2. BÖLÜM: Milat

53 10 40
                                    

Not: medyadaki şarkı Berkin'in söylediği Hande Yener/ Mor şarkısıdır.

Bazı günler vardır insanı mutsuz eden,hayal kırıklığına uğratan,canını yakan ve hiç olmadığı kadar üzen. Artık bunlara alışmıştım,her günüm böyleydi ve artık canımı da yakmıyordu. Belki birine bunu desem anlamayabilirdi, ama öyle bir alışmıştım ki hatta buna alıştığım günler ben de anlam veremiyordum ama canım daha az yanmaya başlamıştı ve bunu da kimse anlayamıyordu. Zaten beni hiç bir zaman,kimse anlamamıştı. Ta ki bugüne kadar...

Bazı günler vardır insanı mutlu eden,umut barındıran, canını bile umursamayan ve hiç olmadığı kadar mutlu eden. Hiç bu hissi tatmamıştım. Belki artık mutlu olma zamanı gelmiştir. Belki birine ilk defa mutlu olduğumu desem anlamayabilirdi çünkü karşımdaki kişi benim yaşadığımı yaşamamış olabilirdi. İlk defa canımın alışmadığı hissi bugün öğrenmiştim. İlk defa beni anlayan birini bulmuştum. Peki,o da beni bırakırsa ne yapardım,ne yapacaktım?

O ne yaşamıştı da beni anlayabiliyordu?
Belki de şu an bu düşünceleri sonra düşünmek üzere bir kenara bırakmalıyım. Ya da bu düşüncelere geri dönmemeliydim ve şu anın keyfine bırakmalıyım kendimi. Öyle de yapacaktım.

"Ne oldu? Beni yenmek için plan mı kuruyorsun? Ya da planlar?" Berkin'in sesiyle irkildim ve aklımda ki düşüncelerden kurtuldum. İçeriye girmiştik ve kayıt yapıyorduk, belki daha sonra da tekrar geliriz diye.

"Ha?" dedim ilk önce anlamayarak ama sonra bahisi düşününce "Yok,seni yenmem için bir plana yada planlara ihtiyacım yok. Bence sen plan yapmaya başlasan iyi olur,kaybettiğinde yüzünün alacağı hali görmek için sabırsızlanıyorum."dedim keyifli ve alaylı bir sesle ama kaybedeceğimi biliyordum. Açıkçası bu da umrumda değildi çünkü bugün yarını ve dünü düşünmeden eğlenmek istiyordum,bunun da hakkım olduğunu düşünüyordum.

Kayıt yaptıktan sonra patenlerin olduğu yere doğru yürümeye başlamıştık. O patenini seçse de ben patenini daha seçememiştim çünkü patenden anlamıyordum.

Berkin elinde bir patenle yanıma gelip "Al,bunu giy. Sanırım patenden anlamıyorsun ama beni yeneceğini düşünüyorsun. Bunu yapamayacağını da iyi biliyorsun." dedi pateni giymem için uzatarak. Sonra da "Seni korkutmak istemem ama ben bayağı iyiyim bu konuda ama şanslısın çünkü karşındaki insan çok centilmen bir erkek." dedi benimle dalga geçerek ama son kurduğu cümlede kaşlarımı kaldırdım ve güldüm bunu görünce o da bu anı bekliyormuş gibi ardımdan gülmeye başladı. "Evet kabul ediyorum buna biraz sevinebilirsin ama çokta sevinme çünkü karşındaki erkek centilmen olduğu kadar da güçlü bir rakiptir bunu unutma." Bu cümlesinden sonra daha çok gülmeye başladım ve o da bana eşlik etti. Hatta kahkaha atmaya başladık beraber ama karnıma ağrı girince sustum.

"Bence bu kadar yeter." dedim karnımı tutarak. "Hadi bahis başlasın."

Berkin de ardımdan elini uzatarak "İyi olan kazansın." dedi. Bende elimi uzatarak elini sıktım ve piste doğru yürüdük.

Piste basar basmaz kaydım ve sanki suda çırpınan balık gibi bende pistte debelendim. Sanki bu paten işi bana göre değil. Neden girdim ki bahse ah benim aptal kafam.

Arkamda bir gölge belirdi. Arkamı dönüp baktığımda Berkin olduğunu fark ettim. Güleceğini sanmıştım fakat sandığımın aksine fazla ciddiydi. Bana elini uzattı ve belimden tuttu ben de elini tutarak kalkmaya çalıştım fakat nafileydi. Kalkar kalkmaz bu sefer de Berkinle düştüm ama o bu durumdan gayet memnun ve neşeli gibiydi.

"Sanırım ben bir daha buraya gelmeyeceğim ve burayı da hiç sevmedim. Bari rezil olmasaydım iyiydi." dedim söylenerek ve Berkin de bunu duymuş olacak ki güldü hatta neredeyse kahkaha attı. Ben de o güldüğünde, tam o esnada bir şeyi yeni fark ediyordum.

YALNIZ KUŞ Where stories live. Discover now