11: ARTIK O TAKIM'DA DEĞİLSİN

436 384 12
                                    

(Geç olduğunun farkındayım  hepinizden özür dilerim)
İyi okumalar😊

"Takıma katıldım deme" dedi çağrı öfkeyle.

15 dakika önce...


"Fark etmez"


"Tamam o zaman basket takımındasın"

"Peki acaba poto takım ne olacak, bir kişi fazla olacağız" dedi Oğuz.

"Bana kalsa böyle iyi, belki kazanırsınız"

Oğuz, hocanın alaylı konuşmasını umursamayarak "Belki degil kazanacağız" dedi.

"Potaya Mert'i eklerim, O da güzel oynuyor"

"Neyse hocam biz çıkalım" diyerek, Oğuz kapıya yöneldi ve hemen odadan çıktı. Bende peşinden çıktım.

Hemen Çağrı gilin yanına doğru ilerledim. Belki yanlış yapmış olabilirim. Oğuza bir teşekkür etmeliydim. Ama o an sadece Arda ve Çağrı'ya bir kızın, erkeklerin takımında da oynayabileceğini kanıtlamak istedim.

Hemen Çağrı gilin yanına geldim. Yüzümde güller açarak.

Işıl "katıldın değil mi" dedi gülümseyerek.

Arda "hangi hocaya gittin, nasıl katıldın be"

Çağrı sadece bana odaklanmışçasına bana bakıyordu.

Bu çocuğun bakışlarından, tırstığımı söyleyebilirim. Çünkü öyle duygusuzca bakıyordu ki, bir robotun bakışlarından farksızdı.

"Koridorda Oğuz'la karşılaştım" dediğim anda Çağrı'nın gözlerindeki öfkeyi gördüm "bana yardım etti" diyerek cümlemi bitirdim.

Çağrı "hangi takıma katıldın" dedi öfkeli gözleriyle.

"Hoca iki takım söyledi poto ve basket Oğuz basketteymiş" dedim tırsarak.


"O takıma katıldım deme" dedi Çağırı bir anda.


"neden ki"

"Artık değilsin zaten, nedenini bilmene gerek yok" diyerek ardayla, ayağa kalktılar.

"Ya ne oluyor" dedim anlamsızca.

Işıl "Leyla gel biz sınıfa geçelim, birazdan zil çalar ders boş zaten, kitap okuruz"

"tamam " diyerek okulun içine doğru ilerledik.

"Işıl ben biraz halsizim de, müdürden izin alıp, eve gidebilir miyim acaba" dedim bir anda.

"Önemli bir şey değil demi revire gidelim mi"

"Eve gitsem iyi olacak"

Aslında halsiz değildim ama eve gitmek istiyordum.

"Işıl Tamam gel müdüre gidelim "

5 dakika sonra...

"Tamam gidebilirsin, bu kağıdı sınıf defterinizin ilk sayfasına koy" diyerek elime bir kağıt tutuşturdu ve kaçar camışcasına odadan çıktı. Işıl ile odanın içinde boş boş bakıştıktan sonra, ışıl söze başladı.

"Klasik Atlas amca işte"

"Amcan mı" diye sordum merakla.

"Yani aslında Çağrı ile ailelerimiz arkadaş onun için"

"Okul müdürü, Çağrı'nın babası mı" diye sordum, şaşkınlığımı saklayamayarak.

"Evet de niye bu kadar şaşırdın. Atlas amca Çağrının babası, okulumuzun müdürü hem de sahibi"

"Anladım" diyerek kapıya doğru ışıl'la birlikte yöneldik.


Odadan çıktığımızda, ışıl bana dönerek.

"Neyle gideceksin, evin buraya uzak"

"taksiye binerim"

"İyi olduğuna emin misin "

"Eminim zaten derslerde boş, burada kalsam bir şey değiştirmez"

"sen bilirsin"

"Arda gil nereye gitti'

"Fikrim var ama emin değilim. Sen onları düşünme, eve git, gidince ara tamam mı"diyerek okul bahçesine çıktık.

Işıl çıkış kapısına kadar bana eşlik etti. 5 dakika sonra taksi geldi ve binerek eve geldim.

30 dakika sonra...

Eve geldiğimde evden, müthiş kokular geliyordu. Tabii ki bu müthiş kokuların sanatçısı ,Sevgi sultan'dı.

Bahçenin kapısını açtığımda. Duman arka bahçeden, hızlı bir şekilde koşarak yanıma  geldi, dumanla birlikte kapıyı çalınca, Sultanım kapıyı açıp, yüzünde güller açtı.

"Hayatım, bugün çok güzel bir misafirimiz var" diyerek, içeriye geçmem için yol verdi "Hem sen niye bu saatte evdesin"

Ayakkabılarımı çıkarırken "ders boştu ben de eve geldim, hem bu güzel Misafirimiz kim bakıyım" diyerek babaannemin yanına gelip, tonton yanağına, büyük bir öpücük kondurdum.

Sırıtarak  "orası sürpriz ama küçük bir ipucu vereyim, onu görünce çok mutlu olacaksın"

"Ya Sultanım, söyle işte. Sürprizleri sevmiyorum biliyorsun"

"2 saat dayan bebeğim"

Oflayarak salona doğru ilerlediğimde, duman benim etrafımda dolanıyordu. Dumanı patilerinden kaldırdığımda sinirim bozuluyordu. Çünkü benim boyumda oluyordu, ama yinede dumanı patilerinden kaldırıp öptüm.

15 dakika sonra...

Daha sürpriz misafirin gelmesine 1 saat 45 dakika vardı. Odamda, öylece salıncakta sallanıyordum ve birden kapı çaldı, ama sürpriz misafirin gelmesine 1 saat 45 dakika olduğu için umursamadım ve salıncak'da usulca uyumaya çalıştım.

2 saat sonra...

Salıncak'da usulca  sallanırken uyumuşum. Gözlerimi açtığımda, karşı duvarda'ki saatle buluşturdum ve saatin 17.00 olduğunu gördüm ve hala üstümde okul üniforması olduğunu hatırlayıp,  salıncaktan ayaklanarak, gardıroba doğru ilerledim. Dolabın kapağını açtığım an, karşımda birisi vardı ama yüzü kıyafetlerimden dolayı gözükmüyordu, o korkuyla bir anda büyük bir çığlık attım.

Aaaaaaaaaaaa...
















11. BÖLÜM SONA ERDİ 💖


UMARIM BEĞENMİŞSİNİZDİR ❤️


YENİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE 👋🫡


KENDİNİZE DİKKAT EDİN😍❤️


12. BÖLÜM BU HAFTA KESİN GELİYOR İNŞALLAH 😍



GÜVENEMEM Where stories live. Discover now