2. Bölüm <Tuğrul>

Start from the beginning
                                    

Birkaç dakika geçtiğinde telefonuma bildirim geldi.

0556: Efendim demek.

0556: Bundan sonra bey kelimesini yasaklıyorum sana.

0556: Sadece efendim.

Yüzümde oluşan gülümsemeyi fark ettiğimde duraksadım, arkamdan duyduğum ses ile gözlerimi kapattım, "Eftal, ben geldim..."

Gülümseyerek arkamı döndüm.

"Pelin."

"Canım, nasılsın."

"İyiyim, sen nasılsın." deyip sarıldım, ayrıldıktan sonra gülümsedim, "Uğrayayım dedim."

"İyi yapmışsın."

"Ee nasıl gidiyor, sen solmuşsun gibi."

"Yok ya, iyiyim iyiyim"

"Sedat amca nerde onu da göreyim."

"Bende seni arayacaktım, o birden gitti, hatta yeni patron geldi bile."

-

Gözlerimi açtığımda kolumu kaldırıp saate baktım, ayağa kalkıp dolabımı açtım ve üzerimi giyindim.

Makyajımı ve saçımı yaptıktan sonra evden çıktım, kahvaltı yapmaya vaktim yoktu.

Taksiye binip şirkete gittikten sonra kata çıktım ve masama geçip planı hazırladım.

Aktan beyin dün yazdıkları aklıma gelince dudaklarımı birbirine bastırdım. Acaba ne anlamda söyledi onları...

Acaba düşündüğüm gibi mi? Eğer öyleyse...

Değildir ya, değildir.

"Planımı getir." duyduğum sesle tüm düşünceler kayboldu, tableti alıp hızla peşinden odaya girdim, "Bugün hiç toplantı yok, ama tüm gün yönetim kurulu ile geçecek, yeni geldiğiniz için tanışmanız gerektiğini düşündüm, sırayla hepsini ekledim, hepsiyle yarım saatlik konuşma gerçekleştireceksiniz."

"Tamam sorun yok."

"Yarın içinde proje ekibi ile görüşmeler ayarlayacağım."

"Tamam, çıkabilirsin." dediğinde cevap vermeden odadan çıktım, kalbim güm güm atıyordu. Neden böyle hissediyordum sürekli?

"Nasıl olur ya böyle bir şey!?" Tuğrul beyin asansörden bağırarak inmesiyle ayağa kalktım. "Kim oluyor bu herif!?" deyip birden bakışları bana döndü. "Odasında mı!?" diye bağırdığında cevap vermedim. "Kendim bulurum." deyip birden Aktan beyin odasına daldı.

"Noluyor!" Aktan beyin de bağırmasıyla yanlarına gittim.

"Asıl sana noluyor! Ben 13 yıldır bu şirketin genel müdürüyüm tek günlük gelip beni nasıl şirketten çıkarıyorsun, yeri geldi bu şirketi ayağa ben kaldırdım!"

"Sizi ayağa kim kaldırdı peki?" dediğimde bana döndü.

"Ne diyorsun sen?"

"Sizi ayağa kim kaldırdı diyorum, hani siz şirketi kaldırmışsınız, sizi kim kaldırdı, durun ben söyleyeyim, Sedat bey, o olmadan bir hiçsiniz, şimdi bağırıp çağırmanın bir anlamı yok."

"Ne diyorsun ya sen? Sende yüz buldun tabi yeni patronundan, şimdi her yerin ayrı oynu-" sözünü bitirmeden Aktan bey yakasından tuttuğu gibi karşı duvara yapıştırdı. "Şirket kimin." dediğinde cevap vermedi.

"Şirket kimin!" deyip yumruğu yüzüne indirdi. "Cevap ver, şirket kimin?"

"Sizin."

"Seni şirketimden kovarken senden izin mi alacağım?"

Solcu Aşk +18Where stories live. Discover now