Ders için sınıfın en ciddi bayanı olmak için hazırlanırken kafamın karışık olması beni zorlamadı. Yaptığım şeyleri o kadar çok tekrarlamıştım ki artık benim için otomatik hale gelmişti. Kendimle yalnız başıma kalabilmek için ders bitene kadar sabretmeliydim. Bittikten sonra da yerimden kıpırdamadan bir süre sınıfta kaldım. Katılımcıların yavaş yavaş hazırlanmalarını ve sınıftan çıkmalarını izledim. Son katılımcı çıkarken bana baktı ve gülümsedi.

"İyi günler Bayan Daphne Green."

Ama ben bunun karşılığında ona cevap vermektense hayatımda sorduğum en garip şeylerden birini sordum.

"Sizce ormanların arkasında ne var?"

"Tabii ki savaş kalıntıları ve nükleer atıklar..."

"Başka şey olmadığından emin misiniz?"

Garip garip bana baktı. Belli ki deli olduğumu düşünüyordu. Ona her yıl belki de yüzlerce Empiryumlu'nun belirsiz bir yere gönderildiğini söylemek asla akıl karı olmazdı.

Eve geldiğimde masada duran Joseph'ın Hedix'i beni huzursuz etti. Koltuğa oturdum ve onu elime aldım. Ne göreceğimi bile bile onu gözüme taktım. Parolayı sorduğumda rastgele ilk aklıma geleni söyledim.

"Daphne Green."

"Hoş geldiniz." Yazısını gördüğümde gözlerime inanamamıştım. Normal bir Hedix'te şifreden sonra iris taraması yapması gerekiyordu ancak Joseph anlaşılan iris tarama özelliğini iptal etmişti. Bu asla önerilen bir şey değildi. Ama Joseph garip biriydi. Belli ki bu konuda da garipliğinden geri kalmamıştı.

Kişisel dosyalarını karıştırırken şaşkınlığım artmaya devam ediyordu. Onlarca arşiv dosyası vardı. Her dosyanın içinde yüze yakın hafıza dosyası kayıtlıydı. Bunları bu şekilde yayınlamadan arşivlemiş olması gerçekten çok şaşırtıcıydı. Acaba mükemmel bir eser oluşturacaktı da videoları internette yayınlayıp spoiler mı vermek istemiyordu?

Arşiv dosyalarının ilk başındaki 'giriş' adlı video dosyasına tıkladım. İsminden dolayı ilk bakmam gereken video olduğu izlenimi oluşturmuştu.

Videoda Joseph sürekli hareket halindeydi. Hiç de durup mikro kameraya konuşmuyordu. Gözünde Hedix de yoktu. Hedix olmadan bu kadar süre dışarıda ne yapmış olabilirdi ki?

Joseph 2000'ler kafe gibi bir yerdeydi. Ancak eşyalar kafedeki gibi rengarenk değildi. Her şey solgun ve tozlu görünüyordu. Kocaman bir tabağın içinde kaşık çeviriyordu.

Sonra yağmurun altında ne olduğunu anlamadığım ağır bir şey taşıyordu. Elindeki şey gerçekten ağır olmalıydı. Yüzündeki ifade acı çekiyormuş gibiydi. Görüntüler sanki başka videolardan kesilip birbirine eklenmiş gibiydi.

Şimdiyse mükemmel bir manzaraya bakıyordu. Yeşil çimler ve bir tutam papatya... O kadar harika bir güneş var ki sanki çimlerin kokusunu burnumda hissediyorum. Bu parkı yapmak için çok uğraşmış olmalılar. Ayrıca bu parkı bilmemem de çok büyük haksızlık. Joseph dalmış ve manzarayı izlerken duyduğu bir hışırtı yüzünden başını başka tarafa çeviriyor. Hafif göbeği olan gözlüklü bir adam tatlı bir gülümsemeyle ona yaklaşıyor.

Görüntüler hızla değişiyor. Hızlı hızlı başka ortamlarda başka kişilerle konuştuğunu görüyorum. Kimsenin gözünde Hedix olmaması çok şaşırtıcı.

En son Joseph evinde masada oturuyor, mikro kameraya bakıyor ve konuşmaya başlıyor:

"Merhaba! Ben Yusuf. Ekspiryumluyum."

Video bitti. Daha fazla devam edemeyecek kadar kafam karışmıştı. Ekspiryum da neydi. Empiryum'un içinde bir kafe ve barlar bölgesi miydi? İnsanların çok farklı aktiviteler yaptığı çok farklı ortamlar mı vardı?

Tekrar Hedix'imi taktım. Kendi Hedix'imin tanıdık kokusu bana güven veriyordu. Yüzüme tam oturduğu için kendimi biraz önceki rahatsız durumdan kurtardığıma sevinmiştim.

Hemen Ekspiryum'u arattım. Ama sonuç sayfasının gelmesi oldukça gecikti. Sonra tüm ekranda kırmızı bir ışık çaktı. Kulaklıkta son ses –Yasak kelime- sözleri çınlıyordu.

Farkına bile varmadan oturduğum yerden kalkmıştım. Hedix'i o kadar panik halinde suratımdan çıkarmıştım ki yere düşmüştü. Elimde Joseph'ın Hedix'i ile öylece kalakalmıştım. İki metre öteden dahi yanıp sönen kırmızı ışığı görebiliyordum.

Evimin kapısının açıldığını duydum. Kapının önünde polisler vardı. Kapıyı çalmadan açmaları çok yanlıştı.

"Bu çok kaba..."

"Dikkat et! Patlayacak!"

Polis beni zorla başka bir odaya çekerken parçalara ayrılan Hedix'imden gözlerimi ayıramadım.


Sömürge -Askıda-Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ