini hatırlamak istemediler işlerine dönen kimi kimselerse evlerine dönmek istemediler. 10Dedi kendini yaftalayışında gülerek çarptı omuzları birbirine yol uzadı yorgunluklarıfazlalaştı adımları güneşin batması gecenin serince kızarmasıyla aydınlanan sokak lambası altından geçerek tek katlı marketten aldıkları iki dolu poşetle güzel kokulu sokaktan geçerek vardılar merdivensiz girişlerine kapı ağırca açıldı yukarı kata çıktılar mutfakta dinlendiler bir süre sonra üst katın büyük çerçeveli koltuklu odasında yufkalı tostları sıcak içecekleriyle bağdaş kurdular mumların aydınlatığı oda hikayelerini süsledi yüzüne kırmızı ışık yansıyan zerbig tostunu ısırdı sıcak içeceğini yudumladı agaçlar silkelenip yaprak döktüğünde yağmur toza karıştığında binalar ışıklarını kaygan yola yansıtığında bot sesinden duyulan su şıpırtısında mutlulukla yürüyen kız montumun cebinden çıkartığı teneke içeceğini kendisini güçlü hissederek bastırdı müzik eşliğinde yağmurda soğuyan içeceği sonuna geldiğinde şekerli tadı fazlalaştığında iki basamaklı merdiven'den içeriye adımlarını attı raflarda bulunan fondeten ruj rimer parfüm şampuan yüz temizleme bezi arasında gezinip cam önünde bulunan siyah piano'nun siyah basamaklarında altınsı koşuşlarını tıkırdattı içeride oluşan kıskantılı gıcırtılarda doğruldu raftansoguktan üşüyen elleri için aldı yeşil portakal kabuklu jelini anı olarak çantasına yerleştirdi inişli iki basamakta buldu üçüncü basamağı adımları daha güçlü ilerledi evine girdi dolabından kırmızı ettini çıkarttı pırıltılı ocağında yağ içerisinde iyice pişmesini bekledi tabağına aldı büyük et parçasını dolabın'dan çıkartığı cevizli yoğurdunu tabağında mayonezle çırptı biraz maydonoz ekledikten sonra bıçağıyla ayırdığı ettini tabakta soslayarak boğazında hisettiği doğru seçimlerinden gurur duyuşuyla miğdesinde oluşan sidirim sıcaklığında yüzü gözleri kadar keskinleşti dedişübihlemin yüzü kırmızı karanlıkta gülümsedi nefesini aldı sağa sola saladığı ayağınıdurdurdu taze boyası kokulu beyaz çivi çakılı ahşapta çoraplarının altını sürüyerek ilerledi Şehirde kızların içinde bulunan yetenekli bi okadar zeki bir kız yaşarmış sesi yüzükadar güzel kalp atışları parmak uçları kadar güçlü birisi sahnede kendisini gösterir kendisiyle yalnızlaştığında sahneye pek ugramazmış yarın sabah güneş doğdugunda yıldız görmek istermisin dedi olur tabi cevabıyla mumlar gözlerinin parıltısında iplerini çözdü geride sadece kokusunu bıraktı sabah olduğunda kemikleri agrıyarak uyandılar odayı süpürdüler küçük koridorun sonunda ceketlerini giydiler merdivenin örseleyişli hırıltısında uyandılar dizlerinin gerilip inişinde vücut kaslarını iyice kavradılar kapıdan motor agırca geçti agaçlık geçitte el yapımı siyah boyalı depodan yayılan benzin kokusunda çevirdiler anahtarı yeşili mavisi sönükce gözüktü 11pedalden gelen ağır çark çevirme düzeninde ayak kaslarına kırampsı heyecanları tutuldu bileklerinden avuç içlerine kadar duyguladıkları sıkılıkta siyah uzun kıvrımlı egzozda benzin ateşlendi siyah temeşir yola küçük çiziklerle devam etti egzozdan kulaklarına dolan iki vida ucunun birbirine sürtünme sesi hızları fazlalaştıkca egzoz sobalarınınkendilerini ısıtması yüzlerini keskin gülüşlerde sakladı küçük evler büyük binaların gölgesinde kayboldu sokaklar insanların fazlalığında suskunluğunu arttırdı dönüşlerde motor sesinde duyulan gümüşsü hararet hızını artırışlarında duyulmaz oldu gölgesi tümşehiri kaplıyan yüksek binanın dışarıdan gözüken ilk katına motorlarıyla giriler güneşbulan ağaç manzaralı köşelerine serdiler araçlarını gelen ilk asansöre ulaşan beton merdivenli sıraya koyuldular birkaç takım elbiseli askılı çanta takınan siyah deri dosya taşıyan kişilerle adımlarını çok geçmeden içeriye attılar onlarca kat geçtiler tin sesinde kilitli kapaklı araç kapılarını yukarıya kaldırdı kalabalıktan izin isteyerek çıkabildiler temiz fayansın gıcırtılı pürüzsüzlüğünde çan asılı ahşap kapılı daire püskülü ip çekilişiyle tıkırdadı fındıklı çikolatalı gofret çıtırtısı sessizlikte burunlarında duyuldu kalplerinde hep özledikleri birisiyle tanışa bilme heyecanı kıpraştırdı kapı açıldı gün ışığı güzelkokularla fazlalaştı koridorda gözüken kısa boylu kadın yüzünü saçlarından sırtına gelen pürüzsüz topuklu kaydıraktan almışŞübihlem ben geldim dedi kıkırdamalı rahatsızlık verip vermediğini sorguladığı ses tonuyla iyiki geldin dedi mirlab soğuk deri mont hışırtısında sarıldılar ayakkabılar yeriniterliğe döndürdü büyük zemin büyük boyuyla içeride kendisini göstererek merdiven'den inişiyle şehir manzarasında büyük gümüş saksılarda bulunan temiz toprak ihtişamıyla kayboldular cama monteli büyük televizyona karşı etli mantarlı pizza yedikleri koltuklarda iki kadınla daha karşılaştılar visuz vede ceclul sıkıca sarılarak oturdukları koltuklarda ceketlerini çıkartılar ceclul merdiven altındaki küçük sehbayı gösterdi pizzalarınızı alabilirsiniz montunuzu merdiven demirlerine asabilirsiniz dedi yere yakın koyuyeşil koltuğunda soğuk içecegiyle sıcak buharlı damak tatdında televizyondan gelen haberlere kulakları aradabir dikkat ediyor gözleri bulutların arkasında kalan dünyayı güzeleştire bilmek için fırsat arıyor yeni müzik notaları arıyorlardı şübihlem pizza dililmlerini bitirdikce miğdesi doydu üç kıza karşı konuşmaya başladı buraya müzik söylemek için geldik konserde bizede birer mikrofonunuz var mı dedi visuz bir saat sonra arkabalkonda kısa konserimiz var yeni albümün tanıtımı eger güzel söylerseniz klipde sizede kısa bir yer vere biliriz değilimi mirlab ceclul dedi bu konuya değişiklik olabileceği konusunda olumlu yaklaştılar dinlenmek için kulanacakları zamanı iyi bir arkadaşlakeyifli dinlenmeyi tercih ettiler. 12Zerbig biraz sendeledi sonrasında şaşkınlığını sıcak pizzadan dili yandığını lanse ederek içeceğini yudumladı kendilerine alını çizdikleri notaları okumalarını istediler yüz yanı sıra tonlamaları uyum içerisinde kulaklarında yankılandı haberler yerini reklamlarabıraktı yanlarında davul olarak ayaklarını vurmalarını zil olarak ellerini çırpmalarını öğretiler müziklerinde olabildiğince kendi seslerinin baskın olabilmesi gerektiğini ensturuman olarak vücut diliyle sesin seyirciye algılata bilmesi gerektiğini anlattılar elleriniiyice yıkayıp rüzgarda uçuca bilecek pelerinsi kumaşlar tercih ederek hazırlandılar adımları merdivenden iner inmez karşılarında kalan arka kısım bölmelerden önce iki yanıtamamen siyah cam sütünlardan oluşan şehiri seyretileri banyo kısımdan mutfağa ardından yüksek binanın saksıda meyve agaçlarla çevrili balkon sahnesine çıktılar binanınarka kısmında kalan büyük merdivenlere karşı Beş kişiden duyulan beşerkez el çırpma sesi önce mirlab peşi sıra nakaratta visuz birdiğer nakaratta ceclul müziklerini söylemeye başladı geride kalan el çırpma seslerindeeşlik eden şübihlemle zerbi iki kez kısık sesli ayak vuruşları mırıldanışları seyirci seslerini dindirdi şaşkın coşkularında müzik keyfini sesizlikte dingince hayalerinde kayboldular. Kemeri pelerini askılı kapşonu omuzunda silkeleyişi hisset kol kemik kırık göbek salla kan şeker kırmızı ter toprak çeker kalp topuklu ayakabıda renkli cam hisset billeklerinde sallamadan kırma kipriklerinde yaşla duydun kışın burnunda aşklabeyninde ateşli çekirdekli patlama şaçında salanan zincirli çarkla parıldatan rüzgarda boyalı koku renkli düşüncelerden kıvrımlı betona düşen kıpırtı pürüzlü kemik ayak dizsoğukta teneke hisset oklu saldırı gözünde kapak yüzüne ulaşan benzin yanağında tüyden çıkan yangın hisset kırık kafa salamadan zincire tutunma Nakaratları eşliğinde önce mirlab el çırpmaya ayak vurmaya başladı peşi sıra nakaratta visuz bir nakarat sonra ceclul beşerkez el çırparak sahneden aşağıya nar tanelerini çiçeksi mutluluk notalarında bırakarak ayrıldılar mutfaga girdiklerinde kalın can bardaktan içtikleri sularında tecrübelerini hatırlayarak kendilerini geliştirdiler adımları devam ettiğinde geçtiler gölgeli bir o kadar rahatlatıcı şampuan vede krem kokuları arasından koltuklu saksılı odalarına mirlab merdivene asılı çantasını eline aldı hadi plajda biraz serinleyelim dedi merdivenlerde kumaş sesi çıtırdamalı sesini artırdı balkonlu çıkışkısımdan geçtiler arkalarında tek katlı kırmızı kiremitli evleri bıraktılar koridorda tıkırdadı ayakabı sesleri kapı ahşap kokusuyla hemen geri gelin 13Dercesine kapandı asansör kapılarını araladı içeriye güzel müzikti tebrikleriyle ışıklarıgüzeliğini gösterdi alt kata inmeden bir önceki katta durdurdular asansörü güneş ışığının doldugu güzel kokulu arabaların arasından geçip şıkır şıkır küpe salanışını anımsatan yerden epey yüksekte kalan agır araçlarına basamaktan destek alarak yerleştiler siyah camdan iyice karanlık dolu araç güzel kokularda gözlerini rahatlattı küçük anahtarlığın dokunmatik ekranında parmak izi tanımlamayla çalışan tuş paneli gözüktü küçük dokunuşlarda ileryen araç büyük tekerleri çeviren direksiyon sıkılığına dokunuşta bulunan küçük parmaklar beton zeminden asfalta tutunur tutunmaz haritada konumlanan Washington DC. Plaj yoluna koyuldular büyük binalar sayısını fazlalaştırdı sokaklar sıklığını azaltı demir masa sandalye sayısı kahve kokusu kitapcı sayısında fazlalaştırdı köpeklerin sokakta gezdiği şirin gözlükler takan kızların hava almak birazda güzel kokupeşinde buldukları para harcamalarında iki büyük betonun ısıtığı kitap kokusu eksik olmayan camları posterlerle donatılı ışıltılı kalabalıktan tek katlı çatısı yeşile boyalı otoparkın fayans gıcırtılı zemininde durdular kapılar yelkenli direklerini anımsatarak açıldıkoltuklar dinginleşen ipeksi dokusunda nemli yüzeyini iskelesinde kurumaya bıraktı otopark bit diğer kısımda restorant diğer kısımda pürüzlü düz kayalığa ulaşan dalgalaraayaklarını değdi kayaların arasından metrelerce yukarı uzanan palmiye ağaçlarına tutunarak eğlendiler sörf tahtasında güneşlenip içeceklerini yudumladılar bir süre sonra damladı suya bit iki damla kan mirlab belini geriye attı gök yüzüne ıslak saçıyla müzikler mırıldanarak kendisini bıraktı bir anı bir sözcük herkes kendi kaderini çizer güneş yaprakları kızarttı fokurdayan yapraklar akıttı üstlerine güzel kokusunu eglenmekten gururlanan sırtları kabardı güneş serince kızarmaya ağaç lifli dokusunu kaya yüzeyini tatlandırmaya koyuldu gece karanlıgında yıldızlar suda kalplerini ısıttı mutlulukları bayraklarını harırlattı arkalarına suyada ayaklarını olabildiğince kaldırarak dalgandılar adımları sonlandığında agaca monteli elektirikli ocakların altında kahveli renkli dumanlarında sohbetleri burunlarından kalplerine giden yolu kızartana dek sürdü karton bardakkıkırtısı köpüksü dokusunu hisetirdi ellerinde oluşan çimlenme acıktıklarını hissetirdiAdımları restoranda araçlarına yakın masalarında parmaklarında duydukları açlıkla devam etti bonfile etlerini yagda önce kızartılmış sonrasında haşlanmış ceviz yaprağına sarıp yağlı domates çekirdekli yeşil biber sosuna batırıp yediler her biber çekirdeği ezilişinde oluşan basınç damaklarından beyinlerine ulaşan kemik titreşiminde gözleri açıldı tatlı olarak istedikleri erimiş peynire dökülü şekerde kaynatılmış cevizili tıkırtıyı tatılar sıcak beyinlerine dolan ışık büküldü düşünceleri 14Düşünceleri gevşeye bilmelerini sağladı düşünceleri ışık kırılımlarını yüksek isteklerini hızlı düşüncelerinde kararvermelerine neden oldu uzun koltklu kalın masada yaptıkları kıyafetlerine olan eleştiride gülüşlerinde ağrıdığını hissettikleri eklemlerini ısındırdılar parmak uçlarından aldıkları destekle vücutları gevşedi ceclul pembe boyalı demir saatine baktı camdan yansıyan renklerden pil içerisine doldu göz acıyışı mutsuz göz yaşlarını tıkırtılarla mutluluğa dönüştüren yelkenli halatıymışcasına sıkıca demir terini çekti kulağına kendi müziği geldi ayakkabılar fayansta beşli tıkırdadı uyuşan elleri kulaklarında kan basıncında tınladı vakumlu kapı kalın vede temiz güzelliğiyle aralandı dış oksijende duyulan kitap kokusuna karışmış benzin sabunsu fayans yüzeyde bıraktığı baharatlı atmosferin konuşma lehcesinde ayakları yere evlerinde sıkı vakit geçirmek isteyerek tutundu araç kapıları şehir ışıklarında demir pencerelerini fark ettirdi ön koltuktan kıvırdıkları dizlerini ısıtan elektrikli arac ocakları yüzlerini kızarttı büyük binalar sayısını azalttı sokaklar genişledi ünlü kişilerin sayısı fazlalaştı sokkak sanat yanı sıra girmeyi pekte istemiyecekleri kelimelerde kibarlaşan bademcikler arasında büyük sokağın kırmızıya boyalı büyük kapısına kaldırımda yol açan kişilerin gölgelerinde meraklıbakışları arttırmadan geçtiler garaj ışıklar ısıtıcı ocakları renklerinde dünyalarını farklılaştırdı asansör üst kata sesilikte çıkarttı kapı sesli sohbetleriyle açıldı ahşap kapı karanlık evin içinde yansıtığı ahşap ateşinde patlattı tüm güzel kokusunu ayakkabılar içeriye alındı kapı arkasından kilitlendi merdiven aşağıya bellerinde oluşan tukurtulu kemik sıkılıgında indiler merdiven pervazına tuturdukları elleri boşta kalınca telefonlarını ellerine aldılar koltukta yastık kapıp mesajlarına dönüş yaptılar ceclul ışıkları ocaktan gelen kırmızı ışık süzmesinde aydınlattı beyaz kum dolu yuvarlak masayı koltuklara yaklaştırdı ocak yeşil ateşiyle kırmızı içerisinde parıldadı avakado içerisine limonlu maydonozlu şekerleri erimeye iyice kızarana dek beklemeye bıraktı telvizyon'dan yansıyanışıklar içerisinde duydukları haberde sesi yükseltiler Dünya genelinde herkesin delirmeye başladığını tmarhanelerin yüksek sayıda hasta aldığını kapıların önlerinde bekliyen hasta yakınlarının beli bir süre sonunda delirdiği tespit edildi ölümcül ilk vaka Newyork devlet hastanesinde tanımlandı semtomlar sonucu kalpte oluşan kan koyulaşması burunda gözüken kanama kaynaklı ölüme sebep oluyor dediğinde sokakaktan duyulan çığlık sesiyle korkarak hızla cama yöneldiklerinde koşarak arca çarpılan kişiyi gördüklerinde sokakta korku panik içinde evlerine koşarakkaçan kişileri akabinde araçların tamamı gerisin geri uzaklaştı. 15Mavi ışıklı sirenler sokakta arka kapılarını açtı soğuk sedyeye yerleştirdikleri yaralıyısteril bölmeye aldıktan sonra kilitlediler kapılarını kanlı asfalt sargı bezine sarılarak örnek alındı ilk sokaktan dönüşüyle kaybolan araç televizyoda haber olarak yansıdığındayeni söylenenler acı çekilmesin'den kaynaklı bilinçte bulanıklık verilen kararların ölmeden önce yapmak istedikleri davranışları gerçekleştirmek istemelerinden dolayı parakaybı yanı sıra ölüm tehlikesi oluşmuş bulunmakta anonsların cidili her saniye artarakyenilememe neden oluyor şehir tamamen aclık Oran artması sebebiyle tüm devlet personeleri dahil işlerini bırakmış durumdalar salgına karşı tarım yapılabilecek yerlere gidin uyarasında bulunuldu odayı kaplıyan korku tedavisi olamıyacak olan hastalıklarınbilinirlikli ihtimalemeleriyle donuklaştı televizyon kapatıldı sesizce düşünülmeye başladıgı sırada kapı tıkırtı sesiyle irkildilerVisuz eliyle susmalarını işaret etti kıpırdamadan beklediklerinde sesler kesilir kesilmez ceclul herkesin takip etmesini söyledi mutfağa girdiklerinde buz dolabında bulunanyiyecekleri kuru tahıları valizlere doldurdular çatal kaşık bıçak demir tabaklar alarakmerdivenlere geldiklerinde koltugun yanında bulunan odadan aldıkları yorgan battaniye bir valiz mermi ellerinde üç tabancayla merdiveni tek tek sessizce çıktılar kapıya doğrultukları silahla kapı açıldı asansör ellerinde tutuklerı çan sesiyle açıldı kilitlediklerikapıyla birdaha arkalarına bakmadan ilerlemek için koyuldular yola zemin kata ulaştıklarında azalan oksijenin kokmaya başladığını fark ettikleri birinci katı merdivenden hızla araçlarına adımlarını attılar bagaj açıldı hiç birşey yokmuşcasına yeniden kapandı soğuk hissedildi kapılar mahsene inen merdivenlermişcesine açıldı koltuklara tutunan elleri bogazlarını rahatlattı kontak ışıklarını açtı direksiyon sıkıca kavradı araç garajı parlatan camları geçerek kapıdan çıktı bina ışıkları sayılarını azaltmış alt kata bulunan mazalar kapatılmıştı ilerleyen yol son buldukları kapalı otoparkta ışıkların sönmesi koltuklarını yatak yapıp yorganlarının girmeleriyle sesizlikte birbirlerine duydukları güvenle uyabildiler sabah olduğunda sokaktan gelen hırsızlık seslerini dinleyen ceclul arabayı çalıştırıp yola koyuldu binaların gölgesinde bir kaç blok ilerlediklerinde müşterilerinolduğu mazları gördüklerinde gündelik hayatı özleyerek duraksadılar mavi posta kutusu yakınında kaldırımda kalabalıklaşan toplum içerisinde herşey normalcesine attıklarıadımlar içerisinde kafeteryada buldular kendilerini şeftali kayısı aromalı sıcak içecek istediler bu sırada birdiger bayan görevliye kahvaltı yapıp yapmadığını sordu visuz cevap olarak sayılır sadece karpuz kavunlu sıcak içecek aldım dedi donuk bakışları gülümseyen yüzüyle iki ellini birleştirip sıkttı bakışları normaleştiğinde çıktıgını 16Gördü müşterilerin araca güzel kaldırım kokusuyla girdiler araç kımıldadı caddede kıpırtılar artmaya başladı amerikan bayraklı sokakta kütüphaneden içeriye adım attılar temiz fayans kitap kokularıyla süslendi cama yaslı iki raf arasında kalan ahşap masa bölüme geldiklerinde raftan çektikleri hastane kitabını güneş yansıyan yüzeye koyduklarında dumanı tüten yazılar içerisinde suskunlukları fazlaştığında ürperip yanlarına aldıkları kitaplarıyla kapıdan çıktıklarında soguyan vücut sıcaklıkları rüzgarda yayıldıgındacadede gördükleri yüzler somurtmaya başlamıştı kokuları alerji yapmasından dolayı delirme semtomu vücutta kanamaya yol açıyordu etrafı iyice konturol ettiklerinde gördüler ehli hayvanların yabanileştiğini sıcak araçlarına yerleştikler kapılar karanlıkta kapandı içeride ceclul kitap sayfalarında araştırmalar yapmaya başladığında tüm kitabın nötürlenemeyen hastalık argoritmasında bütünlük sağlaya bildiğini düşündü sayfalar orta kısımlara geldiğinde yazarın bilgileri yoğunluğunu artıra bileceğini düşündüklerinden duraksadılar vücudun gerginleştirilmiş resim grafiginde kesiklerin mutasyon skalasının bulunduğu sayfaya geldiklerinde incelemeye koyuldukları bölgelerde dikkatleriniçeken omuz darbesinden kaynaklı mutasyon türevlerini incelemeye koyuldular iki boyutlu kesik yüzeyde kan pıhtılaşması derinin data veri komutunda çeşitli özellikleri sınırsız boyutlanabilme hacimlemesine maddelerin özelliklerine vücut yapısının dönüşümsağlaması sonucunda güneşten dünyaya ulaşan ısının beyin yapısını konturol edilebilmesi sonucu maddelerin yapısı hormonlanma dolayı zayıflama vede içerisine oksijen dolumu yapması nedeniyle kokularının sürekli çürütme sendromları yaptıklarını saptadılar öğrendikleri bilgi karşısında lif dokusu diye adlandırılan data içerisinde bulunan çürümeye neden oluşturan oksijeni incelediklerinde ateşten çıkan buhar ağaçlardan yayılan tahta parçacıklarını gözlemlediklerinde delirme anotomisinin mutasyon kaynaklı alerjik reyaksiyon bazlı vücudun aldığı data komutu sıkılaşan yüksek besin maddelerinden kaynaklı böyle bir olayın olabilcegini saptadılar ön koltukta oturan ceclul kitabı kapatıp arka koltuğa uzattı istediği tüm bilgilere ulaştıktan sonra sırtını yaşadığı koltukta tıkırdadı tırnakları giyim masalarının yanında duran pahalı otomobilerin bulunduğu müzeye baktı duraksayarak düşünmeye başladı pahalı bir okadar yeni görünümlü eski güzel araçların sokakta bulunduğunu gözlemledi kontağı çalıştırıp ilerlediği yolda müzemerdivenlerine işli tutunma demirlerinde durdurdu aracını kapısını aralayıp araçta kalmalarını istedi adımları parlak boyalı demirde son bulduğunda ruj sürülü peçetesine demirden siyah boya alarak geriye döndüğünde kapı kapanır kapanmaz arkadan istedigialtın matara 17içerisine peçeteyi bırakıp doğal terleme basıncıyla oluşacak olan steril yangın basıncunda yılanmış araçların kızarma kaynama köpürtme değeri yüksek olmasından camdanmerdivene yansıyan kaliteli madde kıvamından oluşacak olan köpük elde etme miktarısıvı sterile basıncı kan tükürük güçlenmiş kıvamında deri dokusunda nemlenmiş bakteri türlerini temizleme yetisini sağlayarak kendilerine yaklaşabilecek olan tehlikelere lıkır olarak adlandırdıkları antidozla zaman kazandılar altın matarayı sırayla taşımalarını isteyerek önce zerbiye uzattı araç ilerledi binaların gölgelerinde eskimiş gazete kağıtları gözükmeye başladı kavga isteyen toplumun arasına girdiklerini anladıklarında sokakta macera arayışında toplanan kişilerin pahalı otomobili gördüklerinde yavaş adımları hızlandı yolları hizalarında kesiştiğinde büyük kapı tokmağını ön kapı camına geçirdiler ceclul sesi duyar duymaz frene hızla yüklendi kemeri çözdüğünde duyduğu sesiyogunlaştıran araç kokusu vücudunun algıladığı sesleri daha iyi görebilmesini sağladıkapı daha önce göremediği cesaretli bakışlarında açıldı kapandı kaput kısıma geldiğinde belinden silahını asıldı yan çevirerek tetiği durmadan ateşledi yere yıgılı ölü kişilerkan döküntüsüyle uzaklaşan alkolüler restoran önünde aradıkları korkuyu tatma istekleri apartmanların karanlık duvarlarında kıvrılan tuğla taşları arasında kırmızının siyahamatlaşmasıyla kayboldu güzel sokağı muhafaza etmelerinde yoldan uzaklaşıp yokuşlukonakların isli bacalarında gözüken soba dumanları arasında küçülen yol büyüyen odun ateşi kokusunda girdikleri yağmuru eksik olmayan tepedeki şehir manzaralı clap önünde bulunan karavan parkın içerisinde kızarmış yada pişmiş tadında aldıkları steril oksijen içerisinde kitap sayfalarını karıştırmaya devam ettiklerinde visuz sayfayı çevirdikçe matlaşarak yazıların sayfayı iyice karartıgı bölüme geldiğinde bir şeyler buldum sanırım dedi bakın şu sayfalarda terden stresten dolayı yazılar mayalanmaya başlamışbesin tüketiminde dengesizlik koyulaşmaya parlaklaşmaya başlayan kan rengi yapışkan kıvamına geldiğinde sivriligi fazlalaşan alerjik olaylara neden olabilecek gıdaların tahrişlenmenin yoğunluk artırmasıyla önce delirmeye sonrasında mutasyon dolayısıyla tüm vücut fonksiyonları değişerek diğer kişilere zarar vermeleri korku yanısıra ölümcül düzeyde doğa basıncına etki edebiliyorlar çürüme nedenli toprakta salgılanmaya başlayan koku kumaşta çakmak benzerlikli sürtünmeyi soğuk rüzgar basınçlayarak zınparaladığında burundan kalbe giden yolda kıymıksı semtom fazlalığı güneş açtığında sarmaşıksı doğusunda filizlenme ete uyguladığı sertlik gözlerde kireçlenmeden oluşan taşlaşma beyine salgılandığında taş eriyerek tüm beyin damarlarına karışmasından dolayı oluşan yosunsu kan mayalanması. 18Deri kemik gerginleşmesiyle başlayan büyüme benzerlikli döngünün kıl kökü damar dokusu gibi mayalama sağlayamıyor oluşu beyinde bulunan hareketsizlik olağan dışı uyku hali kafa kemiğinde mayalanan kirecin terleyen derinin sentezleme yapmasıyla kulaktan omuzlara el tırnaklarında fazlaca genleşmeye mutasyonun son evresi olarak avuç içinde bulunan perde bebzerlikli dokunun kaynama sonrasında siyah katran benzerlikli yangın kireçlenmeyi degişken hale getirip iç beyin noktalarında yapışkansı kesiklerin sentezlenmesi beyin kanalarında tırnaksı tutunma sebepli konuşma aksanında lehçebenzeri hareketlerin değişmesi delirmenin bir ileri seviyesine ulaştığı zaman öldürmekyerine konuşma bozukluğu gibi rahatsız edici davranışlarla karşıdaki kişiyi delirte bilme yetisi sağlandığı beyinde bulunan çatlamaların tutkalanamaması gibi semtomlardabayılma üzüntü kaynaklı şokun kesiksel acı çekme yoluyla kapanma sağladığı bilinmekteydi büyüme semtomlarına benzerliği yanı sıra beyinde oluşan kesik doku kapatılması imkansız denile bilcek kadar zordu tutkal olarak kulanılabilcek olan tek madde demir altın bezeri madeleri basınçlı olarak semtomlaya bilmekti kapatılan kitap konuşmalarında yorumlanmaya başladığında mirlab delirenlerin uzaktan izleyerek korku vermekgibi davranışlardan mutlu olacaklarını acı vererek öldürerek belli süre sonrasında uyandırabilceklerini söylediğinde kitabı visual'dan alarak çevirdiği sayfalar arasında parmağını koyduğu satırda yazanlar beyin yapısında ön salıncaktan aşağıya süzülen steril alkol burundan göze dolduğunda kaliteli seviyelerde görebilme sağlıyacak olur ağlamakgibi gözde oluşacak olan kızarıklı kesikler ateşlenme sağladıgında sıvı iplenebilir örgüoluşturması halinde oluşan görsel düşünce türünden sıvı data komutunda liflerden içeriye dolması varsayıldığında herbirisi uzaktan gözlerine bağlanı kurabilir dedi herbirisiumutsuzca suskunlaştı koltukta duyulan hışırtılı kumaş sesinde sırtlarını cama yasladılar duydukları müzik sesine karşı kitlenen kapılar uyuklamalarına neden oldu gece iyice karardığında içerisi güneş ışığı dolu gri ağaçlardan araçlarına yansıyan gölge yansımaları camların terleme yapmasına neden oldugunda bogazlarında tatıkları kopraklı tatderin uykularında kaburgalarının acıyışında gözlerinin açılmasına sebep oldu dışarıyabaktıklarında ışıkları yanık bacalarında duman çıkan karavanları gördükler arka kısımda kokan sıcak kahve kokusunda ceclul gözlerini iyice açtı arkadan kahve uzattılar içibenzin dolu bademini bıraktı fokurdaması durmayan içeceği bitiğinde alnını yasladıgıyastıgında kaput seviyesine ulaşan sis bulutunu hayal ederek uyudu sabah olduğunda topraklı yağmur kokusunun fazlalaşmasıyla uyandılar yatak olan kotugun yorganlarınıminder olarak altlarına 19Katladılar masa olan koltuk üstüne serdikleri fularda sucuk yumurta krem peynir ekmek tüketerek konuşmaları uykulu bir okadar dışarıda korku estirmek istemeleriyle devam etti dışarıyı izleyerek zerbig araba fikrinin iyi olduğunu tüm noktalarda hızlı korunma sağlıyabileceklerini söyledi düşünceli kahvaltı ses çıkmadan devam etti koltuklar toplandı kahveler hazırlandı renkli dumanlarıyla siyah yeşil çakıllı yol ilerledi dar sokağın başından girip ilerlediklerinde yolun solunda kalan büyük camlı siyah tahta çerçeveli kapıdan adımlarını içeriye attılar bir çok kez üstüne boya atılan tahta ayakkabılarını yere iyice basmalarını sağladı kare masalar kahverengi ışıkların aydınlattığı uzun masanın uzun minderli koltuğuna yerleştiler şişeleri bitip mataraları doldu kafalarını sağlarına çevirdiklerinde kilise yazısını görür görmez sırıttılar kanları vücutlarını uyuşturarak ayağa kalktılar beyaz ahşap işlemeli kapıdan geçtiklerinde büyük kubenin üstündeyükselen kolonlara takılı camlardan gelen ışık beyaz duvarların yıldızlı işlemelerine karışarak düz duvara geçili renkli camlı çerçeveden dışarıya yansımaktaydı tüm vücutları ısınır ısınmaz kendilerine geldiler hiçbir şey olmamışcasına oturdular halı serili yüzeye kafaları yerde yumrukları sıkılı kafalarını çan çalışıyla kaldırdıklarında arındıklarını hisettiklerinde duyulan yüksek ayak sesine karışan barut sesinde tahtaya sürülen kırmızı boya kokusunda ayaga kalktılar silahları ellerinde kapıdan claba geçtiklerinde sırtlarında kalan sıcaklıkla öfkeleri arttı üç kişi üç cepheye attıkları kurşun izlerinde boyasıtopraga karışan gıcırdaması başlamış tahtalardan adımları dışarıya mataralarından yudumlayarak çıktılar dar sokakta adımları araçlarında koltuklarına yerleşmeleriyle kas dokuları çatlama büyüme oluşturdu geriye ilerliyen araç arkasını düzeltip dar sokağın kanlı yolundan geçerek yokuşlu yolu takip ederek ilerledi meyve agaçlarının sıklıgı artıkça evler sesizleştikce yol uzadı tepeye vardıklarında buldukları küçük yerleşkenin meydanında turlayarak buldukları markete ceclul girdi otel olup olmadıgını sordu futbol sahasını gördüklerinde kiliseye çapraz kalan bina olduğunu söyledi genç bayan görevli alıştığı öldürme hislerinde burunundan aldıgı nefesi tutarak kalbini dindirdi sokaga çıktığınta elindeki cam bardagı yere sertce bıraktı yayılan küçük cam parçaları tozlu zemine karıştı yağmur buharında bademli kahve kesikleri halisilasyon benzeri görselemeleri hızlandırdı kapı tokurtusunda cadenin soluna kıvrılan araçları küçük evlerin büyük taş duvarları fazlaştıkca insanlardan uzaklaşmaya labirent benzeri yapılar içinde sesizlikte arkalarında korku bırakmak istediklerinden ceclul bir avuc mermiyi yola serpti su kenarına yokuş yukarıda kalan otelerini çaprazında kalan kiliselerini buldular kapı önüne dayalı üzüm salkımlı saramaşığı taşıyan 20beyaz boyalı direkler altına bulutların erkenden kararmasıyla kaybolarak sesini gizledibüyük koyu sarı ışıklar arasından geçerek sıcak kilimlerin bulunduğu büyük koltukların masalara dayalı büyük cam bardaklarıyla gözleri rahatladı uzun boylu genç kadın görevli hoş geldiniz dedi parmaklarını birbirine tutuşturarak çıtırdattı ışık içerisinde siyha parıldayan gözleriyle ceclul tek oda istiyoruz dedi 8. Odanın anahtarı elinde güzel görevli beni takip edin diyerek yukarıya dizinde hisetigi küçük ağrıyla halisilasyon etkisinde olduğunu farketmeden adımladılar üçüncü katın merdivenlerine yorularak geldiklerinde sağa döndüklerinde labirenti yukardan görebilecekleri odalarına istediğiniz birşey olursa telefondan görüşme sağlaya bilirsiniz diyerek sesiz bir o kadar ihanet etmekistercesine uğurladı kapı kapandığında oda ısısının artmasıyla dinlenmeye başladılar yanlarına aldıkları valizlerini yatağın altına yerleştirdiler pardesüyle adımlayarak her birisi cama yaklaştığında aşağıya uzayan binlerce evin oluşturduğu labirenti gördüklerinde sırıtarak gözleri parladı arabayı kolaçan ettiklerinde kapı girişindeki yağmurlu çatının binanın dört tarafı saran otoparkından düşen yeşil yapraklı mor üzümün suyunda ağızları tatlanmışken katı sabun kokusu geldi burunlarına çatı altında diğer müşterilerin renkli sabunlardan kazıdıkları seksek çizgilerinde irkildiler kendilerini morkta hisederek kiliseye baktıklarında korkuları eski hatıralarını anımsadıklarında kesik izileri ayaktadik dura bilmelerini sağlıyordu kuş tüylerine benzeyen sabun sivtikleri yağmurun başlamasıyla siyah asfalta inen yeşil yapraklı mor üzümlere karışarak köpürdü toprağa karışan renkler yokuştan aşağıya gökkuşağının sonunda ne olduğunu merak etirircesine kaydıOtelin etrafının güvenli olmadığını fark ederek ince perdelerini çektiler kapıyı kilitleyip uykularına karanlıkta bekleyen katil gibi pusuya yattılar uyandıklarında karanlık odada çıtırdamaya başlayan tahtalardan anladılar ölen birilerinin olduğunu karanlıkta nefeslerini duyuşlarında bakışları duranlaştı dışarıda bulunmak istediklerini sahnelerinin dağılmasıyla kaybolan güzel zamanların anısını kemiklerinde kaydırarak kütürdetmek istediler hepsi aynı anda aynı kısımlara bakar olmuştu perdenin karanlığında bogazlarını acıtan cam kesiklerini yine büyük temiz cam çekip ağaçların ısı dolu oksijenine karıştı köpeklerin burunlarında koku nemlenindiginde huysuzlaştıkları karanlık kuytulardaulumalı havlamaları duyuldu saat çan sesiyle uyandı kapı sesizlikte açıldı merdivenden dizleri uyuşuk indiklerinde kasa çevresinde kimsenin olmayışıyla mutsuz kesikleri nefrete çaldığında barmakları gaze okuyan kadın görevli sayfaları çevirişiyle yamuk adım atmalarını müziksöylemelerini destekliyerek dudak okuyuşları duyulabilecek seviyeye geldiğinde kapıdan sırt 21Çevirip ayrıldılar adımları eski kilise önünde renkli dumanlarıyla duraksadığında içeride dönen siyah kumaşlı kişileri dinleyerek yere bıraktıkları kırmızı dumanlarla kahverengi ışığın içerisine kahverengi kapının soyulmuş yüzeyini kalplerinden gözleriyle aşındırarak attıkları kesikle adımları mermerde duyulan siyah lekeleri karartarak zımparaattıkları yüzeyde kan üstünde kayarak vardılar ayakta dikilen karartılı yüzlere oturdukları ahşap koltuklarda duyulmaya başlayan inançlı müzikal yankılanmada eğilen kafalarını kalplerini sıkıştırarak gözleri sıkılaştığında çatık kaşlarını sağa çevrildiğinde kapıda gördüler yuvarlak gölgelikli şapkalarını çıkartarak uzaklaşan kişilere karşı dizlerinden doğruldular adımları silahları patlıyormuşcasına ilerledi kapının önünde yansıyan araba ışıkları kırmızılığını fazlalaştırınca yokuş aşağıya ağırca merdivenden indiler kapıdan hızla geçip soğuk yolda tutulan ayaklarını sürüdüklerinde çizdikleri sabun kalıntıları seksek oyununun yerini gösterdi sogukta donan üzümler zehirli sarmaşık tadında bozulmaya tatlandı kapı kalabalıklaşan kasada belirginleşince ayrılmaları gerektiğini anladılar odalarına hızla çıkıp valizlerini yataklarının altından çıkartıp kapıyı açık bıraktıklarında kokularını arkalarında yem olarak bırakarak ayrıldılar özledikleri arabaları başında bedemli kahvelerini yudumladılar renkli dumanlarında peşlerine ip taktılar araçgüzel sıcaklığını arındırmış tuhaf kokusuyla bir daha koltuk yelkenlerine sırt çevirmemeleri gerektiğini anlattı yokuş vadiye kurulu tek katlı evlerin arasında düzlüğe çıktığında akar suyu takip ederek buldukları kırmızı erik agacı altında duraksadılar yataklarını serip uykuya daldılar uyandıklarında gün batımına bir kaç saat kaldığını fark ederekuyulu halde yataklarını toplamadan ilerlediler arkada kahvaltıyı hazırlamaykoyulduklarında visuz çimlere kurulu tren müzesini gördüğünde kırmızı çamurluklu siyah tirenigölgeliyen büyük gövdeli kara agacın altında yasladıkları agacın altıne elektirikli ocakları kızardı bagaja gecili soğuk dolaplarında çıkardılar bonfile etlerini sucuk içerisindepişirip yagında kızartıkları cevizlerine eklediler gece yıldızları karartı ön camın televizyon oluşuyla yudumladılar meyve sularını yemekleri bitince arta kalan yemeklerini agacın altına bırakarak araç haznesinden doldurdukları sularıyla tabaklarını yıkadılar uykuları gece saatlerinde köpek havlamalarına karışık ayak sesleriyle ceclul uykusundangözleri açtı soguk araçta sadece sol kolunu kıpırdatarak silahına uzandı yaklaşan ağırsilahlı kişilerin mermileri arabaya sonuna kadar sıkmalarıyla camda yagmur yagar gibises duyuldu içeriden dışarıya atılan kurşunlar bezden geçercesine yılıp kalmalarını sağladı kan toprakta süzülerek ilerlediğinde karanlıkta ilerliyen araçları evlerin arasındagezinerek kaybolduğunda buldular 22Kalabalıgın toplandığı okulu mutasyon çığlık attırmaya karanlıkta birbirlerine vurup kaçmalarına neden oluyordu gördükleri karşısında uzaktan izlemeye başladıkları sinir bozucu hareklerinde cipisi gazlı içeceklerini yudumlayarak sabahladılar çan sesi duyulduğunda yere çömelip kulaklarını sıkıca kapatıklarında gülmeye başladılar yere yığılankişilerin burunlarından kan gelmesiyle korkup uzak labirent köşelerine duvarlardan atlıyarak kaçanlar evlerin bahçelerinde gizlenen kişileri takip ederek kayboldular araçtabaşlayan gülmeleri okulda geride bıraktıklarını incelemeleriyle sonlandı toprağa sinmiş kötü koku etraflarına bıraktıkları yiyecek kalıntılarını takip ederek okul kapısından girdiklerinde açık kalmış demir dolaplara bakarak ilerlediklerinde merdivenden çıktıkları üst katta güzel kokan müzik odasına girdiklerinde pencereden duyulan mermi seslerine karışan yangın çatırdamalarında kürek sesine karışan toprak kokusu duyulduğundapencereden aşağıya atlayarak ilerlediler büyük yuvarlak meydandaki parka toprak atarak mezarlığa çeviren beyaz önlüklü bilimcileri gördüklerinde delirmiş olduklarını çokgeçmeden tehlikeli sırıtmalarından anladıklarında sırtlarını duvara yaslayıp önlerine baktılar bilekleri kafalarında parmaklarını çıtırdatmak istemelerini tetiklemeye başlamıştı beyinlerini kulaklarına gelen seste data liflerini gevşetip hafızalarında hatırlayacakları karanlıkta yoğunluğunu artırdıkları kalıcı hafıza türünde beyinlerinin ısınmasıyla ayağa kalkıp 3 kez tetik çekişleriyle karga sesleri duyulunca sıkılı artan data lifleri iç liflere basınçlı büyümesini filizlendirdiğinde gözleri rahatlayarak kırmızı erkik agacını geçtikten sonra nefes alabildiklerini fark ettiler adımları koşarak birbirlerini takip ettiklerinde dar sokaklı yollar içerisinde kapalı giyim dükanları içerisinde pişirdikleri yemekleri yüksek seste çaldıkları ıslık sesleri tek nakaratlık korkutucu müzklerini duyduklarındaaralarına katılabilmek için adımları kuru toprakları seçerek kütürdetikleri yolda geldiklerini duyurdular büyük mazadan içeriye gülerek girdiklerinde aldılar aralarına dostanibir o kadar öğüt vermemelerini isteyerek uyuşmuş belli ağrı içinde doğrulan kız çocuğu yarısını kaşıkladığı sıcak corbasıno dilini yakınca tabagını kaşığıyla mermer zeminde kaydırarak fırlatığında dönrek saçılan şeftali suyuna karışık bademli çorbası duvardaufak parçalara ayrıldığınca sinirli yüzü yutkunarak sakinleşti iyice mutsuzlaşması kötü hatıralarını nüksetirdi içeride böldüğü mutsuzluğuyla delirmeleri mutsuzlukla başlayan kişiler yemeklerini yutkunarak tüketiklerinde gözleri ağlamalarıyla kızarmaya başladı çocuk gülerek yanlarında gidip iki elini şaklattı hoş geldiniz diyerek küçük dişleri arasında kalan bademlerle gülmeye başladıgında hoş bulduk diye kahkaha atışları delirme semtomlarına gösterdikleri dirençten 23Deliren dahilere dönüşmeye başlamışlardı rahatsız edip çocuğu ağlatmadan arkalara kaçarak buldukları reyonlarda gezindiler buldukları eski giyimli terbiyeyle ağlayan kızların yanına oturdular gözlerine baktıkalrında kireçlenmeden oluşan elektiriğin göz kapaklarını fazlaca kızartarak çürütügünden kardıgını gördüler silahları ardakan aydınlığapatladı barut kokusu içerisinde yayılan kan köpükleri adım atmalarında sönükleştiğinde atidoz üretimi oluştuğunu fark etmeleriyle mirlab bilim adamlarını hatırlayarak sıkılmış birilerinin tezgaları olabileceğini düşündüğünü söylemesiyle kahkaları burunlarınakokan agaç kıymıklarında ilerliyerek ısınmaya başladığını tatıkları göz kapagı terlemelerinde köpeklere verdikleri etten tezgah satın aldıklarını fark etmeden ilerlediler güvenmekten rahatsız olan duragan bakışlı mazaların önüne dikili delilere teker teker kurşun atmalarında kişilerin gerçekmi yoksa ölü cesetlerin ruhlarımı olduğundan şüphe duyarak korkularında terlemeye düzensiz uykuları kireçlenmeyi fazlaştırmaya başladığında sokakların duvarlarından gelen çürük kokukunun delirtiğini anladılar meydanın uzandığı dar sokaklarde yuvarlak çizerek ilerlediler elektirik kutularının yanına geldiklerinde açtıkları kapıdan içeriye girdiler büyük bakır halatlara döktükleri barutlarla voltaj akımı barut kokusuna karışık yükseltiler tek arsalı evler büyük arsalı evlerin uzandıgı sonu gözükmeyen gri soguk duvarlara çıktıgında dişlerini sıkıp bırakarak ekşiyen yüzleriyle rüzgarda pelerin olan saçlarının dalgalanışıyla gülerek koştukları yolun duvarlarından atlayıp girdiler pofuduk yeşilikli budakların içerisinden geçerek hastanenin arkagirişinde kalan kilitli kapıların önünde duraksayarak ilerledikleri kaldırım kenarlarından polikinilik girişinin koyu yeşille sigara dumanının mont hışırtısında zınparalanmış korku verici bir çok zamandan kalan hastanın bıraktığı çizik izlerinden geçerek buldukları daralan büyük koridorda adımları alt katın çocuk bölümüne ilerlediklerinde camdan gözlemledikleri otoparkın beton yüzeyine atılmış çiziklerde huzursuzluklarında ne yaptıklarını bilerek atıkları adımlarında kafalarını karanlığa çevirdiler yemek kokusu gelen koridorun küçük parkında demir kaydırağı kontrol ettiklerinde buldukları soğuksuyutkunmaları zincirlere tutulu tahtalara baktıklarında açlık dolayısıyla midede oluşanguruldamalardan çıkan titreşimin tokluk oluşturdugunu çıkan kumaş sürtünme seslerinkorkutuğunu anladılar beyaz önlüklerin kokusunun daha fazla korkutucu kimyasal sesfrekensına karıştığını anladıklarında nefeslerini tutarak doktor odasına girdiler iki önlüğü sedye çarşafına çantaladılar dolapları karıştırdıklarında buldukları bir çok kez sargı bezi kesmiş makasa steril kolonya döktüklerinde ses frekansında gözükmeye başlayan değişiklikler korkutucu seslerin fazlalaşmasını 24Sağladı hareket etmeye başlayan salıncak manyetik makas ışığı dolayısıyla sağlanan basıncınlı yemek kokusunu kaydıraktan bileglediklerini anlamalarıyla cantaladıkları çarşafın koluna sıkıca bağladılar dolaptan buldukları kahverengi cam şişeler içerisinde buldukları tırnak vurarak açılan büyük şişeleri tentirdiyot içerisine karıştırarak dökmeyebaşladılar çantalarını alıp koridorda saçtıkları eldiven sargı bezleri arasında üst kata çıktılar ameliyatane bölümüne girdiklerinde buldukları büyük ışıklı ameliyat masasını yanlarına aldılar asansörü kulanarak indiler otoparka karışmış yeşil çalılık içerisinde yaktıkları ışıkla uzaklaştılar uzun bloklar ilerlediğinde duyulan ateş çıtırdamalarında kimsesiz sokağın yalnızlığında huzur bularak ilerlediler kaldırımlarda konuşmaları salıncakta kayarcasına götürdü hava kararmaya başlayınca ateşten uzaklaşmalarını boş buldukları evin ikinci kat penceresinden izlemeye koyuldular 

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 17, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Güneşin çiçekleriWhere stories live. Discover now