1.0

97 14 32
                                    

(Gelecekten bir kuş haber verir okuyuculara.)

Bilseydim kokunu unutmak isteyeceğimi,
tahmin edebilseydim bir nebze belki.
Yemin olsun ki;
arkamı dönüp sana gelmezdim.

Unutmak isteyeceğim gibi değildi yalnız kokun.
Anladım ki kalbim oynuyor aklımla oyun.

(Kuş gider, can damarı kesilir.
Son defa ötüşünden kuşun,
çok yaralı olduğu bilinir.)

Okul bitmişti ve herkes dağılmıştı.

Spor salonuna geç gitmek için son zil çaldığında hemen aşağıya inmemiş, ilk önce lavaboda biraz beklemiştim ve okul boşalınca kendimi aşağıya inerken bulmuştum.

Okulun böyle sessizliği beni ürpertmiyor değildi. Hele bazı sınıflardan temizlikçi ablaların ve abilerin sesi geldiğinde daha da bir korkunç hâl alıyordu. Ve evet, okula asla sessizlik yakışmıyordu. Bazı insanlar için okul hayatı sessiz geçse dahi.

Ne olur ne olmaz diye hırkamın kapşonunu kafama çektim ve saçlarımı öne aldım. Bilmiyorum, belki çok fazla kitap okuduğumdan, belki çok fazla film izlediğimden biri beni izliyormuş hissiyatına kapılıyordum kurgulardaki gibi. Kafamda kuruyor olabilirdim, pekâlâ, ama normal hayatta bile bu tarz şeylerle karşılaşabilirdik ne de olsa değil mi?

Spor salonuna vardığımda etrafta tek bir kişi bile kalmamıştı. Gözlerimle etrafı süzdüm ve kale direğine asılı olan ceketi fark ettim. Yüzüme alaycı bi tebessüm kondurup kaleye doğru yaklaştım. Ceketi almak için zıplamama gerek yoktu çünkü boyum yeteri kadar uzundu.

Ama tabi ki, ceketi almayacaktım.

Çantamı omuzumdan sarkıtıp içinden bir not kağıdı çıkardım ve rastgele bir kalemle, yazımı değiştirerek, not bıraktım.

Bir dahaki sefere benim bu tarz şeyleri kabul etmeyeceğimi öğrenerek benimle konuş ve her elini kolunu sallayarak ceketini isteyene balıklama verme. Havalar soğuyor, al bu ceketi giy artık. Hasta olup maçlara katılamayacaksın.

Hediye olsaydı da, ilk olmayacaktı.
(Yazdıktan sonra sildi)

lifeblood

Dudaklarımı ıslatıp not kağıdını aldım, siyah kot ceketinin cebine yerleştirdim ve yerine geri astım.

Adımlarımı salondan uzaklaştırırken ani bir kararla geri döndüm ve ceketi ellerimin arasına geri aldım. Yüzüme yaklaştırıp kokladım ve kokusunun zihnimden çıkmamasını umdum.

Kokusu çok hoştu.

Şampuan veya duş jelinden gelmediği barizdi çünkü yoğun bir kokuydu bu. Açık ara parfümdü. Ve sanki hafiften sigara kokusu da geliyordu. Derince içime çektiğimde kokuyu kendimi anlık sapık gibi hissetsem de aldırış etmedim.

Derin bir soluk vererek ceketi yerli yerine astım.

Bugünlük bu kadar yeterdi. Yakında aksiyon olacakmış gibi hissediyordum.

Lifeblood | Texting Where stories live. Discover now