~Bölüm 26~

15 4 40
                                    

Hızlıca yanına koştum. Yere eğildim. Fred zorlukla nefes alıyordu.

Yankı: Fred! Fred lütfen gözlerimin içine bak!

Fred kesik kesik nefesler alıyordu. Zor güç konuştu. Konuştuğunu sadece ben duyabiliyordum.

Fred: Laura gidin... Bu bir tuzak.

Yankı: Hay! Çocuklar uzaklaşın bu bir tuzak!

Hepsi geriye çekilirken etraftan ölüm yiyenler çıkıyordu. Aniden Matteo'yu da rehin tuttuklarını fark ettim. Ayağa kalkmadım. Diğerleri ise önümüzde duarak bizi korumak için yarın çember oluşturmuştu. Ölüm yiyenler saldırıyordu. Ben ise Fred'in yarasını iyileştirmek için uğraşıyordum. Bir yandan ağlmamak için kendimi zor tutuyordum. Alara bağırdı.

Alara: Yankı tılsım! Gücünü kullan!

Yankı: Nasıl yapacağım bilmiyorum!

Aniden iki iki kişi daha diğerlerinin arasına katıldı... Adrian ve Matteo... Adrian Matteo'yu kurtarmıştı. Matteo diğerlerine katıldı. Aniden sapan bir büyü bana çarpmıştı ve kolumu yaralamıştı. Yine de umursamayarak Fred'in en derin yarasına baskı yapıyordum. Fred ise vurulan kolumdaki elimi tutuyordu.

Stresten ne yapacağımı şaşırmıştım. Bir Yandan Fred'in kanaması devam ediyordu. Diğerlerş bizi korumaya çalışıyordu. Adrian oradan sıyrılarak yaralı halde yanıma eğildi. Bir elinş omzuma koydu. Puslu gözlerle ona baktım.

Adrian: Odaklan.. İnanıyorum yapabilirsin...

Kendimi toparladım. Odaklanmak amacıyla gözlerimi kapattım elimde nedensizce bir sıcaklık hissettim. Gözlerimi açtığımda mor bir ateş etrafında siyah dumanlar.

Yankı: Bu kara büyü!

Adrian: Hayır. Sana yardımcı olacak bu.

Adrian'a inanarak elimş yavaşça Fred'in ağır yarasına doğru götürdüm. Yavaşça yarasınınnüstğne bastırdım ateşi. Acısını emebildiğimi fark ettim. Bu yüzden acısını emdim.

Ben Fred'i iyileştirmeye çalışırken diğerleri yaralanmalarına rağmen bizi korumaya çalışıyorlardı. Bir tane ölüm yiyen Alara'ya saldırıp İmperio Lanetini uyguluyordu. Onu sertçe duvara fırlatıp kafasını çarptırmıştı. Gördüğüm manzara ile resmen deliye döndüm.

Yankı: KİMSE BENİM ARKADAŞIMA LANET ATAMAZ! AVADA KEDAVRA!

Asama hızlı davranıp saldırmıştım. Ölüm yiyen ölmüştü. Malfoy'un ayak ucuna düşmüştü. Bu sırada Fred'in eli benim yarasının üstünde olan kolumdaydı. O yavaşça yere düşmüştü. Hızlıca önüme dönüp nabzını kontrol ettiğimde yaşıyordu. Rahat bir nefes aldım.

Malfoy hızlıca annesini de Alarak oradan uzaklaşmıştı. Babasının Azkaban'a gittiğini duymayan kalmamıştı. Muhtemelen "babasının yarım bıraktığı işi" tamamlayacaktı.

Fred baygındı. Diğerlerşde bitkin düşmüştü. Hızlıca cisimlendik. Adrian'ı orada bırakmak istememiştim ama bize bağırarak gitmemizi söylemişti. Umarım hemen arkamızdan cisimlenmiştik.

Eve geldiğimiz de Fred'i zor güç koltuğa yatırdık. Bayan Weasley sesimizi duymuş olucak ki hızlıca yanımıza geldi. Bizi yaralı görğnce korkmuştu. Kafasını çevirdiğinde baygın ve kanlı kıyafetlerle yatan oğlunu görğnce ayrı korkmuştu. Ne oldupunu soruyordu sürekli bize. En sonunda kafamı önüme eğit konuştum. Bu sırada kan akan kolumu tutuyordum. Başımdanda az da olsa kan akıyordu.

Yankı: Hepsi benim suçum. Onun ve diğerlerinin yaralanmasının suçlusu benim.

Molly: Ne...

İki Türk Kız// Hogwarts ~Fred WEASLEY and George WEASLEY~Kde žijí příběhy. Začni objevovat