özel bölüm • 1

809 55 58
                                    

"Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"
-Mustafa Kemal Atatürk

🤍

Cumhuriyetin 100. yılında, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün açtığı yolda yürümekten ve devam etmekten gurur duyuyor, 29 Ekim Cumhuriyet bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum. 🇹🇷

.

!Bu bölüm, hikayenin ana akışından bağımsız kalıp, yıllar sonra bile damarlarındaki asil kanın aktığını gösteren özel bir bölümdür. Gelişmeler ve karakter bağları hikayeden kopuktur. Yani bu bölümü, eski bölümleri okumasanız da okuyabilirsiniz!

-

(28 Ekim 2002 Ankara, Türkiye)

Ağlamamak için sıktığı çenesinin acıdığını hissetti önce Elfida. Henüz altı yaşında, ilkokul birinci sınıf öğrencisiydi ancak zihni ve aklı, yaşına göre çok büyük okyanuslara tekabül ediyordu. Kolay kolay ağlamazdı, hatta bu yaşına kadar neredeyse hiç ağlamamıştı. Onu ağlatacak her şeye gülerdi, hüznünü böyle saklardı. Ancak şimdi saklayamazdı çünkü ilk defa ağlamak bu kadar gurur verici hissettiriyordu.

Onu ağlatan yegane şey, cumhuriyetti.

Ona, ağlamanın gurur verici bir şey olduğunu hissettiren şey cumhuriyetti.

Uğruna ağlayacağı tek kişi, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'tü.

Kafasını eğip gözlerini kapattı hızla. Gözyaşları sıranın altına doğru akarken öğretmenini dinlemekte güçlük çekiyordu. "Elfida'cığım?" diye seslendi öğretmeni. "Bir sorun mu var tatlım?"

Elfida kafasını iki yana sallarken hâlâ yere bakıyordu, önüne bakmak istemiyordu. Öğretmenin onu bırakmayacağını biliyordu ancak ağlamasının sebebini söylerse sınıf arkadaşları onunla dalga geçecek diye korkuyordu. "Ağlıyor musun sen?" Küçük kız, yumruk yaptığı ellerini açarak gözlerini sildi ve öğretmenine baktı.

Titreyen sesiyle, titreyen çenesiyle, kıpkırmızı gözleriyle ve akan burnuyla tek bir cevap verdi. "Hayır öğretmenim." Öğretmeni Ülkü önce şaşkınlıkla kızın yüzüne baktı, ardından gülümsedi mutlulukla.

"Neden ağladığını tahmin edebiliyorum ancak bunu arkadaşlarınla da paylaşmak ister misin?" Elfida, rezil olduğunu hissetmeliydi. Çünkü normal bir durumda zayıflığını diğerlerine göstermişti, üstüne göstermeye de devam ediyordy.

Ancak Elfida rezil olduğunu hissetmedi, Elfida zayıf olduğunu hissetmedi. "Hocam Atatürk.." dedi. Soluklandı bir süre, ağlaması dinmiyordu. Ağlamaktan da konuşamıyordu.

"Evet tatlım, Atatürk?" Ülkü, öğretmenlik hayatı boyunca ilk defa bu kadar gururlu olduğunu hissediyordu.

"Ne zorluklarla vermiş bize cumhuciyeti!"

Kısa bir süre, çocuklara cumhuriyeti anlattığına pişman olsa da, bu duyguyu hemen yok etmişti Ülkü. Yaş fark etmezdi, her türk çocuğu bilmeliydi ona göre vatanın kurtuluşunu.

ELFİDADove le storie prendono vita. Scoprilo ora