12. BAZEN SIRLAR ANSIZIN ORTAYA ÇIKAR -I-

Start from the beginning
                                    

Az önce allak bullak dediğim yüz ifademin iki katı şimdi kafamın içindeydi.

"Bilemiyorum Ezgi" dedim yanına otururken. "Her şey çok mu karışık ya da bana mı öyle geliyor bilemiyorum. Sen de hiç yardımcı olmuyorsun. Daha çok karıştırdın kafamı."

Söylediklerime omuz silkerek cevap verdi.

Oturduğum yerden kalkıp hızla üzerimi değiştirmek için giyinme odasına gitmek için gizli kapıya doğru yürürken Ezgi'nin varlığını bir anlığına neredeyse unutacaktım.

"Tüm eşyalarım Hisar'ın odasında oraya geçiyorum ben" dedim.

Ezgi'nin tüm ciddiyeti bu cümlemle dağıldı. Arsız gülüşünü takınarak, "Ne yapacaksın bakalım bu evde o adonisle hem de giyinme odalarınız birken?" dedi. Bu sorudan çok iğneleyici bir cümleydi.

"Ezgi!" dedim. "Zaten bir an önce eski düzenime dönüp şu mesafeyi korumam lazım. Adam bir kapalı kutu ve aşk mı hoşlantı mı artık hissettiğinin adı her neyse, senin onun hakkında söylediklerin kafamı çok karıştırdı. Biraz kendimle kalıp düşünmem lazım." diye devam ettim bir çırpıda.

Ezgi hayretle "Evi mi terk edeceksin?" diye sordu.

Gözlerimi devirdim. "Aşkım sen iyi değilsin he, ne terk etmesi? En başında konuştuğumuz gibi gündüz dışarıda kendi hayatım olacak, akşam bu eve geleceğim." dedim.

Kafasını iki yana sallayarak konuştu. "Hisar artık buna hayatta izin vermez bence aşkım" dedi.

Kapıyı açıp odadan çıkarken, "İzin alan yok!" dedim. Karşı çıkacağını bende düşünüyordum ama sonuçta en başında böyle bir karar vermiştik. Hatta o böyle bir öneride bulunmuştu ve bende kabul etmiştim.

Acaba bir sözleşme yapıp onu mu imzalasaydık. Her seferinde ben yapılan anlaşmayı hatırlatmak zorunda mı kalacaktım?

🍸

Tüm hazırlıklarım bittiğinde aşağı kata, salona indim. Büyük masanın üzerine kahvaltı sofrası kurulmuş, Seda haricinde de herkes oturmuştu.

Henüz adını bilmediğim kedi ve köpek koltuğun üzerinde yatıyordu.

"Adları ne bunların?" diye sordu Ezgi, zihnimi okumuş gibi.

"Köpeğin adı Maço" dedi Alim. Gülerek Hisar'a baktı.

"Seda'nın komiklikleri" dedi Hisar, kafasını gülerek iki yana sallayarak.

Toplasan üzerinden yarım saat geçen olayın esamesi okunmuyordu şu an ne salonda ne de Hisar'ın yüzünde.

Olağan bir an mıydı acaba? Abartan mı bendim?

"Peki kedinin adı?" diye sordu Ezgi.

"Onun adı Tom" dedi Seda masaya otururken. "Tom ve Jerry'den."

Seda'nın sesini duyan Tom yattığı yerden kalkıp Seda'nın kucağına zıpladığında, Seda onu kucağına yerleştirip tüylerini okşamaya başladı. "Maço'nun adı da, onu bulduğumda birlikte olduğum maço sevgilimden geliyor." O günleri hatırlayıp hızla, iğrenmiş gibi titrerken, "Tam bir maçoydu gerçekten" dedi.

Masadaki Ezgi'nin ve Alim'in gülüşmelerine eklenen Seda'nın gülmeleri yüksek olsa da Hisar'ın sessiz gülmelerini bastıramıyordu.

Hisar cidden asla sert bir abi değil, aksine Seda'nın yakın olmasa da her şeyini bir şekilde konuşabileceği bir arkadaşı gibiydi.

Sanırım bu masada, olaylara yabancı kalan bir bendim şu an. Yüzümü tiksintiyle buruşturdum. Kendimden mi yoksa yaşananlardan dolayı mı tiksindiğimi bilemedim.

BEYAZ KAFESWhere stories live. Discover now